60'3. BÖLÜM: "Hep Benimle?"

66.1K 2.9K 556
                                    

Jarryd James - 1000x
•●•

Duyduğum sese algılarımın verdiği tepki kesinlikle korku değildi. Yerimde sıçrayıp panikle arkamı dönerken deli gibi çarpan kalbimin tek nedeni Cihan'ın burada olmasıydı. Haber vermeden gitmeme kızacağını hatta öfkeden gözünün döneceğini biliyordum ama bu, burada oluşu, benim planımda da yoktu.

Sabah uyandığımda onu sabahın çok erken bir saatinde pencereye tünemiş düşüncelerini izlerken sigara içtiğini gördüğümde o sabah için belki de en son tatmam gereken duyguyla doldu içim. Hayal kırıklığı. O kadar zamansız yakalamıştı ki beni bu his, o kırıklık kırgın yanıma ulaşmak için bir adım attığında tek savunmam kaçmaktı. Cihan sigarayı bir tek çok düşünceli olduğu zamanlarda içerdi ve ben onun sabahın bir vakti kendini uykusuz bırakan düşüncelerin istilasında olduğunu böyle anlayabiliyordum.

Sadece bir an dün ki savaşımızın boşuna olduğu hissiyle küskün bir nefes verip ona arkamı dönecek kadar kısa bir zaman diliminde beni duyması ve hareketlenip yanıma gelmesi ilgi odağımdan iradem dışı anında çıktı. O an yüzleştiğim, zamansız bir kare bana hatıralarımı yaşatmak istercesine bakarken yattığım yerde bütün bedenimin kasıldığını hissettim.

Cihan bana seslenip ilgimi toparlamam için hemen başucumda oturuyor ve konuşmak isteyip istemediğimi soruyordu. Evet, dedim içimden ama kelimeler dudaklarımdan çıkmıyordu. Evet konuşmak istiyordum. Seninle, kendimle ama en çok geriye kalan tek fotoğrafında beni kucaklayan annemle.

Onunla konuşmalıydım. Bu zamansız yüzleşmeyi onunla yapmalıydım. Onu artık daha iyi anladığımı, ona kızmadığımı, yaşadıklarımı, Cihan'ı ona anlatmalıydım. Ona anlatmalı ve bana sıkıca sarılmasına olan ihtiyacımı Cihan'ın kollarında avutup kapatmalıydım bir defteri daha.

Cihan'ı ensesinden tutup kendime çekerken onu şaşırttığımın farkında öpüyordum. Konuşamayacağımı biliyordum ama bu sessizliği yanlış anlayıp kendini içten içe yıpratmasını aramıza sebepsiz bir mesafenin daha girmesini istemiyordum. İyiydim, bana ne kadar iyi geldiğini anlasın, anlasın ki bana öyle dokunsun istiyordum. Bunu ona konuşarak anlatamazdım çünkü o an ağzımı annemden başkasına açarsam ölecekmiş gibi bir çaresizlikle savaşıyordum. Cihan bana kendi bedeninde sonsuz bir izin verdiğinde ve beni kucağında sıkıca sarıp uyutmaya çalışırken, çalan telefonuna homurdanarak kalkması arkasından beni huzurla güldürdü. Adımlarının aksi kuvvetine rağmen telefonda konuşurken gelen sesinin yumuşaklığı onun Burcu abla veya Asmin ile konuştuğunu anlamama yetti. İkisinin de onu bir süre oyalayacağını bildiğim için vakit kaybetmeden kalktım..

Sızlayan ve hareket ettikçe uzuvlarımın kopup üzerimden döküleceğini hissettiğim bedenimi yataktan çıkarıp gözlerim kapalı duşa girdim. Tesadüfen kendimi bir yansımada görmek, halime acımak veya mutlu bir tatmin yaşamak istemiyordum. İyi veya kötü, bu sabah hiçbiriyle sarsılmak istemiyordum. Sıcak su ve banyoyu saran buharla gerilen kaslarım daha acısız hareket etmemi sağlayacak kadar yumuşarken kasıklarımda hissedilebilir bir ağrının izin verdiği kadar hızlı adımlarla odaya geçtim. Neyse ki Cihan bana giyinmemde müsade edecek kadar anlayışlı bir sabahında gibi duruyordu. Dolapta elime gelen siyah kotu kenara iteleyip açık renk dar bir kot ve en son ne zaman giydiğimi hatırlamadığım kadar canlı, salaş toz pembe gömleğimi giyindim.

Hazır olduğumda verdiğim karardan hala caymamış olmam iyiydi; onsuz gidecektim. Benimle gelmesini ne kadar çok istesem bile bunu ona söyleyip yeniden zorlamaya hakkım yoktu. Ama nereye gittiğimi, ondan kaçmadığımı bilsin istiyordum. Yatağın ucuna düşmüş araba anahtarının yanındaki cüzdanını alarak beni Antalya'ya götürecek kadar para aldım. Cüzdanı bıraktığım dolabın üzerinden bu sabah ilk onunla yüzleştiğim annemin resmini de alarak evden çıkmak istediğimde elbette Cihan'ın beyni benden önce işliyordu. Evin kapısını kilitlemişti. Bu ayrıntı sadece aptal aptal gülümsememe neden olurken Cihan'dan öğrendiğim çok şeyin olması, berelenmiş dudaklarımı sızlatan geniş bir tebessümü yüzüme yapıştırdı. Banyonun önünden başımı iki yana sallayarak geçerken kızacağını biliyordum ama arkamdan geleceğini bildiğim için rahattım. Ona dün gece Asmin ve büyükannesi konuşurken öğrenme fırsatı bulduğum doğum günü için kitaplığıma çok uzun zaman önce koyduğum bir iki kitaptan kenarını daha önce katladığım sayfayı yırtıp onu, kısa süreli de olsa, yatıştıracak bir not bırakarak çıktım evden. Kimseden korkmadım, attığım adımda hiç ardıma bakmadım. Cihan'ın hemen orada, ardımda beni koruyarak bana eşlik edeceğini biliyordum.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin