59'2.BÖLÜM: "Kan Anlaşması"

49.1K 2.8K 479
                                    

•●•

Geri saymaya başladım. Geri saymaya başlamanın zamanını elimden kaçmadan yakalamış ve artık her an bir adımın beni geri götürmesine rağmen en ilerisi için bir sayım olduğunun farkındaydım.

"Acele edin!" Amber'in sesi son derece kontrollü çıksa bile hareketlerinde ki telaş olduğum yerde durmam için beni teşvik etmeye devam ediyordu. Cihan'ın koluna sıkıca tutunmuş yanında beklediğim anlarda Poyraz'ın elindeki telefonla uğraşını korkuyla izliyordum. Korumalar buraya geliyordu. Geldikleri zaman onları burada görse orantısız güçle karşılaşabilir ve zarar görebilirlerdi ama korkum bu yüzden değildi; bu sadece etrafımda salınan hafif bir endişeydi. Korkum tam olarak şu andı, "Etraf sakinleşmeden biz çıkamayız. Korumalar eve girmeden siz çıkın," diyen Poyraz Amber'i kolundan tutup kapıya doğru yürüdü. "Onlara babanın aradığını ve bu yüzden aşağıya indiğinizi söyle." deyip kapıyı açmak için Cihan ve bana bakarak onay beklediği anlarda yutkunarak gözlerimi kapatıp alnımı Cihan'ın omzuna yasladım. Dakika bile değil sadece saniyelerimiz varken ona veda edemeyeceğimi biliyordum. Korkum bu ve ayrılıyor oluşumuzdu. Eve gitmek istiyordum. İçimde çığlık çığlığa ağlamama neden olacak hisler birbirlerine dokunarak türüyor kanser gibi ince ince her hücreme işliyordu. Cihan saçlarımı okşayarak başımın üzerine bir öpücük bıraktığında kapalı gözlerimi açarak başımı kaldırıp ona baktığım zaman gözlerimin doluşuna an be an şahit oluyordu.

Bir şey söylemedi ama ben delirircesine bir şeyler duymak istiyor bir şeylerle oyalanarak içinde bulunduğumuz durum yokmuş gibi davranmak istiyordum. Cihan zaman kaybettiğimizin farkında beni bırakmadan hemen önce dudaklarını alnıma bastırarak mırıldandı. "Snow'a karşı... ne gerekiyorsa onu yap," derken sesi memnuniyetsizdi. Bana onun için üzül ve onu önemseyen roller kes diyordu ama bunu söylerken bile öfkesinde bir acının olduğu belliydi. Bunu nasıl bu kadar soğuk kanlılıkla isteyebilirdi; ben gerçek isteğinin bu olmadığını bilmeme rağmen nasıl Snow için ağlayabilirdim ki?

Cihan'ın yanından içimden söküp atmak için dünyayı yakabileceğim sessiz bir karanlığın ürkütücü uyanışıyla ayrıldığımda Amber ile evden çıktık. Hızlı adımlarla yukarıya çıkan iki korumayla merdivenlerde denk geldiğimizde yüzümde panik ve korku vardı. Konuşan tarafın ben olmayışı gözleri üzerimden biraz daha çekerken resmen bağırarak konuşan Amber olayı öğrenmeye çalışıyordu. Onlar konuşurken diğer koruma elini omzuma koyup saygılı bir hareketle bana yol verdi. "Efendim, gidelim."

Başımı sallayarak binadan çıktıktan sonra bizi bekleyen minibüse binerken Amber babası ile telefonda konuşuyordu. Ben sessizdim. Dışarıdan bakıldığında daha çok şoka girmiş gibi duruyor olacaktım ki korumanın bana bakışları bile temkinliydi.

"O iyi mi?" Bunu dile getirirken titreyen sesim sadece Cihan'ı düşünüyordu; ya o nasıldı?

"Evet." Bu ne merak giderici ne de normal şartlarda iç rahatlatan bir cevap değildi. Fazlasına ihtiyacım vardı; çok daha fazlasına. Kötü. Çok kötü. Hatta, o öldü, gibi cümlelere. O öldü ve burada işin bitti...

Amber'in babasıyla konuşmaya devam ettiği anlarda bana herhangi bir bilgi vermedi. Babasıyla arasında bir plan vardı ve belki de Snow'a o saldırmıştı ya da saldıranı biliyordu ya da nedenini ya da bu iş ortak planlarıydı. Aklım allak bullak olurken elimi yüzüme örtüp kollarımı dizlerime koyarak bekledim. Dün gece konuşulanlar aklıma geldiğinde iyice eli ayağı bağlanmış hissediyordum; bir kapan kurmuştuk ama sakladığımız yerin düşman topraklar olduğuyla şimdi yüzleşiyor olmamıza rağmen ben hala o tarlada koşmak istiyordum. Koşacaktım da, zaten burada yalnızdım. Yanlış adımımda bir tek ben zarar görecektim... Değil mi? diye mırıldandı gereksiz yanım. Durgunlaşmış ve çöktüğü duvar dibinde bana verdiği enerjisinin son demlerinde gibiydi. Sadece sen zarar göreceksin Tanem, değil mi... Cihan'ı arkamda nasıl bıraktığımın bir önemi yok değil mi... Ona, beni sensiz bırakma diye yalvarırken benim bırakmam bencillik değil de ne olacaktı peki...

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin