AVCI | ASİ ' 5

15.1K 804 204
                                    

•Emilie Adams-Essence Of Us•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•Emilie Adams-Essence Of Us•

•●•

Türkiye'den ayrılmamın üzerinden sadece iki ay geçmişti.

İki koca ay.

Düzenlerinin büyük bir kısmı Amerika'da olmasına rağmen büyükannem benimle birlikte Yunanistan'a yerleşmiş dedem ise iki ülke arasında göç edip duran bir kuş sürüsü gibiydi. Kendi kültürüyle büyümemiz konusunda ne kadar istekli olduğunu beni her aradığında mutlaka hatırlatıyor zayıf olan gramerimi düzeltmem için ek dersler bile aldırarak beni bunaltıyordu.

Konuşma konusunda ben gramerde abim daha iyiydi. Çünkü o bir haftalığına bile Yunanistan'da kalsa Türkçesinin bozulmasından şikayet eder inatla konuşmaz dedem ise inatla konuşturmaya devam eder aralarındaki savaşı körüklerdi. Cihan haklıydı, dili hemen etkileniyordu ama bu durum benim için dedeme diş bileyeceğim kadar bir sorun olmamıştı.

Sanırım konuşmada iyi olmam yeni düzenime adapte olmamda yardımcı olduğu için şanslıydım. Özenle seçilmiş bir okul, seçilmiş öğrenciler ve seçilmişlere verilen bir eğitim yuvasında kasılmaktan ölecek olmamı saymazsak gayet iyi götürüyordum durumu. Dedemin diplomat arkadaşının torunuyla arkadaşlığa zorlanmış olmam bile önemli değildi. Gömleği kendini boğmak için iliklemiş veya saçını olduğu gibi bir yana yatırmış olması benim için sorun değildi. Çocuk benden ciddi benden suskun ve benden daha çok inek çekingen bir tipti. Bütün günüm onunla boş boş oturup etrafı seyretmek olsa bile sakinlik sanırım aradığım başka bir şeydi.

Evin içinde yankılanan telefon sesiyle kafamı çevirip omzum üzerinden evin dev salonuna baktım. Pencerenin önündeki oturma grubunda koltuğa ters oturmuş koltuğun sırt kısmına yasladığım çenemle bekleyerek dışarıdaki fırtınalı havayı izliyordum. Bugün okula gitmemiştim daha doğrusu dedem dün saatin gece yarısı olmasını umursamadan arayıp bu emri verdiğinden beri bekliyordum.

Salondan telefonunu alıp bana gülümseyerek oda değiştiren büyükannemin ardından tekrar evin korumalarının turlamasını izlemeye döndüm.

Buna alışıktım. Dışarıda bir şeyler güvenliğimizi tehdit ettiği zamanlarda eve kapatılmaya, kapı arkalarında konuşulan düşmanlara, her şey yolunda gülümsemelerine ve bekleyişlere...

Bu defa ne olmuştu bilmiyordum ama beni buraya kendi elleriyle getirip bırakan abim iki ayın ardından ilk defa Yunanistan'a geliyordu. Beni özlediğini biliyordum ama özlemin yaptırdığı bir ziyaret olmadığını bilecek kadar da yaşayarak görmüştüm çoğu zaman.

Bahçeden evin ön tarafına doğru bir hareketlilik olduğunda saate baktım. Abim ile yaptığım son konuşmada uçağa binmek üzere olduğunu söylemesinin üzerinden yedi saat geçmişti. Bu da ilk uğradığı yerin burası olmadığını gösteriyordu.

Açılan kapı ve büyükannemle fısıldanan bir iki konuşmanın ardından abim salona girdiğinde nefesimi vererek gülümsedim ve uyuşuk hareketlerle kalktım yerimden. Aynı gülümsemeyle açtığı kolları arasına girip sımsıkı sarılırken bir kez daha özlemin ne kadar güçlü bir duygu olduğunu anlamıştım.

AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin