BİGGLESFORD İKİZLERİ / BÖLÜM 4

133 18 24
                                    

Holmes neşesiz bir şekilde masaya oturduğunda vakit öğleni gösteriyordu.Taziyeye gittiği evden eli boş dönmüş gibi bir hali vardı.Yine de iştahından bir şey kaybetmemişti. Garsondan kendisine güzel iyi pişmiş bir rosto ve yanında patates püresi getirmesini istemişti. Garsonun yemekten önce getirdiği elma likörünü yudumlarken taziyeyle ilgili konuşmasını bekliyordum.

"Tahmin ettiğim gibi Sir James Packard'ın duş eşi Lady Packard'ı oldukça soğuk ve duygusuz buldum.Kocasının ölümüne pek üzülmediğini saklamayacak kadar da dürüst. Gerçi ona hak vermiyor değilim.Sir James Packard gibi kötü kalpli bir adamı annesinin bile özleyebileceğinden şüpheliyim. Bu yüzden kadını suçlamıyorum.

"Evet kötü insanlar geride kötü hatıralar ve büyük nefretler bırakır Holmes."

"Evet ondan şüphem yok sevgili dostum. Leydiye kocasının gerçekten kalp krizinden mi yoksa başka bir sebepten mi öldüğünü sormaya cesaret edemedim açıkçası.Bakışları o kadar soğuktu ki sadece evi gözlerimle taramaktan öteye gidemedim.Ama kadının gözlerindeki korkuyu ve endişeyi gördüm Watson. Kesinlikle bir şeyler saklıyor.Kendimi  tanıttığım an gözlerindeki anlık korku ve parmaklarındaki titremeyi kaçırmadım.

" Kocasının ölümünde onun da mı parmağının olduğunu düşünüyorsun Holmes?"

" Sir James anladığım ve etrafta soruşturduğum kadarıyla katlanılmaz biriymiş.Pek çok kişinin nefret ettiği ve ölmesi için tanrıya dua ettiği biri.Zaten karısı haricinde cenazesine kimse katılmamış.Böyle adamlar daha tehlikeli olmaya başladığında onu etkisiz hale getirmek için daha fazla insan bir araya gelir.Ama sen de gördün cesedinde bıçak veya kurşun izi yoktu."

" Evet haklısın sadece organları mahvolmuştu.Peki ne yapmayı düşünüyorsun Holmes?"

" Bekleyeceğiz sevgili dostum bekleyeceğiz. Her ölü bir süre sonra etrafına pis kokular yayar. Çürüyen et kokusunun verdiği pis kokular. Sir james'in de pis kokusunun yayılması yakındır. Bir cesedin kokusunu ne yaparsan yap saklayamazsın.Sir james Packard'a ait pis sırların da açığa çıkması yakındır."

Holmes garsonun getirdiği yemeğini iştahla yemeye başladığı sırada müfettiş lestrade çıkagelmişti. Lestrade her zamanki gibi ciddi bir yüz ifadesiyle ayakta bekliyordu.

" Seni görmek ne güzel Lestrade.Oturup bizimle bir kadeh bir şeyler içmez misin?

" Görev başında içmediğimi biliyorsunuz bay Holmes. Ama yine de boğaz kuruluğu için bir bardak liköre hayır demem."

Holmes hızlı bir el hareketiyle masadaki likör şişesinden bir bardak doldurup Lestrade uzatmıştı.Lestrade seri bir hareketle bardağı içip masaya geri bırakmıştı.Şimdi yüzündeki kaslar daha gevşemiş duruyordu.

" Bunu içmeye ihtiyacım vardı.Bay Holmes Poursmouttaki scotland yard müfettişlerinden müfettiş Rabbish bu sabah adıma bir telgraf göndermiş. Telgrafta Poursmoutta işlenen bir kadın cinayetinin ölen Sir James Packard'la bağlantısı olabileceği yazıyordu."

Holmesün gözlerindeki parlaklığı görmemek için kör olmak gerekiyordu.Muzip bir şekilde bana dönüp konuşmaya başlamıştı.

" Gördün mü Watson.Pis kokular çıkmaya başladı bile.Evet seni dinliyoruz Lestrade"

" Kadının ismi Emma Gramel. Betty Luna lakabıyla bilinen eski bir taverna aktristi. Otuzların başında bu işi bırakıp Poursmouttaki Scorphorn denen rıhtımdaki mahallelerden birine taşınmış.Dün gece boğazı kesilerek öldürülmüş."

Bu haber ikimizi de hem şaşırtmış hem de üzmüştü. Genç bir kadının boğazının kesilerek vahşice öldürülmesi pek de hoş bir haber değildi.

SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARIWhere stories live. Discover now