60'1.BÖLÜM: "Evime"

56.9K 3.1K 989
                                    

•●•

Sessiz iç çekişlerim ağzımdan titreyerek çıkıp avuçlarıma çarptığında yüzüme vurduğum soğuk su sıcak gözyaşlarımın izlerini temizliyordu yanaklarımdan. Temizlenen bir tek yüzümdü zaten. Başımı kaldırıp baktığım aynada bulduğum gözlerimin gerisinde bir yanım hala ağlıyor oluşunu kanıtlar gibi buğuluydu bakışlarım.

Sakinleşmek adına yaptığım tek hareket buydu. Paramparçaydım. Cihan'ı bıraktığım gibi, o kadar dağınıktım ki kendimi toparlamak için bile hali kalmamıştı hiçbir yanımın.

Haklıydı. O haklı. Cihan'ın arkasından bağıra bağıra itiraf edemediğim tek şeydi bu, o haklıydı. Lucas'ın annesini kurtarmak onun için ailesinin katilini korumaktan fazlası değilken bunu ondan istemem bile saçmalıktı ama diğer yanda benim annem vardı. Hayatımızın buluşmadan önce ki yaşanılanları ayırmıştı bizi bu gece. Ne bilgiler ne başkaları; sadece ben umrundaydım Cihan'ın. Beni korumak isterken ona ayak direten ben ve beni anlasa bile bunu varlığıyla reddeden Cihan ile bir yol aramak yerine aramızdaki ipi kendi köşelerimize çekiştirmekle inat ettiğimiz için bu haldeydik şimdi.

"Biraz sonra seni buradan çıkarmak için geleceklerdir. Eve dönelim."

Kadınlar tuvaletinin içinde sadece ben ve Lucas vardı. Beni çöküp kaldığım o duvar dibinden kaldırıp kendime gelmem ve işine yaramam için toparlanmamı isterken dediğini yapmaya zorladım kendimi. En azından bu üzüntüme değsin dedim.

Bu gece sancılı geçerdi benim için. Kabuslarla, aklıma geldikçe ağlamakla ve ölecekmiş gibi acı veren ihtimallerle kıvranırdım ama sabah olduğunda bir Avcı olarak devam edeceğimi biliyordum. Sarsılmıştım... Cihan'ın gidişiyle sarsılmak ne kelime, yıkılmış moloz yığınına dönmüştü her yanım. Ama yabancısı olmadığımdan altında ezilmeden kurtulmasını öğrenmiştim o yıkıntıların.

Avucuma doldurduğum peçetelerle yüzümü kurulayıp kollarımla kendimi sararak kapıya yürüdüğümde Lucas kapıyı açtı ve beni ara bir merdivenden başka bir binaya geçirerek arabaya ulaştırdı.

Eve gitmedik. Lucas boş boş sokaklarda sürerken izbe bir arada arabayı durdurdu ve biz saatlerce oturduk öylece. Ayakkabılarımı çıkardım dizlerimi kendime çekip ceketimi çıplak bacaklarıma sardığımda topuzumu çözmüş ve koltuğa gömülmüştüm.

Alt dudağım titriyor sessiz ağlamama eşlik ederek kıvrılıyordu. Gözlerim sokağı seçemeyeceğim kadar yaşlarla doluydu. Zihnimi durduramıyordum, gözlerimi her kapattığımda Cihan ve bıraktığım eli beliriyordu en karanlık perdelerin birinde. Gezdiğimiz bütün sokaklarda bizi takip eden sesi beni bulmuş ve kulaklarıma doluyordu. "Gidersen biter." Boğazımda engel olamadığım acı bir inleme nefes almama engel olduğunda arabanın camları açıldı ve son sarılmamızda üzerimde kalan koku hareketlenerek etrafımda uçuştuğunda ellerimle yüzümü o kadar sıkı kapattım ki; hıçkırıklarım, pişmanlığım, Cihan'ı yüzüstü bırakışım ve anneme özlemim içimden çıkacak yer bulamayıp tam göğsümde çarpışarak her yeri kana buluyordu.

"Beni affetmeyecek." Hayıflanmam beni duysun diyeydi. Bir yerlerde sesimi duysun ve gelip itiraz etsin birlikte yol alalım diyeydi. Gelse bile ne yazardı ki... O benimle birlikte olmayı seçerek bile ailesine ihanet ettiğini düşünerek vicdan azabı çekerken, ailesinin ölümüne neden olan kadını nasıl kurtarabilirdi? Cihan benim için bunu yaparsa ölürdü. Bunu daha erken aklıma getirmeliydim ama.. Onu arayamazdım, ona bu konuda baskı yapamazdım... ben onu ellerimle öldüremezdim.

"Bitsin..." Boğuluyordum. Yüzümü dizlerime gömerken son adımını atıyormuş gibi tükeniyordu sesim. "Bitsin artık..."

Lucas bana o gece saygı duydu. Annesi için yaptığım fedakarlığın farkındaydı ve benimle hiç konuşmadı, beni bana bıraktığı anlarda ağlamam durulduğunda bile varlığı hala sessizce yanımdaydı.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin