KAYIP TABLO / BÖLÜM 13

202 50 4
                                    

   Holmesu giyinmiş kuşanmış şekilde yola çıkmaya hazırlanmış gördüğümde hayretle dostuma baktım.

"Nereye gidiyorsun holmes?"

"Londraya gidiyorum sevgili Watson.Orada görmem gereken bazı dostlarım var.İki gün sonra görüşürüz watson."

"Lady edgarla konuşmayacak mısın?"

"Sonra dostum sonra.Lady edgarla görüşmeden önce bazı ip uçlarından emin olmam gerekiyor.Bunun için de Londrada bazı önemli görüşmeler yapmam şart.Burada sıkılmayacağını umuyorum."

"Ben de gelseydim seninle."

Halimin küçük bir oğlan çocuğunu andırdığını farkettiğimde tekrar soğukkanlı halime döndüm.Holmesü tanıdığım günden beri cinayet mahallerine alışmıştım.Başıma gelebilecek pek çok tehlikeye hazırlıklıydım.Ancak holmesün azımsanmayacak kadar sayıda düşmanı vardı ve dostum için her daim endişeleniyordum.

"Hoşçakal Watson.İki gün sonra görüşmek üzere ."

Holmes gittiğinde ben de malikanenin bahçesine çıkmıştım.Uşağın öldürülmesinden sonra hizmetkarların çoğu korku ve endişe içindeydiler.Bir seri katilin varlığından korkan bazı hizmetliler ,çareyi olay aydınlanana kadar yakınlarının evlerine gitmekte bulmuştu.


Baş komiser Miller ve yardımcısı polis memuru  Buckald malikanede olabilecek her yere bakmış başka ip uçları aramışlardı.Kati olan bir şey varsa o da ikisinin de olaylara Holmesun gözünden bakacak yeterli tecrübelerinin olmadığıydı.

Polis şefi yardımcısı Buckald uşağın sırtında daha ince zayıf bir kesik bulduğunda coşkuyla şefini çağırdı.Miller daha önce ingiliz ordusunda cerrahlık yaptığımı öğrendiğinde benimle oldukça samimi bir şekilde ilgilenmişti.Yardımcısının bulduğu detayı incelemem için yardımımı istediğinde cesedin yanına çöktüm ve  Buckaldın parmağıyla işart ettiği kesiğe baktım.

"Bay Watson sizde şu ince kesiği görebildiniz mi?"

Halen uşağın sırtında saplı olan bıçağın birkaç milim gerisinde ince küçük bir kesik görünüyordu.Holmesun uşağın cesedini incelerken bu detayı nasıl göremediğini düşünüyordum.Holmes bu kesikten hiç basetmemişti.

"Evet bay Buckald.Zayıf  ve öldürücü olmayan bir kesik."

 "Bay Holmesun teorisi doğru olabilir.Katilin içeriden birinin yardımıyla uşağı öldürdüğü teorisi."


"Olabilir.bay Buckald pek güçlü bir elden çıkmışa benzemiyor.Eğer uşakla katil boğuşmuşsa katile yardım eden biri katilin yönlendirmesiyle bıçağı uşağa saplamaya çalışıp başarısız olmuş olabilir."

"Evet bu makul bir teori gibi görünüyor.Umarım bay Holmes iyi haberlerle gelir.Cenaze işlemleri için birazdan papaz Bennet ve yardımcıları gelecek.Uşağın şimdiye kadar böyle bekletilmesi lady Edgarı oldukça sinirlendirmişe benziyor."

"Normal değil mi? Sonuçta uzun yıllardır ona hizmet eden biriydi."

Papaz Bennet ve yardımcıları cenaze işlemleri için uşağı kaldırıp götürdüğünde evin içindeki hava da biraz olsun değişmiş gibiydi.Ben ,bay Miller ve yardımcısı genç Buckald bu iki günlük sürede bir şeyler bulmaya çalıştık ancak elimizde o kesik dışında başka bir ipucu yoktu.

İki gün sonra Holmes kapıda göründüğünde ben ve polis şefleri şöminenin önünde çaylarımızı yudumluyorduk.Lady edgar iki gün boyunca odasına kapanıp kimseyi görmek istemediği için onu rahatsız etmemeyi uygun bulmuştuk.

Holmesu görünce hepimizde nedensiz bir gülüş peydah olmuştu.Holmesun enerjisi bize de bulaşmış gibiydi

"Baylar keyfinizi bölmüyorum ya?"

"Ah bay Holmes sizi çok merak ettik.Sabırsızlıkla vereceğiniz haberleri bekliyorduk.Londra yolculuğunuzda bir şey bulabildiniz mi?"

Holmes üşümüş ellerini şömine ateşine tutup gülümsemişti.

"Sanırım bir şeyler buldum baylar.Uşak Parellın kumar tutkusundan haberiniz vardır.Eğlenceye ve kumara düşkün uşağımızın ünü londradaki bazı tavernalara ve batakhanelere kadar yayılmış.Watson bilir benim bu tip izbe yerlerde pek çok dostum vardır.Onlara uşağı soruşturdum.Doğrusu bay Parellın azıcık uşak maaşından yüzlerce kat fazlasını Chelseadeki batakhanelerde harcadığını öğrendim.Üstelik haftasonları Hillbrookedaki tavernalar sokağında Maggie adında bir bayan arkadaşına oldukça pahalı hediyeler de almış."

"Gerçekten ilginç bay Holmes.Uşağın malikaneyi gizliden soyduğunu mu ima ediyorsunuz? "

Miller kırlaşmış düzgün bıyıklarını parmaklarının arasında çekiştiriyordu.


"Hayır sanmıyorum.Lady Edgar gibi bir kadını böyle göz göre göre soyabileceğini sanmıyorum.Bu kadar yüklü bir servetin yokluğu elinde sonunda göze çarpar.Asıl ilginç olan şu baylar lady Edgarın eşi bay Richarddan iki yıl önce ölen Cliffort adındaki bir beyefendinin tüm servetini uşak Parella bıraktığını öğrendim.Aralarında hiç bir akrabalık olmamasına rağmen birinin nedensiz bir şekilde tüm servetini ölmeden önce bir uşağa devretmesi sizce de ilginç değil mi?"

Hayret dolu gözlerle holmese bakıyorduk.

"Bu kadar bilgiyi nereden öğrendin holmes?"

"Dediğim gibi baylar uşağımız Londra çapında pek de tanınmayacak biri değilmiş.Onun bol keseden harcamaları birilerinin dikkatini çekmiş.Ve o birileri bunu öğrenmeyi kendilerine iş edinmiş."

 "Lady Edgar onu soruşturmuş olabilir mi bay holmes?"


Genç polis şefi yardımcısı merakla holmese bakıyordu.

"Tüm soruların cevabı Lady Edgarda namı değer bayan Emma  Nolanda.Ve sanırım bu gece tüm sorularımıza cevap bulabileceğiz"

"O zaman gidip biran önce kendisiyle konuşalım bay Holmes."

"Önden buyrun bay miller."

Holmes yaşlı polis şefine eliyle  işaret etmişti.

SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARIWhere stories live. Discover now