31.BÖLÜM "GÜZEL HABER"

7K 264 132
                                    

Loş ve dar koridorda insanların arasından geçip buradan uzaklaşmaya çalışıyordum. Buraya neden gelmiştim ki?

Evet, istediğim şeyi almak için. Dylan'ı elde edebilmek için. Fakat onu bulamamıştım. Müziğin sesi ilerledikçe artarken artık bir şansımın kalmadığını düşündüm. Burada değildi işte, fazla uğraşmaya gerek yoktu.

Bu düşüncemle insanların arasından geçerken birisinin beni kendisine çekmesiyle tökezledim. İnsanların arasından çekip kurtaran kişinin sadece sırtını görebiliyordum. En sonunda yüz yüze geldiğimizde istediğim çehreyle karşılaştım. Dylan'dı ve beklediğimin aksine bana gülümseyerek bakıyordu.

"Bir an gelmeyeceksin sandım. " deyip ellerini uzamış saçlarında gezdirdi.

"Beni mi bekliyordun?"

"Ben seni hergün bekledim. Kavga ettikten sonra hergün yanıma gelip bana açıklama yapmanı bekledim ama sen gelmedin. "

Burukça gülümsedim. "Yapacaktım ama buna sen izin vermedin."

"Doğru ama böyle yapmayı ben istemedim.Aramızda engeller vardı."

"Evet ve hala da var."

Gülümserken başını yavaşça iki yana doğru salladı. "Hayır yok."

"Var." dedim ısrarla. "Lucy'i unutuyor musun?"

Gözlerime dikkatle bakarken gülümsemesi mümkünmüş gibi daha da genişledi. Onun muhteşem görüntüsüne bakarken onunla konuşmayı gerçekten de özlediğimi farkettim.

Ellerini belime yerleştirip sırtımın duvarla buluşmasını sağladı. Yüzünün her santimini incelerken onun gözleri de hala gözlerimdeydi.

"Lucy yok. Artık aramızda hiçbir engel yok. "

Gözleri dudaklarıma kaydı. Yüzünü biraz daha yaklaştırdığında nefesini hissedebiliyordum.Etrafım her zamanki müthiş kokusu tarafından kuşatıldığında istemsizce iç çektim. O da bu işi daha da zorlaştırmak istercesine gülümseyerek konuştu. "Şimdi, aramızdaki engellerin bir daha ortaya çıkmaması için yapman gereken tek şey, bana karşı hissettiğin duyguları söylemek."

Büyülü konuşmasına karşın direnmeye çalıştım. "Bunu yapamam." dedim titreyen sesimle.

Kaşları çatıldı. "Neden? Bu kadar zor mu senin için?"

"Hayır, değil. Ben sadece emin değilim."

"Bence yeterince eminsin. Yoksa buraya gelmezdin."

Güzelliği ve bana bakan yoğun bakışları karşısında tekrar iç çektim. Haklı olabilir miydi?

Bilmiyordum. Aklım çok karışıktı. Benden, gözlüklü çocuğun bana söylediklerini ona söylememi istiyordu. Ona aşık olduğumu söylememi istiyordu.

Peki öyle miydi? O günkü gözlüklü çocuk haklı mıydı? Ben ona aşık mıydım?

Beynim ile kalbim bir savaşa girdiğinde kelimeler dudaklarımdan istemsizce döküldü.

"Ben sana aşığım Dylan. "

Ben, itirafım karşısında şaşırırken Dylan bunu biliyormuşçasına dudağını yukarı kıvırdı.

"Biliyorum." dedi. "Çünkü bende aynı şeyi senin için hissediyorum."

Bu sefer onun itirafı karşısında bir kez daha şaşırmışken hatırladığım son şey dudaklarının dudaklarıma kapanmasıydı.

Hızla uyandım. Neler oluyordu böyle?

Neler olduğunu idrak ederken başımın ağrıyor olması da bunlardan biriydi. Yerimde doğruldum. Ah Tanrım, koltukta uyuyakalmıştım!

SÜRTÜKWhere stories live. Discover now