38.BÖLÜM

3.3K 163 2
                                    

Keyifli okumalar dilerim.:)

Multi medya Serdar

*Bu bölüm yeniden düzenlenmiştir.

&&&

Duyduğum sesle ne yapacağımı şaşırmış vaziyette yere çöktüm. Onun yaşaması imkansızdı. O sesi nerede duysam tanırdım ve bu benim kulak yanılmam olamazdı.

''Serdar, se-sen misin?'' sesim titreyerek konuşmaya çalıştım. Karşıdan gelen sesi yanlış anlayıp anlamadığımı anlamak için gelecek sese odaklandım.

''Benim Yaren, şaşırdın biliyorum sana neler olacağını anlatacağım şu an dışarı çıkabilir misin ?'' sesin gerçekten ona ait olduğunu anladığımda ben afallamış bir şekilde yutkundum.

''Ne- neredesin'' diye sorduğumda aklım hala gerçekliğini idrak edemiyordu.

''Senin okuduğun lisenin oradaki korulukta bekliyorum.'' Dediğinde telefon yüzüme kapadı. Şaşkınlıkla telefonu kulağımdan çekip ekrana baktım.

Bu gerçekten Serdar olamazdı onun olacağına hala inanmıyordum. Hızlı bir şekilde montumu alıp evden çıktım ve koşarak okula doğru ilerlemeye başladım. Hızla karanlık koruluğun içine ilerledim ve ileride arkası dönük uzun boylu karanlık silueti görmemle öylece donup kaldım. O olamazdı buna inanmak çok çok zordu. Titrek adımlarla yanına yavaşça ilerleyip bir adımlık mesafede durduğumda o hiç değişmeyen sesi ile konuşmaya başladı sesini iki sene sonra tekrar duymak çok değişikti.

''Kokun hala aynı'' arkasını dönmesiyle nutkum tutulmuş vaziyette gözlerine kilitlendim. Bu kesinlikle Serdar'dı ama o olamazdı, iki sene önce motor yarışlarında ölmüştü. Gözlerimle motorun parçalandığına şahit olmuştum.

''Sen gerçeksin, yoksa bu bir rüya mı?'' Serdar bu lafıma gülümsedi ve bir adımda dibimde bitti. Ellerini yanağıma yerleştirip parmağı ile okşamaya başladı ve beni göğsüne çekti. O gerçekten buradaydı ama nasıl ve neden karşıma şimdi çıkmıştı.

''Sen nasıl hayattasın benim aklım almıyor.'' Geri çekilip yüzüne baktım. Bakışlarını kaçırıp manzaraya döndü.

''Öyle gerekti sana nedenini söyleyemem ama işte karşındayım seni çok fazla özledim.'' Okyanus gözleri bana hala aynı bakıyordu. Bu bakışı ve bana yaydığı elektriği asla unutamazdım ama uzun zaman olmuştu. Ali eğer Serdar'ın yaşadığını bilseydi bana çoktan söylerdi buna emindim o yüzden ilk öğrenende şu an ben olmalıydım.

''Ben ne diyeceğimi bilmiyorum Serdar yani Ali biliyor mu peki.''

''Yok bilmiyor ilk sen öğren istedim.'' Başımla onaylayıp tekrar ona baktım ve yutkundum.

İki Yıl Önce

''Of Ali sus artık ona karşı bir şey hissetmiyorum anla şunu'' Ali her zaman ki gibi yine beni sıkıştırıyordu ve bu beni rahatsız etmeye başlamıştı.

''Ya kızım çocuk sana deli gibi aşık bir şans versen ne olur bak Serdar on numara çocuktur ben ona kefilim o benim kardeşim.''

''Tamam olabilir ama ben ona karşı bir şey hissedemiyorum. Arkadaştan ötesi yok anlıyor musun, lütfen daha fazla ısrar etme bak seninle de konuşmayacağım.'' İsyan eder bir şekilde sınıftan çıktığımda sert bir vücuda çarpıp geri çekildim.

Serdar karşımda bana bakıp gülümsüyordu. Ali tam bir şey diyecekken Serdar'ı görmesiyle susup oda yanımıza geldi.

''Oğlum artık vazgeç şu konuşmalardan ben Yaren'i karşılıksız seviyorum. Ondan bir karşılık beklemiyorum kızı bunaltma'' Serdar'a öldürücü bakışlarımı attım. Ali bu halime kahkaha atıp bana sarılacakken onu ittirip sinirle tuvalete doğru ilerledim.

Bu çocuk bana takıktı o kadar kız ona hastayken gelip beni sevmesine hala aklım ermiyordu. Ona o gözle bakamıyordum ama yanımda olmasını seviyordum onunla konuşup bir şeyler paylaşmayı da ama arkadaş gibi bunu ona anlatmaya çalışsam da anlamayacaktı bunu da biliyordum.

Şimdi Zaman

Hala şaşkın bir şekilde Serdar'a bakarken telefonum çalmaya başladı arayanın Ali olduğunu görünce elim titremeye başladı. Serdar telefonuma bakıp elimi tuttu ve gözlerime baktı.

''Sakin ol ve buraya gelmesini söyle onunda öğrenmek hakkı hadi.'' Ben son kez çalan telefona baktığımda telefon sustu. Sakince nefes alıp Ali'yi aramaya başladım telefon anında açıldı.

''Kardeşim Allah aşkına bir kerede size gelince evde ol ya sizinkilere de haber vermemişsin onlarda benle sanmış seni neredesin.'' Ali nefes nefese konuşunca yutkunup Serdar'a baktım. Gözlerini yumup açmış ve kararlı bir şekilde bana bakıyordu.

''Ali hemen okulun oradaki koruluğa gel.'' Bir şey demeden hala şaşkınca Serdar'ın suratına bakıyordum. Telefonu kapatıp ağacın dibine oturdum. Bu yaşadıklarım fazlaydı herkes bir yok olup bir karşıma çıkıyordu ve ben artık ne yapacağımı şaşırmıştım. Bu sene yaşadığım milyonuncu şoklardan biri daha gerçekleşmişti. Hızlı ayak seslerini ve çalılıkların ezilme sesini duydum ve başımı kaldırdım. Ali nefes nefese eğilip yanıma gelmişti ve eğilerek ellerini dizlerine koydu.

''Neler oluyor oy nefes nefese kaldım.'' Ali sakince başını kaldırıp bana baktı daha sonra benim baktığım yere dönünce önce gözleri büyüdü ve anında yerinde doğruldu iki adım atıp gözlerini yumduktan sonra tekrar açtı.

''Yaren ben Serdar'ı görmüyorum değil mi ? Oy hızlı hızlı gelmekten saçma saçma hayaller görüyorum ya sana ne oldu neden buradasın sen?'' bana tekrar döndüğünde yerimde doğruldum ve Ali'nin kolunu tuttum.

''Ali, o gerçek Serdar ölmemiş.'' dediğimde Ali tekrar Serdar'a döndü. Serdar başını olumsuzca salladı ve Ali'ye baktı.

''Yaşıyorum kardeşim maalesef.'' Ali kaşlarını çatıp hızla Serdar'ın gözüne yumruğu indirince çığlık atıp geri çekildim. Serdar başını yana eğmiş öyle dururken Ali avına saldıran bir aslan gibiydi onu ilk defa böyle görüyordum.

''Ne diyorsun lan sen Serdar öldü tamam mı o o motor parçalandı. Serdar öldü dediler, sen yoktun aradım yoktun sen'' Ali yere çömeldiğinde iki eli başında öylece sayıklıyordu. Serdar eğilip onunla yere oturdu ve Ali'yi kendine çekip sıkıca sarıldı.

'' Ne yapsan haklısın ama sebeplerim vardı sizi hiç unutmadım ,hele seni kardeşim bana kızma mecburdum.'' Ali geri çekilip Serdar'a baktı ve ardından bana döndü.

''Bu çok fazla sen bunu biliyor muydun Yaren'' bana öldürücü bakışlarını yolladığında geri çekildim. Bu konuda beni suçlamaya kalkışması gururumu incitmişti. Ben böyle bir şeyi nasıl saklayabilirdim ki şok olduğumu anlayamayacak kadar gözü dönmüştü. Serdar, bu durumun daha fazla dayanamayarak o an araya girdi.

''Hayır kardeşim oda az önce öğrendi, haberi yoktu.'' Ali yerinden hızla kalkıp geri çekildi. Serdar'a karşı parmağını tehditkar bir şekilde salladı.

''Bunu seninle sonra hesaplaşacağız ama şu an gitmemiz lazım Kürşat'' dediğinde hızla bana döndü. Bende Kürşat lafını duymamla yerimden doğrulup Ali'ye baktım. İçimde huzursuzluk vardı ve bir şey olmuştu biliyordum.

''Ne oldu Kürşat'a'' dediğimde Ali gözlerini kaçırıp yutkundu.

''Kürşat hastane de biri, biri onu vurmuş.'' dediğinde elim ağzıma gitti. Onu kim neden vurabilirdi ki neden hiçbir şeyi umursamadan hızla koşmaya başladığımda artık sesleri duymuyordum. Kürşat her zor anımda yanımda olmaya çalışan esaslı insanlardan biriydi. Ona bir şey olması canımı acıtırdı.

KAYIP HAYATLAR Onde as histórias ganham vida. Descobre agora