22. BÖLÜM

4.7K 220 5
                                    

Keyifli okumalar dilerim. :)

*Bu bölüm yeniden düzenlenmiştir.

&&&

Taksiden inip ağır adımlarla küçük ama huzurlu olan o eve yürüdüm. Sultan teyze, benim için olmayan büyük annem gibiydi onu her zaman ziyaret edemesem de bu zamana kadar elimden geldiği kadar yanında oluyordum.

Kapıyı tıkladığım zaman içimdeki duyguların yoğunluğu ile kendimi sıktım güçlü olmalıydım bu zamana kadar nasıl ayakta durduysam şimdide durmalıydım.

Kapı açılınca Sultan teyzeyi karşımda görmemle gülümsedim. Oda beni görünce gülümsedi.

''Vay hayırsız kız sen buranın yolunu bilir miydin?'' dedi bu sözüyle bir kaç adımda yanına gidip sıkıca sarıldım.

''Seni ihmal ettim üzgünüm Sultan'ım ama sana çok ihtiyacım var kime gelmem gerektiğini bilemedim.'' dedim ve geri çekildim. Sultan teyze kapıyı kapatıp yaşlılığın verdiği ağır adımlarla salona yöneldi ve asla vazgeçmediği tarihi koltuğuna oturdu. Bende karşısına oturup etrafa baktım. Hiçbir şey değişmemişti her şey aynıydı ve her taraf huzur kokuyordu.

''Hoş geldin kızım uzun zamandır yoktun çok merak ettim seni ve buradan taşındığınızı duydum'' dediğinde mahcup bir şekilde Sultan teyzeye baktım.

''Çok şeyler oldu Sultan teyze, anlatsam roman olur belki de evet buradan taşındık kısacası anlatacak olursam babam iflas ederken sırf biz sefalet içinde olmayalım diye zengin bir kadın için bizi terk etti. Bizde buradan karşıya taşındık. Hayatım daha doğrusu lüks hayatım sona erdi ve annemle ufak tek katlı bir evde oturuyoruz. Yeni arkadaşlarım oldu ve hayatımda ilk defa sevdiğimi düşündüğüm biri ...'' boğazıma oturan yumru ile Sultan teyzeye baktım ağır adımlarla kalkıp yanıma geldi. Bana sıkıca sarıldı.

''Ağla canım kızım içine atarsan su yüzü görmemiş yapraktan farksız olursun ağla ki o yaprak kuruyup solmasın'' dediğinde daha fazla dayanamayarak hıçkırarak ağlamaya başladım.

Bu hayattan da bana yapılan ihanetlerden de artık yorulmuştum. Hayatımda ilk defa sevdiğimi ve sevildiğimi hissetmiştim ama o bile bir yalandı. Artık yorulduğumu hissettiğimde burnumu çekerek Sultan teyzeye baktım her ne kadar yaşlı olsa da çok güzel tonton bir yüze sahipti ve onu gerçekten seven evlatları olduğu için çok şanslıydı böyle bir kadın sevilmez miydi.

''Ben özür dilerim Sultan teyze o kadar yoruldum ki '' dediğimde Sultan teyze gülümsedi.

''Olur böyle şeyler kızım sen güçlüsün elbet atlatırsın ama şunu unutma bu kalbe sadece bir kişi hükmeder ondan sonrakileri sevsen de ilkin yerini tutamaz o yüzden onun seni sevdiğine bir nebze olsun inandıysan bile onu dinle sakın yargısız infaz yapma sen akıllı bir kızsın.'' dediğinde telefonum çalmaya başladı. Arayana baktığımda Kürşat'ın ismini görmemle cevaplandırdım.

''Alo neredesin sen''

''Sağ ol çok iyiyim sen nasılsın''

''Ya beni deli etme ortadan kaybolmuşsun ve şu anda herkes per perişan seni arıyor, şimdi duydum o telefon neden açılmıyor.'' dediğinde sıkıntıyla iç çektim.

''Kürşat gerçekten moralim bozuk o Berkay'ın yüzünü bile görmek istemiyorum.''

''Tamam anlaşıldı bir şey olmuş seninle bir yerde buluşalım söz kimseye söylemek yok''

''Tamam mesaj attığım adrese gel on dakikan var'' dedikten sonra telefonu kapatıp Sultan teyzeye baktım.

''Hadi git evlat'' dediğinde onu yanağından öptüm.

''Dediklerini dinleyeceğim Sultan teyze kendine iyi bak yine geleceğim.'' dedikten sonra kalkıp evden çıktım. Kürşat'a mesaj atıp önceden beridir huzur bulduğum Asma Bahçe'ye yol aldım.

Buradan beş dakikalık bir mesafedeydi ve eskiden kızlarla hep orada takılırdık. Asma Bahçe'ye geldiğimde içeri girip etrafa baktım. Her taraf lise öğrencisi doluydu, ortamı görmemle son bir haftadır okula bile gitmediğim aklıma gelince derin bir nefes aldım. Eski okulumdan çocukları görünce gülümsedim hepsi Ali'nin arkadaşlarıydı ve her zamanki gibi mutlu ve enerji doluydular. Onlara gözükmeden arka taraftaki bahçeye geçip oturdum. On dakika desem de karşıdan buraya gelmesi araba ile bir saat sürerdi.

Yarım saat sonra Kürşat geldiğinde hızlı gelmesine şaşırdım ama beni görünce derin bir nefes alıp bıraktı ve hızla karşıma oturdu.

''Ya var ya insanı deli edersin sen habersiz çekip gitmek ne hadi moralin bozuldu ben ne güne duruyorum.'' diyen Kürşat'a bakıp gülümsedim.

''Aaa siz çifte kumruları rahatsız etmek istemedim.'' dediğimde Kürşat ağzını açıp tekrar kapadı ve bakışlarını kaçırdı.

''Be-ben yani biz off'' dediğinde kahkaha atmamla bakışları bana döndü.

''Hey tamam sakin aşık çocuk daha hastanedeyken anladım ben ve sevgili olduğunuzu duyduğumda şaşırmadım aksine çok sevindim sadece bana söylememe ne bozuldum.'' dediğimde oda sırıtıp bana baktı.

''Üzgünüm ben bile emin değilken nasıl sana söylerdim ki her şey bir anda gelişti, beni bir dakika yalnız bırakmadı sürekli geldi bir şeyler yaptı, benimle ilgilendi, bende kovamadım ne yalan söyleyeyim ilk defa Şevval'e gerçek anlamda bakmaya çalıştım onu anlamaya çalıştım. Bunu yapmam da senin etkin çok beni başka birine çevirdin. Ben bunca zaman onun sadece takıntı yaptığını düşünürdüm ama meğer öyle değilmiş'' dediğinde gülümsedim en azından bir aşk gerçekti.

'' İçinde ki iyiliği çıkardıysam ne mutlu bana sen mutluluğu hak ediyorsun. Adınıza çok sevindim inşallah hep mutlu olursunuz ve aranıza sürtükler felan girmez.''

''Beni boş ver asıl sen anlat çekip gitmekte ne, neler oluyor o pislik bir şey mi yaptı yoksa'' dediğinde bakışlarım tekrar Kürşat'la buluştu olayları baştan sona anlattığımda dikkatle beni dinleyerek en sonunda derince nefes aldı ve kahkahayı patlattı bende kaşlarımı çattım.

''Komik olan ne '' dedim. Oda tekrar kahkahasını kesip bana baktı.

''Ya kızım sen Merve'yi tanımıyor musun, Berkay onla muhatap bile olmaz kim bilir ne oldu da giyindi o gömleği ben eminim o kadarda Berkay'ı tanırım yani'' dediğinde sıkıntıyla iç çektim. Hala o görüntü aklıma geldikçe delirecek zirveye geliyordum.

''Bilmiyorum Kürşat, onu öyle görünce of'' dediğimde Kürşat elimi tutup bana baktı.

''Bak canım sen onu seviyorsun ve oda seni emin ol sen gidince seni ararken ne hallere düştü şahit olsan anlardın. Merve'yi boğazlıyordu zor ayırdık. Ali, ile ikimiz zor hallettik yani o çocuk seni gerçekten seviyor ve olayı da anlattı tabi Ali'den birkaç yumruk yedikten sonra'' dediğinde yüzümü astım. Ali dövüş eğitimi alıyordu ve kim bilir Berkay'ı ne hale getirmişti.

''Ne anlattı size'' dediğimde gerçekten bu gördüklerimin bir yalan olmasını istedim.

''Ya Merve buna gitmiş izin istemeden içeri girip bir şey söyleyip gideceğini söylemiş oda kahve içerken ayıp olmasın hadi diye ona da getirmiş. Merve, bahane olarak tabi benle Şevval'i anlatıp ''artık Kürşat sizin için bir tehdit oluşturmuyor'' derken işte kahveyi dökmüş üstüne kalkıp bir şey demeden çıkmış salondan Berkay'da üstünü temizlemek için banyoya girdi sanmış kapı çalınca işte kapıya gelirken Merve'nin kendi kazağı ile kapıyı açtığını görmüş delirmiş zaten'' dediğinde Merve'yi kaç yerinden bıçaklasam operasyonunu kafamda planladım. Sinirle yerimden kalkıp koşarak kafeden çıktım. Karşıdaki taksi durağına geçip hızlıca bir taksiye bindiğimde mahallenin adresini verdim. Kürşat'ta arkamdan geliyordu ama şu anda bütün sinirimi Merve'den çıkaracaktım. Mahalleye geldiğimde cebimdeki son harçlığımı da taksiye verip hızla indim.

Taşkıran mahallesine doğru ilerleyip hızla etrafımda ilk gördüğüm kişiye Merve'yi sordum. Çocuk baştan aşağıya beni süzüp ileriyi gösterince adımlarımı hızlandırıp oraya doğru gittim ağaçların arasından geçip eski bir kapının önünde durunca aralıktan gelen bağrışma seslerini dinlemeye başladım. İçeri girdiğimde birden bütün bakışlar bana döndü. Böyle bir ortam kesinlikle beklemiyordum.

KAYIP HAYATLAR Where stories live. Discover now