ÖLÜMCÜL TUZAK / BÖLÜM 10

116 30 2
                                    

   ışığı yüzüne tuttuğumuzda gördüğümüz yüz karşısında şaşkınlık içinde holmesle birbirimize baktık.bu erkek kıyafetleri içindeki bayan brunnelden başkası değildi.bay pearlynin öldürüldüğü gece ana yemek salonunun güney ucunda servis yapan üç görevliden biri oydu.zavallı kadın kurtulmak için çırpınıyordu.neyse ki holmesle birlikte kadının üstünden kalkıp onu yerden kaldırdık.genç kadın kaçmak için herhangi bir harekete yeltenmemiş adeta tuzağa kendi isteğiyle gelen meraklı bir kuş gibi öylece bize bakıyordu

-bayan brunnel bu kıyafetler içinde bizi neden takip ediyordunuz?

genç kadın üstünde iğreti gibi duran erkek kıyafetleri içinde tüm güzelliğiyle bizi görebilmek için çaba gösterdi..kibritin ışığı söndüğünde holmes ve ben bayan brunelli ışığın daha yoğun olduğu makina dairesi girişine doğru götürdük.şimdi üçümüzde birbirimizi daha rahat görüyorduk.

-sizi izlemiyordum bay holmes.sizin yanınıza gelebilmek için uygun zamanı kolluyordum.peşimdekileri atlatabilmek için kılık değiştirmem gerekiyordu kadının sözleri oldukça inandırıcı olmasına rağmen gördüğümüz onca vakadan sonra holmesle birlikte daha şüpheci olmuştuk

-hımm demek peşinizde birileri var.ama böyle yaparak bizleri de tehlike altına atmış olmadınız mı bayan brunnel.ve peşinizdekiler kim?

genç kadın sabırsızlık içinde kıvranıyordu.üstelik korktuğu her halinden belliydi.

-bay holmes her şeyi anlatacağım ama önce güvenli bir yere gidelim ne olur.yoka hepimizi öldürecekler

kadının korku ve panik içindeki hali ikimizi de ikna etmişti.sonunda makina dairesinin yanındaki merdivenleri kullanmadan sürünerek lomboz bölümüne açılan dar bir kapıdan geçip fazla ses çıkarmadan zavallı frank mackerın hala ölü olarak yattığı kamaraya girmiştik.kamaradaki koku daha da ağırlaşmıştı ve frank mackerın kimliğini kullanana ölünün bedeni de çürümeye başlamıştı.

-tanrı aşkına holmes bizi neden buraya soktun.soruma holmes sırıtarak cevap verdi

-sence bu gemide daha nereye kaçabiliriz sevgili watson.er veya geç bizi bulacaklardır.ama hiç kimse bir ölüyü rahatsız etmek istemez.şimdi cebindeki şu esanstan mendillerimize damlatırmısın sevgili dostum.daha fazla ölü kokusunu içimize çekmemizi istemezsin sanırım holmesun tavsiyesine uyup bol esansla ıslattığım mendilleri önce bayan brunnele ardından holmese verdim.kendim de şişinin yarısını görecek şekilde dökmeyi unutmadım

şimdi ceset kokusunu daha az alıyorduk.

-evet bayan brunnel biraz kendinize geldiyseniz bize pesinizdekilerden ve anlatmak istediğiniz gerçeklerden bahseder misiniz?

genç kadın şimdi daha sakin görünüyordu.yüzüne dökülen saçlarını iki eliyle kavrayıp arkasında topuz yapacak şekilde sıkıca bağladı.şimdi güzel yüzü daha net görünüyordu.güzel sade bir yüzü vardı.biçimli dudakları oynamaya başladığında gözlerinden de yaşlar akmaya başlamıştı.

-bay holmes peşimdekiler beni ortadan kaldırmaya çalışıyor çünkü duymamam gerekenleri duydum.dün güvertenin üstündeki bay marius feller adına kiralanan kamaranın yanından geçerken iki kişi arasındaki tartışma seslerini duydum.aslında insanları dinlemek adetim değildir.ama son zamanlardaki olaylardan sonra içimi bir merak duygusu kapladı.sessizce kulağımı kapıya dayadım.koridor boştu o yüzden dinlediğimi gören olmamıştı.

-adamları gördünüz mü ?

-evet ama sanırım adamlar kılık değiştirerek gemiye binmişler.çünkü içeriye baktığımda adamlardan zayıf uzun boylu olanının sinirli bir şekilde çenesindeki sakalı çıkarıp attığını gördüm

-peki sakalsız halini görebildiniz mi?

-çok az belli belirsiz.çünkü beni görmemeleri için sürekli eğilmek zorunda kaldım.ve kulağım hep kapıdaydı.

-anlıyorum.bize duyduklarınızdan bahsedin bayan brunnel

-zayıf ve sinirli olanı diğerini beceriksizlikle suçluyordu.artık planın ikinci kısmını uygulamak zorunda kalacaklarını söylediler.asıl hedefleri lord walmorthmuş.zehirli kadehi götüren frank macker adamlar tarafından kandırılmış.kadehi lord walmortha götürmesi için ancak frank macker kadehleri şaşırınca plan suya düşmüş.onlar da geride tanık bırakmamak için zavallı frank mackerı öldürmüşler.

ilgiyle dinlediğimiz kadın ne kadar samimi ve heyecanlı konuşursa konuşsun kadının anlattıkları holmes da en küçük bir değişiklik yaratmamıştı.hala kadına soru dolu gözlerle bakıyordu.

-bayan brunnel frank mackerın gerçek frank macker olmadığını onunla daha önce onunla aynı gemide çalışmış olan arkadaşları söyledi.eğer frank macker onu öldürenlerle daha önce tanışmamışsa neden başkasının kimliğine bürünsün -bay holmes ya o kişiler de gerçekte o kişiler değilse ?

bayan brunnelin sorusu mantıklıydı.holmesun yüz hatları şimdi şaşkın bir adamın yüz hatlarına bürünmüştü.

-haklı olabilirsiniz bayan brunnel mouscrondan geldiklerini söyleyen diğer iki kişinin gerçekten mouscronda çalışıp çalışmadığını öğrensek iyi olacak.tarifiniz genç bay cobartın tarifine uyuyor.peki ya diğer adamın sesi nasıldı.

-orta yaşlı birine ait kaba bir sesti.gence göre daha kısık çıkıyordu.ama kesinlikle genç bir adamın sesi değildi -sanırım bu da bay loberty denen adamın sesi olmalı.tabii gerçek loberty ise.devam edin bayan brunnel.planın ikinci safhasını duyabildiniz mi?

-gemiyi batıracaklar bay holmes.içindeki herkesle birlikte ve sonra da tahliye filikalarına binip kaçacaklar.tanrım durdurun onları.bu kadar masum insanın ölmesine göz yumamazsınız.ben gemiyi batıracaklarını duyduğumda küçük bir çığlık kopardım.çok korkmuştum bay holmes.ordan uzaklaşmaya çalıştım.çığlığımı duyup kapıya koşmuşlar.sanırım beni gördüler ben de kılık değiştirmek için kömür kazanlarının olduğu kısma geçtim.tesadüfen bu kıyafetleri bulup giydim kadının konuşması hıçkırıklarla kesilince holmes de yumuşamış bir şekilde eliyle kadını sakinleştirmek için koluna dokundu

-merak etmeyin bayan brunnel bu gemiyi batırmalarına izin vermem.anlaşılan kendilerine bay loberty ve bay cobart diyen baylar kendilerini saklamakta iyi iş çıkarmışlar.doğrusu bu kadar profesyonellik beklemiyordum.

-sence profesör montgomerynin adamları olabilir mi holmes?

-olabilir sevgili watson.anlaşılan profesör montgomerynin bu seferki hedefi ben değilmişim.daha büyük bir kumar oynadığı kesin.sanırım bazı şeyler daha iyi aydınlanmış oldu.her zaman dünyayı kaosa sürükleme peşindeki sevgili profesörümüz bu sefer burnunu ingiltere ve ispanya arasındaki ilişkilere sokmuş görünüyor.lord walmorthun ispanyollara silah satmak için yola çıktığını biliyor.eğer walmort ispanyaya varamazsa silah antlaşması gerçekleşemeyecek.şimdi asıl soru şu ispanyollar neden bu kadar çok silah alımı yapmak istiyor ve montgomerynin bundan çıkarı ne?

-ne yapacağız holmes.bayan brunnelin dediği doğruysa o ikisi gemiyi batırmak için işe girişmiş olabilir.

-sakin ol watson.sanırım bu iki dostumuzun işe nereden başlayacağını biliyorum.haydi watson seninle makina dairesine gidelim.siz bayan brunnel acilen kaptan papayannisi bulup uyarın.gemideki tüm güvenlikçiler güverte ve makine dairesini çevirsin.bu misafirlerimiz yalnız olmayabilir.

-tamam bay holmes.dediğinizi yapıcam.ah tanrım umarım çok geç kalmamışızdır

-merak etmeyin bayan brunnel siz sadece söylediklerimi yapın.

genç bayan brunnel sessizce odadan çıkıp kaptanı uyarmaya giderken bizde holmesle geminin makine dairesine doğru yol almak için yola çıktık.cebimdeki revolveri kontrol edip yerinde olduğundan emin olmuştum. 

SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARIWhere stories live. Discover now