61.BÖLÜM "ROL"

3.7K 142 20
                                    

Yine hoşuma giden şeylerden birini yapıp iskeleye oturdum. Burayı sevdiğimi söylememe gerek yoktu herhalde ama yine de her geldiğimde bana farklı bir ihtişam sunuyordu. Çok hoşuma gidiyordu. Yalnız olupta düşüncelerimi toplamak burada daha kolaydı.

Kurduğumuz küçük plandan birkaç gün geçmişti. Dylan ile yaptığımız rol hem inandırıcı hem de eğlenceliydi. Isabel ise gerçekten inanmış ve kendini kaptırmış gibiydi. Ciddi anlamda bizim ayrılacağımızı düşünüyordu. Dylan ile yakın olsa da artık pek umrumda değildi. Çünkü Dylan'ın ona hissettiklerini biliyordum ve beni eskisi kadar etkilemiyordu artık.

Arkadan gelen bir ses dikkatimi dağıttı. Zack'in geleceğini düşünüp gülümseyerek arkaya bakarken asıl gelenin Isabel olduğunu farkettim. Yavaş adımlarla buraya doğru geliyordu. Aklıma gelen ilk şeyi yaptım ve telefonu elime alıp ses kaydediciyi açtım. Ne olur ne olmaz.

Bakışlarımı karşıda tutmaya devam etsem de kulaklarım arkadaydı. Bir an beni farketmemiş olduğunu düşündüm ama bana seslenince yanlış bir düşünce olduğunu anladım.
"Jessica? Sana birşey söylemeliyim. " sesi hüzünlü geliyordu. Onun aksine ben gülümsedim ve yanımı işaret ettim. "Otursana."

Birşey demedi ve oturdu. Gözlerimi kısmamak için kendimi zor tuttum. Ne diyeceğini merak ediyordum açıkçası.

"Ne söyleyecektin? Dinliyorum. " dedim sakin bir sesle. Bu arada kendimce tahminlerde bulundum.

"Bunu söylemek gerçekten çok zor benim için. Üstelik seninle iyi anlaşmaya başlarken..."

"Neyden bahsediyorsun? "

Yutkunup gözlerime baktı. Bende ona bakıp birşeyleri ölçmek istedim. Şuanda ne hissettiğini, ne planladığını yüzüne bakıp anlamaya çalıştım.

Derin bir nefes aldı. "B-ben Dylan ile birlikte oldum."

Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. "Ne!?"

"Duydun. Jessica, gerçekten çok özür dilerim. O kadar çok pişmanım ki. Sana söylemezsem rahat edemezdim."
Duyduğum şeyin şaşkınlığını yaşarken gözlerim bir anda yaşlarla doldu. "Bunu nasıl yaparsın?" diye sordum hayretle.

"Amacım öyle değildi, gerçekten. Sadece canım sıkılmıştı, vakit geçirmek için onun yanına gitmiştim. Bir anda oldu işte. Onu engellemeye çalıştım ama Dylan buna izin vermedi. Çok üzgünüm Jessica. "

Bu sefer gözyaşları tane tane dökülmeye başladı yanaklarımdan. "Yani Dylan'ın seninle birlikte olmayı istediğini mi söylüyorsun?"

"Evet. Benim öyle bir niyetim yoktu, herşeyi Dylan bu duruma getirdi. Lütfen beni affet. "

Zorlukla konuştum. "Sana bu kadar güvenmişken, senden özür bile dilemişken bunu nasıl yapabildin?"

"Engellemeye çalıştım ama hiçbir işe yaramadı. Böyle olmasını bende istemezdim Jessica. "

Söylediğinden sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bir türlü dinmiyordu yaşlarım. Isabel elini teselli etmek istercesine omzuma koydu.

Hızla geri çektim. "Dokunma bana! Bir daha sakın yaklaşayım da deme! Seni görmek bile istemiyorum!"

"Jessica..."

"GİT!" diye bağırdım. "Bundan sonra ikiniz de uzak olun benden!"

Hızla ayağa kalktı ve bana son kez baktı. Bende ona çevirdim bakışlarımı. Yaşlı gözlerimle onu seçmeye çalıştım. Ağlamam kesilmiyordu. Hayal kırıklığı ve üzüntüyle bakıyordum ona.

En sonunda arkasını döndü ve bir daha da bana hiç bakmadan öylece gitti. O giderken gözyaşlarımı sildim. Yaşları silerken yüzüme sinsi bir sırıtış yerleşti. Ses kaydediciyi kapattıktan sonra kendi kendime konuştum.

SÜRTÜKWhere stories live. Discover now