KAYIP TABLO / BÖLÜM 3

576 79 31
                                    

   Sabah 6 treniyle Chessy e doğru yola çıktığımızda holmesu oldukça düşünceli görmüştüm.Dün kü neşesinden eser yoktu.Elindeki piposunu kaliteli kuru tütünle doldurup yaktıktan sonra birkaç kere ağzına götürüp bıraktı.Onun bu tip durumlarda içtiği tütünden keyif almadığını bilecek kadar dostumu tanıyordum.Chessy, Londranın güneyinde Hampshire bağlı küçük şirin bir kasabaydı.Trenle sadece 6 saat çeken yolculuk boyunca Holmes hemen hemen neredeyse hiç konuşmadı.Neden sonra

 "Yakut yüzük davasını hatırlıyor musun Watson?"


"Tabiiki o dava da hayranlık uyandıracak kadar büyük bir iş çıkarmıştın.Neden sordun Holmes?"

"Ov davanın suçlularından Albert Farewell bulunduğu Blackpool hapishanesinden kaçmış.Üstelik suç ortağı Marvella birlikte.

"Sabahtan beri canını sıkan şey  bu muydu holmes?"

"Haberi Blackpool polis departmanından müfettiş Caress telgrafla bildirdi.Canımı sıkan onların kaçısı değil Watson.Kaçarken çok sevdiğim müfettiş yardımcısı teğmen johnesu vurmaları."

Bu haber beni de üzmüştü.Genç ve temiz yüzlü teğmen johnesun yüzünü gözümün önüne getirdim.Yakut yüzük davasında Holmesle birikte çalışmış ve epey bir faydası dokunmuştu.

"Çok üzüldüm Holmes.umarım ciddi bir yaralanma değildir."

"Omzundan vurulmuş.Sanırım birkaç ay silah kullanamayacak.Onun dışında ciddi bir durumu yok ama yine de böyle olması beni üzdü."

"Haklısın."

Holmesun can sıkıntısının sebebini öğrenmek beni braz olsun rahatlatmıştı.Dostumun kendi sağlık problemlerinden dolayı canının sıkkın olmasından endişelenmiştim.Holmesun yeni şeyler denemeyi sevdiğini biliyordum.Bunlardan bazıları tütünle karıştırılan uyuşturucu özelliği olan  kızılderili otlarıydı.Holmesun bir davada keşfedip kullandığı bu otlar zamanla onda alışkanlığa dönüştürmüştü.Özellikle amerikadan Blackpoll ve Bristol limanlarına  gelen ticari gemilerden siparişle bu tip otlar getirttiğini biliyordum.İçen kişilerde bir tür halisünasyonlar gördüren bu otlar zamanla ciğerlere ağır hasarlar veriyordu.

Dostumun sağlığı için endişeliydim.ona bundan bahsettiğim zamanlarda işi şakaya vuruyordu.

"şu zeki leydi  edgarı görmek için sabırsızlanıyorum  doğrusu sevgili dostum Watson.Hizmetçisi bu kadar güzel olan bir kadın kimbilir nasıldır?"

Ona cevap vermemiştim.Gizemli leydi  edgarı Holmes kadar merak etmiyordum.Chessy gibi kırsal bir bölgede yaşayan bir leydiden çok büyük beklentilerim yoktu.Tren garından bizi leydinin uşağı Parell adındaki bir uşak  almıştı.Hemen hemen pek çok dava sonunda ulusal gazetelerde manşetlere çıktığı için Holmesu tanımayan pek yok gibiydi.Yakut elmas ve kızıl biraderler davaları uzun süre konuşulmuştu.Holmesun ününe ün katan bu davalar ona pek çok da düşman kazandırmıştı.

Bize doğru ağır hantal vücuduna tezat bir hızla gelen uşak hemen önümüzde durduğunda ikimiz de konuşkan biri olduğu her halinden belli olan uşağı tepeden aşağı süzmüştük.


"bay holmes ve bay Watson  arabanız hemen  şurada.Ben leydi Edgarın baş uşağı Montgomery Parell efendim. Leydi Edgar gelişinize dair haberi alır almaz sizi karşılamam için beni gönderdi."

Uşak şapkasını çıkarıp önümüzde hafif bir reverans yaptıktan sonra şapkasını başına yeniden  takıp bizi arabanın olduğu yere götürdü.Yol boyunca geveze uşaktan aldığımız bilgiler bize oldukça çetrefilli bir davaya bakacağımızı gösteriyordu.Leydi  Edgarın ölen eşi lord Gundham ın 12. evlilik yıldönümlerinde hediye ettiği oldukça pahalı bir portre olan "Su kuşlarının dansı" portresi sahtesiyle yer değiştirmişti.


"Demek leydi  Edgar portrenin sahte olduğunu anladı.leydi Edgarın  bir portrenin sahte olup olmadığını anlayacak kadar ekspertiz bilgisinin olması takdire şayan doğrusu."

Uşak Holmesun sözlerindeki alayı anlamıştı

" Leydim kocasının ölümünden beri o tabloya gözü gibi bakardı.O  tablonun her milimindeki ayrıntıyı ezberlemişti.O  yüzden yeni tablonun sahte olduğunu anlamak için uzman olmaya ihtiyaç duymadı."

Uşağın efendisini böyle savunması Holmesde de takdir duygusu uyandırmıştı

" Anlıyorum dostum.Haklısın bazen küçük detaylar büyük problemlerin çözümünü sağlar.En iyisi her şeyi leydi  Edgarın ağzından dinlemek."

Leydi  Edgarın yaşadığı Chessydeki Gundham köşküne geldiğimizde bizi oldukça güzel iki hanım karşılamıştı.Otuzlu yaşlardaki oldukça güzel bir kadın yirmili yaşlardaki genç bir bayanla bahçe kapısının önünde  hazır halde bekliyordu.Holmes köşkü ve geniş bahçesini görür görmez hayranlık duyduğunu gösteren keskin bir ıslık çaldı.Bu hayranlık uşak Parellın da gururunu okşamış olmalı ki açıklama yapma gereği duydu.

"Gundhamlar ingiltere kralı XII charlesın güvendiği ve baş şarapçı üstadı olarak seçilen  asil bir  aileden geliyorlar.Halen Chessy deki pek çok üzüm bağından Gundham markasıyla kaliteli şaraplar yapılmaktadır."

"Şimdi hatırladım .Ben de bu Gundham isminin nereden tanıdık geldiğini hatırlamaya çalışıyordum.Hatırlıyor musun watson? Kızıl biraderler davasının başarısını kutlamak için gittiğimiz Oldstreet caddesindeki lüks restoranda bu marka şarabı içmiştik."

"Hatırladım Holmes oldukça kaliteli ve içimi yumuşak bir şaraptı."

Şarabı hatırlamak aynı zamanda bize susadığımızı da hatırlatmıştı.Yol boyunca çok fazla tütün içmiş olan Holmesun benden daha çok ihtiyaç duyduğuna emindim.


Sözlerimiz uşağın yüzünde güller açtırmaya yetmişti.Az önce dalga geçtiğimizi düşündüğü için sinirlenen uşak şimdi bize daha yumuşak bakışlar atıyordu.Araba durduğunda bu uzun yolculuğumuzun sona erdiğini anlamıştık.

Arabadan indiğimizde leydi  Edgar olduğunu tahmin ettiğimiz kadın bizi başıyla selamladıktan sonra mahçup bir şekilde gülümsemişti.Oldukça güzel ve çekici bir kadındı.

"Umarım özrümü kabul etmişsinizdir bay Holmes.Size kabalık etmek veya zekanızla alay etmek için öyle bir oyun tertip etmedim.Durumumun ciddiyeti beni bu yönde bir önlem almaya itmişti.Yanlış biriyle zaman kaybetmek istemedim.Ününüzü duymuştum sadece emin olmak istedim."

" Anlıyorum Leydi Edgar.Daha fazla özür dilmenize gerek yok.Sizi çok iyi  anlıyorum.Zekamı test etmeniz ve o küçük oyununuz beni ziyadesiyle neşelendirmeye yetti.Üstelik bu  benim için küçük bir beyin jimnastiği oldu."

 Onlar konuşurken ister istemez gözlerim leydi  Edgara kaymıştı.Pürüzsüz bembeyaz teni,porseleni andıran güzel düzgün dişleri ve küçük kemerli burnuyla oldukça güzel ve asil bir çehresi vardı.Bir çift mavi göz bu güzel yüzü tamamlıyordu.Yaklaşık olarak Holmesden bir karış daha uzun olan leydi Edgar bize yüksekten bakıyor duygusu yaratmasa bu çekici kadına aşık bile olunabilirdi.Ancak ince uzun boylu kadının porselen gülüşü bu soylu sınıfına neden mesafeli durduğumu bana hatırlatmaya yetmişti.Kadının güzel ama soğuk yüzündeki sahte ve yapmacık kokan gülüş bende istemsiz bir kasılma yaratmaya başlamıştı.Buraya gelmenin iyi fikir olup olmadığını düşünmeye başlamıştım.

"Öğlen yemeğini birlikte yeriz diye düşünmüştüm bay Holmes.Bu yüzden hizmetçilere bahçede güzel bir masa hazılatttım.Açsınızdır  umarım.Bunca hazırlığın boşa gitmesini istemem."

Kadının yapmacık gülüşü yüzünde asılı kalmıştı.İçimde nedeni anlamadığım bir iç sıkıntısı vardı ve bunda leydi Edgarın pek de samimi olmayan bakışları da etkiliydi.


"Dostum Watsonla birlikte tren yolculuğumuz  boyunca pek bir şey yediğimiz söylenemez.Bu güzel ve  asil teklifinizi reddebileceğimizi  sanmıyorum."

Holmes oldukça güzel bir reverans yapıp bana göz kırptı.


"Öyleyse bahçeye geçelim lütfen."

Leydi Edgarın ve yanındaki güzel hizmetçinin eşliğinde Gundham köşkünün bahçesine girdiğimizde leydi  Edgarın ne kadar zevkli bir kadın olduğunu da öğrenmiştik.Pek çok yaz bitkisi ve çiçeğinin süslediği  bahçede, güzel mermer bir fıskiyenin yanına kurulmuş ahşap güzel bir çardak kurulmuştu.Çardakta oldukça lüks ve her halinden çok pahalı olduğu belli olan mermer  bir yemek masası ve üzerinde üç kişi için hazırlanmış porselen tabaklardan oluşan yemek tabakları  insanda hayranlık uyandıracak kadar güzeldi.

Holmesun hayranlığını göstermek için kopardığı sessiz ıslığı sadece ikimizin duyduğundan emindim.Holmesun adına köpek düdüğü dediği ıslık şeklini yıllarca onunla birlikte tecrübe ede ede kazanabilmiştim.Bu aynı zamanda tehlike anında beni uyarmak için kullandığı  dikkatli ol gibi komutlara da geliyordu.

SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARIWhere stories live. Discover now