49.BÖLÜM "HEDİYE"

4.4K 151 64
                                    

"Oraya gelmek istemiyorum baba. "

Evet, tahmin ettiğiniz gibi babamla şuan bir tartışma içindeydim. Sabahtan beri beni sürekli arıyordu. En sonunda dayanamayıp telefonuna cevap verdiğimde de şirketine gelmemi istediğini söyledi ama bunu da ben istemiyordum.

"Neden peki? Şirketi başına yıkmak gibi bir amacım yok kızım. "

İçimden tam aksini düşünürken yine de insaniyetle cevap verdim.

"Şuan evde yeterince eğleniyorum. Hem senin amacın ne ki?"

"İşte onu gelince öğreneceksin. Sana bir süprizim var. "

Söylediğiyle içimde merak duygusu yeşermeye başladı. Ne süprizinden bahsediyordu?

İçim içimi yerken yine insaniyetle ve biraz da alayla cevap verdim.

"Ne süprizi? Kazandığın paralar fazla geldiği için bana bir kredi kartı mı vereceksin?"

"Hadi ama Jessica. Sadece gelmeni istiyorum. Lütfen, bir kerelik olsa bile. "

Babam bana yalvarıyordu. Hoşuma gitmişti. İç sesim daha fazla yalvar babacık gibi şeyler söylerken gülmemek için zor tuttum kendimi.

"Peki, öyle olsun bakalım. Ama çok durmam ona göre."

"Harika. Seni buraya getirmesi için birini ayarlıyorum. Onu bekle. " dediğinde itiraz etmedim. Biraz uğraşsın benim için. Ben kızıyım onun, değil mi ama?

"Tamam, görüşürüz." dedim ve telefonu kapattım. Ayakta bir süre durdum. Annem arka bahçedeydi, çiçeklerle ilgileniyordu. Onun benden sonra bu işlere merak saldığını ablamdan öğrenmiştim. Açıkçası tuhaf gelmişti çünkü annem önceden sadece işiyle ilgilenirdi. Neyse.

Ablam ise arkadaşlarıyla dışarı çıkmıştı. Dolayısıyla evde takılacak kimse yoktu. Aslında babama dediğimin aksine hiç eğlenmiyordum.
Kendimi koltuğa bırakıp yayılarak oturdum. O an aklıma Dylan geldi. Dylan ile bu aralar fazla konuşamıyorduk. Açıkçası en son kütüphanede birlikteydik. Onun dışında telefondan konuşuyorduk ama yine de bu bana yetmiyordu.

Kafamdaki düşünceleri hızla attım. Çünkü babamın yollayacağı adam gelene kadar hazırlanmam gerekiyordu. Bu yüzden hemen ayağa kalktım ve kendi odamın yolunu tuttum ama daha sonra bundan vazgeçtim çünkü ablamın benimkilerden daha güzel kıyafetleri vardı. Bu yüzden sinsice gülümseyerek ablamın odasına girdim.

Devasa dolabını açtığımda resmen gözlerim parladı. Kıyafetleri o kadar güzel ve çeşit çeşitti ki! Hangisini giyeceğim diye düşünürken bile bütün zamanımı yitirebilirdim.

Bu yüzden fazla düşünmedim. Çünkü kafayı yiyebilirdim. Tercihimi kot bir şort ve tişörtten yana kullandım. Hızlıca üstüme giydiğimde çok yakıştığını farkettim. Zaten ablamla bedenlerimiz aynıydı. Daha sonra aynanın karşısına geçip makyajımı yaparken hizmetlilerden biri geldi ve babamın yolladığı kişinin evin önünde olduğunu belirtti. Ona geleceğimi söyledim ve yolladım.

Bu kadar çabuk gelmesini beklemiyordum açıkçası ama zaten işim neredeyse bitmişti.

Kısa bir süre sonra makyajımı bitirdiğimde saçlarımı kendi dalgalı haline bıraktım ve biraz dağıttım. Aşağıya inecekken telefonum çaldı. Arayan Dylan'dı ama yanlış zamanda aramıştı ne yazık ki.

"Alo? "

"Jessica b... "

"Dylan, seni daha sonra arasam olur mu?"

"Kötü birşey mi oldu? "

"Hayır. Sadece biraz acelem var. Seni arayacağım, söz veriyorum. Sonra görüşürüz." telaşla konuştuğumda o da sadece "Görüşürüz." dedi ve kısa telefon konuşmamız da böylece bitmiş oldu.

SÜRTÜKWhere stories live. Discover now