57.BÖLÜM "KAMP ATEŞİ"

4.2K 159 7
                                    

"Hadi ama Dylan, eğlenceli olacak! "

Evet, şuan herşeyi bırakmış ve Dylan'ı ikna etmeye çalışıyordum. Düşündüğümden daha zor oluyordu çünkü bu akşamki kamp ateşi planıma gitmek istemiyordu.

"Olmaz Jess. Bir grup ergenle ateşin başında oturup şarkı söylemek istemiyorum."

"Tamam, şarkı söylemek zorunda değilsin. Beni yalnız bırakma lütfen! "

"Senin gidebileceğini kim söyledi?"

"Ne? " diye sordum şaşkınlıkla.

"Bence duydun." dedi ciddiyetle. Bugün morali biraz bozuk gibiydi. Aslında sabah iyiydi ama ben bu meseleden ona bahsedince birden ciddileşmişti.

"Buna sen karar veremezsin. " dedim ciddileşerek. "İstersem giderim."

"Gerçekten o saçmalığı yapmak istiyor musun Jessica? "

"Bunun neresi saçmalık? Neden böyle davranıyorsun?"

Cevap vermedi. Yüzüne bir süre baktım. Gerçekten ciddiydi, belki de ilk defa bu kadar ciddiydi. Sinir olnuştum, neden gitmek istemiyordu ki?

Birden aklıma gelen şeyle konuştum. "Bir sorun mu var gerçekten?"

"Neden bir sorun olsun? "

"Bilmiyorum, normalde böyle yapmazdın çünkü."

"Hayır bir sorun yok, sadece istemiyorum. "

"Ama ben istiyorum."

Derin bir nefes aldı. "Jessica, nereden çıktı bu fikir?"

"Elliot davet etti. "

Birden kaşları çatıldı. "Elliot mı?"

"Evet. " dedim gülümseyip. "Tanıyor musun yoksa?"

"Dün voleybol oynadığın takımdaki çocuk değil mi? "

"Evet, sen nereden biliyorsun? Beni oynarken gördün mü?"

Derin bir nefes aldı. "O çocuğu biliyorum Jessica ve o çocuk olduğu takdirde oraya gidemezsin. "

"Tanrım! Neden ama? O çocukla aranda bir sorun mu var?"

"Evet ve işleri büyütmesini istemiyorum. Kimseyle uğraşamam."

"Bundan benim neden haberim yok peki?" dedim kaşlarımı çatarak. Bana bir bakış attı ama cevap vermedi.

Tamam, sinirli hali beni gerçekten korkutuyordu ama bu biraz sonraki diyeceğime engel değildi.

"İsterseniz ezeli düşman olun, umrumda değil. Ben bu akşam gideceğim. "

Sıkıntıyla ofladı. Üstündeki tişörtü hızla çıkarttı ve yere sertçe fırlattı. Daha sonra bana birşey demeden denize ilerledi ve kendini suya bırakıp yüzmeye başladı. Şimdiden birçok kızın dikkatini çekmişti. Gözlerimi kısarak onu izledim. Oldukça açılmışken ona bakmayı kestim ve elimdeki kitaba odaklandım. Başta sinirli olsam da daha sonra sinirim geçti ve Dylan'ı unuttum.

Ne kadar süre geçtiğini hesaplayamazken tekrar yanıma geldi ve oturdu. Ona bir kez bile bakmadım. Çünkü ona kızgındım ve bugün oraya gidecektim de. Kitabı okumaya devam ettim. Daha doğrusu, okumaya çalışmaya.

Kitabı okuyormuş gibi yapıp onun hareketlerini yan gözle izlerken başını bir süre yere eğdi ve öylece kaldı. Hiç hareket etmeden ve konuşmadan durdu. Ona kısa bir bakış atıp kitaba tekrar yöneldim.

Bir süre sonra başını kaldırdı ve derin bir nefes aldı. Bana baktığını hissetsem de ona bakmadım. Uzunca bir süre bana baktı.

Sonunda sesini duydum. "Jessica? "

SÜRTÜKWhere stories live. Discover now