BİGGLESFORD İKİZLERİ / BÖLÜM 2

93 18 18
                                    

Dostum Holmesun son zamanlarda rıhtımdaki tavernalara çok sık takıldığını anlamıştım.Her zamanki gibi sağlığına dikkat etmemiş, tavernalardaki yoğun tütün ve alkol kokularına maruz kaldığı cildindeki soluk renkten belli oluyordu.Sitem dolu bir sesle 

" Bu aralar yine sağlığına pek dikkat etmiyorsun Holmes. Şu rıhtımdaki tavernalara daha az gitsen ve evde daha sık dinlensen. Artık eskisi gibi bizi ziyarete de gelmiyorsun."

Dostumun yüzündeki ifade biraz olsun değişmiş yüzünde kurnaz bir gülümseme belirmişti."

" Marry'nin benim için lezzetli yemekler yapmayı özlediğinden şüphem yok sevgili watson. Ama bu aralar fazlasıyla meşgulüm.Rıhtımdaki tavernalara çok sık gitmeme gelince. Orada insanları özellikle de eski suçluları izlemeyi mesleğim açısından fazlasıyla faydalı buluyorum.Suçlu psikolojisini duymuşsundur."

Dostumun karım hakkındaki kinayeli konuşması hem canımı sıkmış hem de ziyadesiyle  üzmüştü.Holmes haklıydı.Karım Marry dostum Holmes'tan pek hoşlanmazdı.Ona bela mıknatısı  ismini takmıştı.Holmes'un suç dünyasıyla içli dışlı olan hayatı ve peşinde olduğu tehlikeli vakalar Marry'i korkutuyordu.Bu vakaların çoğunda dostuma eşlik edişim ise onu hem endişelendiriyor hem de dehşete düşürüyordu.Bu yüzden dostumla olabildiğince az görüşmemi istiyor ve pek dışarı çıkmama izin vermiyordu.Ama o gün bugünlerden biri değildi.

" Haklısın Holmes.Karımın senden pek hoşlanmadığı aşikar.Ama unutma orası benim de evim ve ben kendi payıma seni orada ağırlamaktan memnunum."

" Teşekkür ederim Watson.Bundan şüphem yok ama dediğim gibi bu aralar fazlasıyla meşgulüm."

Dostumun şömine ışığına vuran yüzüne tekrar baktım.Bu yüzde korku dışında her şey mevcuttu:Yorgunluk,bıkkınlık,şüphe...

Holmes elindeki şarap bardağını sehpaya bıraktığı sırada aşağıdan bazı sesler duymuştuk. Belli ki ev sahibi kadın gecenin bu vakti habersiz çıkıp gelen konuğa homurdanıyordu.Sesler yerini ayak seslerine bıraktığında dostumla birlikte gözlerimizi kapıya çevirmiştik.

Kapı bir kaç kez vuruldukta sonra yavaşça açılmıştı. Orta yaşlarda zayıf yüzlü bir adam çekingen bir ifadeyle kapıda bekliyordu.Uzun boyuna rağmen kambur gibi durduğundan olduğundan daha kısa görünüyordu.

" İçeri girin bayım ."

" Bay Holmes sizi bu vakitte rahatsız ettiğim için özür dilerim.Ancak yaşadığım şoku atlatmam zaman aldı.Hala da tam olarak kurtulmuş değilim.Bu arada ismim James Hackelfield. Hock and Anfeldt hukuk bürosunda memurum."

Holmes adamın üstündeki temiz ama eskimiş paltoya baktı.Yüzündeki ince camdan kelebek gözlük adamı olduğundan daha yaşlı gösteriyordu.

" Memnun oldum bay Hackelfield.Sizi fazlasıyla şaşırtmış olan olay beni de meraklandırdı doğrusu.Oturun bay Hackelfield size içecek bir şeyler vereyim."

Adam Holmes'un gösterdiği eski koltuğa otururken yüzünde hayalet görmüş gibi bir ifade vardı.Zayıf yüzündeki kaslar bile sertleşmiş ,göz bebekleri  korkunun verdiği hisle büyümüştü.Doğrusu adamın bu hali bile beni ürpertmeye yetmişti.

" Bay Holmes söze nasıl gireceğimi bilmiyorum.Ama gördüklerimden eminim. Ben onu gördüm.Sağdı ve karşımdaydı.Öylece denize bakıyordu.Sonra sigarasını içip gözden kayboldu."

"Kim gözden kayboldu bay Hackelfield.Kimden bahsettiğinizi söyler misiniz?"

Adam bir süre ikimize anlamsızca bakıp Holmes'un ona uzattığı içi şarap dolu bardaktan derin bir yudum aldı.

SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARIWhere stories live. Discover now