20.BÖLÜM

5.2K 230 9
                                    


Keyifli okumalar dilerim. :)

Multi medya da temsili Yaren var.

*Bu bölüm yeniden düzenlenmiştir.

&&&

Salonda ayağa kalkıp volta atarken aklım hala Berkay'ın ne halde olduğundaydı birden gitmesi ve ona da bir şey olacak düşüncesi beni mahvediyordu artık dayanamayarak Berkay'ı aramak için elimdeki telefondan numarasını çevirdim. Tam kapatacakken üçüncü çalışınca açılınca heyecanla atıldım.

''Neredesin sen'' dediğimde sesim endişeli çıkıyordu ne olursa olsun kimseye zarar gelsin istemiyordum. O kadar aramama rağmen cevap vermemişti.

''Samet yanımda durumu peki iyi değil Büşra'ya bir şey deme sakın hadi'' dedikten sonra telefonu kapattı. En azından iyi olduğunu biliyordum. Büşra'nın ise bu hali beni mahvediyordu. Bu kadar kısa sürede gerçekten arkadaşım diyeceğim insandı ve bana her konuda yardımcı olmuştu. Ona baktığımda ayağa fırlayıp yanıma geldi. O güzeller güzeli arkadaşım dış görünüşüne çok çok önem veren arkadaşım şu an berbat durumdaydı ama umurunda gibi de durmuyordu.

''Ne oldu, neredeymiş, bulmuş mu onu, nasılmış'' soruları art arda sıralayan Büşra'ya bir kere daha baktım ve endişe mi belli etmemeye çalışarak ellerimi omzuna yerleştirdim.

''Önce bir sakin ol derin nefes al tamam mı yoldalar geliyorlar.'' dediğimde Büşra derin bir oh çekti. Umarım Samet geldiğinde iyi olurdu yoksa Büşra'yı toparlayabileceğimizi zannetmiyordum.

Samet, hep güler yüzlü kendi halinde bir çocuktu bu zamana kadar onu gözlemlediğimde kimseye zarar verdiğini görmemiştim. Berkay ile birbirlerine çok değer veriyorlardı birbirlerinin sıkıntılarında hep yan yana oluyorlardı. Şunu da görüyordum ki Samet bu gücün çoğunu Büşra'dan alıyordu bunu ikisinin gözlerinden de anlayabiliyordunuz. Büşra çok kıskanç biriydi, okulda tuvalette bir kızı sıkıştırdığını bile görmüştüm. Samet, Allah için yakışıklı çocuktu ve haliyle hayranı da çoktu ama buna Büşra'nın pekte tahammül edebildiğini sanmıyordum hatta emindim.

Ben düşüncelere dalmışken o sırada kapı çalınca Büşra koşarak kapıya doğru gitti. Bende derince nefes alıp Ezgi'ye baktım oda üzüntüden mahvolmuştu. Onunla da Ali hakkında konuşamamıştım her şey o kadar üst üste gelmişti ki omzuna elimi koydum ve bizde kalkıp Büşra'nın arkasından kapıya doğru ilerledik.

Kapının önüne geldiğimizde şaşkınca Berkay'a ve resmen dağılmış gözleri mosmor, yarı baygın olan Samet baktım. Koşarak yanlarına gittim ve birlikte yatak odasına gidip onu yatağına yatırdık. Büşra hem ağlıyor hem de telaşla bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Onu kendime çektim.

''O iyi tamam mı ağlama artık sen güçlü olup ona destek olmalısın'' dediğimde Büşra göz yaşlarını silip Samet'in yanına oturdu.

''Berkay nerede buldun onu ne olmuş'' dediğinde sesi oldukça güçsüzdü ağlamaktan mavi gözleri kırmızıydı saçları ise kabarmış ve elektriklenmişti. Berkay'a baktığımda üstü başı toprak içindeydi ve onunda ağladığı gözlerinden anlaşılıyordu. Onu bu şekilde görmek benim içimde çok derin bir acı oluşturdu.

''Uçurumun orada oturuyordu elinde de içki vardı ama esrar kullanmamış merak etme bende aldım getirdim sadece mal gibi ağlamış telaşlanma '' dediğinde Büşra, Samet'e sımsıkı sarıldı. Samet ise yarı baygın kafasını Büşra'ya çevirdi.

''Yine hayalsin dimi evet hayalsin ama ben seni seviyorum niye anlamıyorsun.'' dediğinde kendimi ağlamamak için zor tuttum belliydi ki ikisi de birbirlerini çok seviyorlardı. Büşra gülümseyerek Samet'e bakıp yanağını öptü.

KAYIP HAYATLAR Where stories live. Discover now