21. Bölüm

5K 289 29
                                    

Tuğrul yakışıklı bir adamdı ancak haddinden fazla yakışıklı olduğunu ilk kez fark ediyordum.

Okula onu ziyaret etmek için gelmiştim ve derste olduğum için görevli beni öğretmenler odasına almış, burada bekleyebileceğimi söylemişti. Tuğrul'un  güya arkadaşı olduğumu duyan herkes de bana onun hakkında sorular sormaya başlamıştı. Başta okulda yeni olduğu için onu merak ediyorlar diye düşünmüştüm. Çünkü Tuğrul bazen fazlasıyla ketum bir insan olabiliyordu. Özellikle hayatında hiçbir yeri olmadığını düşündüğü iş arkadaşlarıyla günlük konuşmalardan ileri gitmezdi. Bu yüzden onu merak edip sorup soruşturduklarını sanmıştım ancak soruların boyutu her soruda daha farklı yerlere gidiyordu. Her cevabımda bir grup öğretmenin güle güle birbirine kaş göz yaptığını görmek damarlarımda kıskançlığın kol gezmesine sebep oluyordu.

Çünkü insanlara arkadaş olduğumuzu söylemem gerçekten arkadaş olduğumuz anlamına gelmezdi. Ben onun sevgilisiydim. Ve bir insanın sevgilisine o adamın bekar olup olmadığı sorulmazdı, özellikle sevgilisi olduğunu söyleyemeyecekse.

Herkesin Tuğrul'un cis hetero bir erkek olduğuna inancı bu ülkedeki insanların gay radarları hakkında endişelenmeme sebep olmuştu çünkü ben Tuğrul'u görür görmez biseksüel olduğunu anlayıvermiştim. Gerçi ilkinde biraz aceleye geldiği için dikkatli bakamamıştım ama ikincisinde kesinlikle anlamıştım.

Çünkü Tuğrul her daim yüzüme gözlerinden kalpler çıkacak şekilde "sana aşığım" der gibi bakardı ve ben bunu anlayabilecek kadar zeki bir insandım.

Çok şükür.

"Peki nasıl kızlardan hoşlanır biliyor musunuz?" Karşımdaki esmer kadın, Tuğrul'a yaptığım kurabiyeleri yerken öğretmen olup olmama konusunda yeniden düşündüm. Yani... Buna benzer bir ortamda çalışmak ister miydim ki?

Çalışacaksam da benim kesin Tuğrul'un olduğu yere atanmalıydım çünkü sevgilimi böyle insanlarla bir arada bırakmak hiç içime sinmiyordu.

Genel olarak kızlardan hoşlanmaz, demek istedim. Onun tipi aslında kumral, 1.83 boyunda, yeşil gözlü bir erkek, hatta adı Mahir, bu arada merhaba ben Mahir, demek istedim. Ama yapamadım.

Gergin gülümsemem dudaklarımda asılı kalırken Tuğrul'a yaptığım kurabiyeyi yiyen insanları inceledim. Tüm bunları duysa Tuğrul asla bir daha buraya gelmeme izin vermezdi.

Buradaki herkes onun bekar olduğunu biliyordu yani dolayısıyla herkes için ideal eş olabilecek potansiyeldeydi. Tuğrul kibardı, çok fazla gülerdi, anlayışlıydı, fazla konuşmazdı ancak konuştuğunuzda da gerçekten seni anladığını hissederdin.

Bir insan başka ne isterdi ki?

Hiçbir şey.

"Neden tipini soruyorsun ki Gamze?" diye sordu kaloriferin yanına tüneyip kitap okuyan kısa, sarı saçlı, yaşça biraz daha büyük olan kadın "Bir tipi varsa bile sen bunları bozacak kadar güzelsin."

Yutkundum.

Öyle miydi?

Gözlerim karşımdaki kadına çevrildiğinde yüzüne baktım uzun uzun. Gerçekten çok güzeldi. Türkan Şoray'ı andırıyordu.

Gamze gülümsediğinde, muhtemelen adını aldığı gamzeleri ortaya çıktı ve siyah, beline kadar gelen saçlarını havalı bir şekilde savurup "Öyle mi Sevda Hocam?" diye sordu.

Gözlerim saate kaydığında dersin bitmesine sadece bir dakika kaldığını gördüm.

Sadece bir dakika daha sabredecek, hemen ardından Tuğrul'a kavuşacaktım.

ama evlisin |gay| •bxb•Where stories live. Discover now