36. Bölüm

2.9K 193 85
                                    

Mahir Günebakan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Mahir Günebakan

Mahir Günebakan

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Tuğrul Soylu

Gözlerimi araladığımda yanımdaki boşlukla karşılaşmak kaşlarımın çatılmasına neden olsa da mutfaktan gelen sesleri duyduğumda derin bir nefes verdim. Dün yaşadıklarımızdan sonra Tuğrul nasıl bir ruh halindeydi bilmiyordum o yüzden uyanınca onu yanımda görememek beni bir anlığına da olsa korkmama neden olmuştu.

Yatakta doğrulup birkaç saniye kendime gelmeyi bekledim. Normalde başkasının evinde uyumayı sevmezdim. Yerimi yadırgar, kendi yatağımı özlerdim ancak bu gece bebek gibi mışıl mışıl uyumuştum. Sonuçta kollarında olduğum kişi Tuğrul'du, onun yanında rahatsız hissetmek mümkün değildi bir kere. Varlığını hissetmek bile otomatikmen kendimi salmama neden oluyordu.

Uykumun iyice açıldığını anladığımda ayaklarımı yataktan sarkıtıp kalktım. Sonunda doğru düzgün uykumu alabildiğim bir sabaha uyanmıştım. Haftaiçleri okul olduğu için erkenden uyanıyordum ama benim vücudum erken yatmaya alışık olmadığı ve en erken gece iki de yattığım için asla uykumu alamıyordum. O yüzden haftasonları benim benim için çölde su gibi bir şeydi.

Odadan çıkıp mutfağa girdiğimde Tuğrul'un ocağın başında bir şeyler yaptığını görmek içimin huzurla kaplanmasına neden oldu. Vücudumu kapıya yaslayıp iç çekerek onu izledim bir süre. Yemek yaparken bir şeyler YouTube'dan dinliyor, bir yandan da kendi kendine mırıldanıyordu. İçimdeki huzur tüm bedenimi bulduğunda gülümsedim kocaman. Bu gülümseme belki daha öncekilerden daha kocaman, daha gerçekçiydi. Geçtiğimiz tüm zorlu yollardan sonra on yıl önceki bir cumartesi sabahındaymışım gibi hissettiren görüntüye biraz daha baktım. Sanki birazdan bana, "Bu dersten bir kez daha kalırsam okulu bırakacağım" diyecek, ben de ona kızıp kafasına vuracaktım. Tuğrul'un böyle şakaları çok olurdu ve ben bundan hiç hoşlanmazdım. Okumak benim gibilerin tek kurtuluşuydu ve kendi sevgilimin şakadan bile olsa böyle şakalar yapmasına tilt olurdum.

Kaşlarımı çatarak ona bakar ve "Üniversite bile okumamış adamı koynuma koca diye alır mıyım sanıyorsun?" diye tehdit ederdim. Bu benim açımdan bir tehdit olsa da, onu hep çok güldürür, alnımı öperek "Kedi gibisin," diye mırıldanırdı. İşte bu beni her şeyin üstüne daha da sinirlendirdi. Ona daha çok kızar, onunla evlenmeyeceğime yemin edip dururdum. Ve o yine şen kahkahalar atıp yüzümü öpmeye devam ederdi.

ama evlisin |gay| •bxb•Where stories live. Discover now