42.BÖLÜM:"Harabe"

94.9K 4.8K 765
                                    

•●•

Elleri çenesinin altında, üzerine örttüğüm battaniyenin altına kıvrılmış Asmin'in gözleri yeni kapanmıştı. Geldiğinden beri belliydi yorgun olduğu. İçtiği ilaçların zehirleme gibi bir tehlikesi var mıydı bilmiyordum; o yüzden onu hastaneye geri dönmesi konusunda ikna etmek için ne kadar uğraşsam da beni dinlememişti bile. Onun yerine koltuğa yatıp gözlerini ayaklarıma dikip öyle de uyuya kalmıştı. O önemsemiyor olabilirdi ancak dün doktorun söylediklerinden sonra ben onun kadar rahat olamazdım.

Uyuyan Asmin'e son kez bakarak odamdan telefonu alıp antreden Asmin'i izlerken Hakan amcayı aradım ama açan olmamıştı. İkinci kez aradığımdaysa gecikmeden açılmıştı telefon. "Alo, Hakan amca..."

"Tanem işim başımdan aşkın eğer önemli bir şey yoksa..." İşinin neden başından aşkın olduğu belliydi. "Asmin'i..."

"Nasıl olduğunu soracaksan bilmiyorum!" diyen sert sesi sözümü kesti. "Asmin ortalıkta yok!"

"Şey... Asmin burada." dediğimde bir an nefesini tuttu gibi gelmişti. Telefonda ki bütün ses gittiğinde acaba yanlışlıkla kapattı mı diye bakacakken "Orada mı?"diye sordu. Sesi fazlasıyla şaşırdığını anlamama izin verecek kadar açıktı. "Sabah erkenden geldi. Hastaneye getirmeye ikna edemeyince eve aldım bende."

"Ve o da öylece girmeyi kabul etti." Gözlerimi devirirken nefesimi verdim. "Buraya gelirken amacı da o olmalıydı demek ki. Neden şüpheci sorular soruyorsunuz?" derken neden bilmiyorum ama sinirlenmiştim. Sanki Asmin'i ben alıp evime getirmiş ve zorda kalınca da kendi geldi deyip onu almaları için yalan söylüyormuşum gibi hissetmişim. Kulağa çok saçma geliyordu ancak olan buydu. "Sadece şaşırdım!" Hakan amcanın daha az öfkeli çıkan sesini duymazdan gelerek uyumaya devam eden Asmin'e diktim gözlerimi. Buraya sadece benim gitmeme engel olmak için gelmiş olamazdı. Ya söyleyeceği bir şey vardı ya da kaçtığı; hiçbir nedeni yoksa bile burada kalması beni rahatsız etmezdi.

"Neyse ne! Asmin şimdi uyuyor, uyusun. Gitmek istediğinde sizi ararım, zaten sadece sizi haber vermek için aramıştım!" deyip telefonu yüzüne kapattığımda kabalığıma diyecek yoktu ancak başka yapabileceğim bir şeyde yoktu. Ben haber vermiştim gerisi onların bileceği işti.

Ciğerlerimde ki havayı oflayarak verirken, bir an ne yapacağımı düşündüm. Bu gün için tek planım yine başıma bir olaya gelene kadar boş boş oturmak, günü sağlam gece edersem soluğu Akasya'nın çalıştığı barda almaktı. Ama günün ne getireceğini bilmediğim ve dışarı da çıkamayacağım için bu defa Akasya'yı aradım. Telefonu uzun uzun çaldıktan sonra ancak açılmıştı.

"Sabah sabah seni kim dürttü," diye söylenerek açtı telefonu. Kim uyandırdıysa, ters tarafına denk gelmişti. Bu sabaha normal başlayan biri yoktu heralde. İç çekerek salondan geçip mutfağa yürüdüm. "Akasya... Biliyor musun; seninle ilk tanıştığımızda daha uysal bir kızdın." Dolaptan aldığım şişe suyu kafama dikerek içerken vereceği cevaba kulaklarımı kapattığım Akasya'dan gelen homurtular bittiğinde telefonu kulağımdan çekip saate baktım. Daha sekiz bile olmamıştı. "Bu saatte neden ayaktasın bilmiyorum ama hazırlan ve bana gel!"

"Nedenmiş o? Uyuyacağım ben!"

"Of Akasya, cidden başım çatlıyor başlatma uykuna. Kaldır koca kıçını, gelirken de fırına falan uğra, kahvaltıya misafirimiz var!" deyip geri planda art arda sorduğu soruları dinlemeden kapattım telefonu. Belli ki gün boyu, tabi biri gelip kapıya dayanmazsa, evde olacaktım ve Asmin'le yalnız kalıp ne diyeceğimi bilemeyerek oturmaktansa Akasya'yı aramıza köprü yapar rahatlardım.

Alıştığım can sıkıntısıyla birlikte aylar sonra ilk defa kahvaltı hazırlama işime giriştiğimde aklımda engel olamadığım geçmiş anılarım, dudaklarımda ki buruk gülümsemeyle gözlerimde nem vardı. Ne olursa olsun eski hayatımı özlüyordum. Biri tarafından yönlendirilmeyi, birilerine bağımlı yaşamayı, izin almayı, çoğunluğunu annemden aldığım tek tük cezaları, o adamın sırf ben sevmiyorum diye en sevdiği yemeğin evde pişirilmesini yasaklamasını, benimle vakit geçirmesini, küçük bir çocuk gibi bıkmadan benimle oynamasını, çocukluğumu, ailemi...

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin