KAYIP TABLO / BÖLÜM 14

191 49 6
                                    

  Lady Edgarın oda kapısını çaldığımızda genç kadından ses çıkmamıştı.Bir kaç ısrarlı çalıştan  sonra oda kapısını kendimiz açmaya karar vermiştik.Ancak içeriden kilitli olan odaya girmek mümkün değildi.

"Sizce içeride değil midir?Dışarı çıkmış olabilir mi?"

 Bay Miller ın görüşüne Holmes kapı deliğinden bakarak cevap verdi.


"Hayır hala içeride olmalı.Anahtar hala kapının üstünde duruyor.Sanırım lady Edgar ya kendisini rahatsız etmemizi istemiyor ya da içeride pek de hoş olmayan bir şey yapmakla meşgul."

"Ne yapmalıyız bay  Holmes? "

 Polis şefi miller şaşkın bir yüzle holmese bakıyordu.


"Kapıyı kırmak en mantıklı olanı.Ancak burada kanun adamı olan sizsiniz.Buna siz karar verin bay Miller."

Yaşlı polis şefi birkaç kez kapıya baktı.Kafasında Holmesun teklifini düşündüğü belli oluyordu

"Sanırım kırsak iyi olacak bay Holmes.Bunca yaşanılan olaydan sonra lady Edgarın bir delilik yapmış olması olası."

Holmes ve genç Buckaldın birkaç omuz darbesine güç bela dayanabilen kapı, yere düştüğünde lady Edgarın tavana asılı olan cesedi de görüş alanımıza girmişti.Genç kadının tavana asılı bedeni hafifçe sallanırken morarmaya başlamış yüzü derin bir keder içinde önüne düşmüştü.

"Çok geç kaldık bay Holmes.Ah yazık çok yazık. "

Polis şefi Millerin üzüntüyle söylediği sözlerin arasında Holmes ve Buckald artık bu dünyayla bağlantısı kesilmiş olan  lady Edgarın cesedini ipten almak için dikkatlice ipi kesip, genç kadını yatağına yatırdılar."

Elimi nabzına koyduğumda  nabzının atmadığını anladım .

"Öleli çok olmuş mu watson?"


Holmesun sorusuna.

"Birkaç saatten fazla olmamış.Vücudu hala sıcaklığını koruyor."   Diye cevap verdim

"Ah demek biz salonda çaylarımızı içerken zavallı lady kendini ölümün kollarına bırakıyordu.Millerın suçluluk duyan sözleri açıkçası beni de sarsmıştı.Gözüm ahşap güzel oymalı şifoniyerin üstündeki mektuba çarptığında Holmes de bakışlarımı takip edip mektubu görmüştü.

Beyaz kağıda oldukça düzgün bir el yazısıyla yazılmış mektubu okuyan Holmesun yüzünden hiç birşey okunmuyordu.

 "Vasiyetini mi yazmış bay holmes?"


Polis şefi mendiliyle terini silerken Holmesten sorusunun cevabını bekliyordu.

"Baylar sanırım uşağın katilini bulduk.Ama önce salona dönelim.Bir kaç dakika sonra salona bir konuğumun gelmesini bekliyorum."

Holmesle birlikte ana salona geçtiğimizde hepimiz üzüntüyle koltuklarımıza çökmüştük.Sessizliği genç Buckaldın sesi bozmuştu.

"Mektupta ne yazıyordu bay Holmes?"

Holmes cebindeki mektubu çıkarıp polis şefi yardımcısı Buckalda verdi."

 "Bize sesli bir şekilde okur musunuz genç dostum?"


Buckald holmesun uzattığı mektubu alıp gür bir sesle okumaya başladı.lady Edgarın keder dolu sözleri aynen şöyleydi

"Benim için artık çok geç bay Holmes.Sanırım sizi buraya kadar getirip bu karmaşanın içine atmakla,zekanızı hafif görmekle hata yaptım.Olayların buraya kadar geleceğini hesaplayamadım.Ama hepsi benim suçum.İçimdeki suçluluk duygusu ve yaşadığım çift kişilikli hayat artık kaldıramayacağım kadar ağır bir hal aldı.Nefes almakta zorlandığım bu dünyadan artık gidiyorum.Artık günahlarla dolu bu hayatı daha fazla kirletmenin bir anlamı yok.Kendi sefil hayatımla başka temiz hayatları kirlettim ve bu bana elemden başka bir şey vermedi.Tüm gerçekleri ölmeden önce açıklamayı bir borç biliyorum.Tanrı günahlarımı bağışlasın.

Size eşim Richardın ilk eşi lady Edna browndan ve lady Ednanın eşini benimle paylaşmanın verdiği üzüntüsünden bahsetmiştim.İnanın bay Holmes o yaşadığı sürece o üzüntü ve keder dolu gözleri yüreğimde saplanıp kalan bir çift keskin bıçak gibiydi.Ölümünden sonra bile o kederin peşimi bırakmadığını söylememe gerek yok sanırım.İnanın bay Holmes o suçlayan bakışları o acı çeken gözleri her gün görmenin nasıl bir ızdırap verdiğini bilemezsiniz.Her gece yatmadan önce ağlamaktan gözlerim kan çanağına dönerdi.Dediğim gibi Richardı ona bırakmayı çok istedim.Ama buna ne Richard ne de ona olan aşkım izin vermedi.Ve richard buna kendince lady Edna brownı öldürerek çözüm bulduğunu sandı.Oysaki büyük bir günaha beni de ortak etmişti.Evet bay holmes eşim Richard Dungham ilk eşi Edna Brownun katilidir.Ednanın sürekli içtiği ilacın içine Hindistandan getirdiği kokusuz bir zehri karıştırıp onun ölümüne sebep oldu.İngiliz hekimlerin bilmediği bu zehir kalbi çok kısa sürede durduracak güçte bir zehirdi.Doktorlar onun  kalp krizinden dolayı öldüğüne kanaat getirince Edna Brownu Hillbrook mezarlığına gömdük.Ancak bu sadece Ednanın lanetinin üzerimize yapışmasının başlangıcı oldu. Bu cinayet Richardı çok değiştirdi.Aramızdaki mutlak sevgi bağı zayıflamış gibiydi.Artık işleriyle daha fazla meşgul olmaya ve beni kederimle ,vicdan azabıyla baş başa bırakmaya başladı.O çok sevdiğim adam bana bir yabancı gibi davranıyordu.Oysa bu ölümü birbirimizle daha fazla zaman geçirmemiz için yaptığını düşünmüştüm.Kim bilir belki de Ednanın acı çeken hali onu sıkmıştı.Tek bildiğim büyük bir günah işlediğimizdi.Richardın ölümünden sonra uşak Parell bana lady Ednanın öldürülmesinden haberdar olduğunu söyleyip para koparmaya başladı.Herşeyi polise anlatıp Dungham aile adını kirletmekle tehdit ediyordu.Söylediğine göre kocam Richard o zehiri aldığında Parell da oradaymış ve eşim zaman zaman ona sus payı olarak paralar verip bazı imtiyazlar elde etmesine göz yummuş.O ölünce Parellın yeni hedefi ben olmuştum.Yapacak bir şey yoktu.Boyun eğdim.Pek çok kez ona yüklü miktarda paralar verip borçlarını kapattım.Üstelik rahat davranıp işlerini savsaklamasına bile göz yumdum.Hatta mücevherlerimden bazılarını ona verdim bay Holmes.

Bay Holmes yeniden sevdim.Benden daha genç bir adamı sevdim.Richarddan sonra ilk kez gönlümü kıpırdatan ,biraz olsun çektiğim acıları hafifleten genç bir adamı.Onun yanında eski bayan Nolan olduğumu hissediyordum.Ve ben o genç adamın katil olmasına sebep oldum.Onun hayatının mahvolmasına sebep oldum.Parellin ölümüne asla üzülmedim.O cehennem kaçkını iblisin tekiydi.Onunla konuşması için bu genç adamı çağırdım.Çünkü artık Parellın gözünü doyuramayacağımı biliyordum.Ve son çare olarak sevdiğim adamdan Parellı korkutmasını ve buralardan göndermesini istedim.Siz o genç adamı mutlaka bulacaksınız.Siz zeki bir adamsınız bay Holmes.O yüzden ismini zikretmiycem bay Holmes.Onu gizlice evin mahzen kapısından içeri aldım.Birkaç gün önce Parell benden yüklü miktarda para istemişti.Bu yüzden o genç adama haber göndermiştim.Sizin dışarıya çıkmanızı fırsat bilerek .O gün uşağın odasını gösterip gizlice odasına girmesini bekledim.Onlar içeride konuşurken ben de kapının arkasından olanları dinliyordum.Sonra kapının anahtar deliğinden uşağın sevdiğim adamın boğazına sarıldığını gördüm.Parell yaşlı olmasına rağmen hala güçlüydü.Genç sevgilim kendini korumaya çalışıyordu.Parellın hayatımı daha fazla mahvetmesine izin veremezdim.Hızla mutfağa gidip mutfağı denetliyormuş gibi yaptım.El çabukluğuyla keskin bir bıçağı cebime saklayıp tekrar yukarı çıktım.Genç sevgilimle birlikte Parellı zor zaptediyorduk.iİlk bıçağı vurduğumda bıçak elimden düştü.ilk darbenin şaşkınlığından yararlanan genç sevgilim Parellın arkasına geçip sımsıkı boğazından tuttu.Ben de kıpırdamaması için tüm gücümle ayaklarından tutarken genç adam yerden alıp ona verdiğim bıçağı tüm gücüyle parella sapladı.öylece bir kütük gibi devrildi.

Artık gerçeği biliyorsunuz bay Holmes.Bu planlanmış bir cinayet değildi.Tanrı bana merhamet gösterir mi bilmem ama lütfen siz o gence merhamet gösterin bay Holmes.Tanrı hepinizi korusun.

Lady edgar "

Mektup bittiğinde holmes dışında herkes şaşkınlık ve üzüntüyle yere bakıyordu.Sessizliği içeriye giren  asyalı bir genç adamın ayak sesleri bozmuştu.

SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARIWhere stories live. Discover now