BİGGLESFORD İKİZLERİ / BÖLÜM 1

251 31 23
                                    

Dostum Holmes' un sık sık ortadan kaybolma huyuna benim de son zamanlardaki meşguliyetim eklenince  dostumla uzun zaman görüşememiştik.Doğrusu son zamanlarda çok fazla hastam vardı ve küçük muayahanemin geliri arttıkça yorgunluğum da artmaya başlamıştı.Neyse ki sevgili karım bu yoğun iş hayatımdan sıkılıp isyan bayrağını çekince ben de işlerimi azaltıp dinlenme şansı bulmuştum.Tabii bu zamanda aklıma ilk gelen şey uzun zamandır ihmal ettiğim sevgili dostum Holmes' ten başkası değildi.

Büyük bir mahcubiyet ve kendime karşı bir kızgınlık içindeydim.Dostumun bu zamanlarımda bana gönül koymayacağından emindim.O da kendine göre yoğun ve meşgul bir adamdı ve en son görüştüğümüz zamandan sonra ne kadar uzun süre geçerse geçsin sanki daha az önce yanından ayrılmışım gibi davranacağını biliyordum.Bu yüzden dostumun bu huyunu çok seviyordum.Karıma Holmes' ü ziyaret edeceğimi söylediğimde yüzünde yine o hoşnutsuz bir bakış belirmişti.Holmes'le zaman geçirmemden pek hoşlanmayan karım onun tehlike dolu hayatından dolayı endişe ediyordu.Üstelik Holmes'un pek çok vakasına ben de katıldığım için bana bir şey olacağına  dair derin bir endişe taşıyordu.Ancak karım ne olursa olsun dostum Holmes'ten kopamayacağımı bildiğinden yarım ağızla da olsa onunla görüşmemi kabul etmişti.

Baker sokağına geldiğimde sanki yıllar sonra ilk kez gelmişim gibi bir his doğmuştu içime.Bu yüzden dostumla görüşme sürelerini pek uzatmamaya karar vermiştim.221b baker sokağındaki evin ışıkları neyse ki yanıyordu.Bu da dostumun evde olduğunu gösteriyordu.Sevinçle kapıyı çalıp ev sahibi kadının beni içeri almasını bekliyordum.İçeriye girdiğimde hemen Holmes'un ve aynı zamanda benim yıllar önce kaldığım odanın bulunduğu üst kata çıktım.Şömine ateşinin aydınlattığı odada dostum koltuğa oturmuş gazete okuyordu.Ağzındaki pipodan çıkan kesif duman bu sefer beni rahatsız etmemişti.Sanırım bu dumanı bile özlemiş olmalıydım.Neyse ki dostum varlığımı anladığında candan bir sesle konuşmuştu.

" Otursana Watson.Oturmadan kendine güzel bir şarap koymanı öneririm.Bu aralar Middle sokağında yeni açılmış bir tavernaya uğruyordum.Şarapları bir harikaydı.Aynı şeyi viskileri için söyleyemeyeceğim.Şarapları Bristoldeki bir antrepodan çalmaları tek kusurlarıydı."

Bu bilgi beni şaşırtmıştı.Holmes'un çalıntı şeylere karşı ziyadesiyle bir tiksinti duyduğunu bildiğimden onun çalıntı bir içkiyi içmesine şaşırmıştım.

" İyi de Holmes başkasının deposundan alınmış çalıntı bir şarabı içmek sence doğru mu?"

Holmes'un yüzünü aydınlatan şömine ateşi duvarda belirgin gölgeler oluştururken Holmes'un yüzünde muzip bir gülümseme belirmişti.

" Merak etme dostum.İçtiğim şarap artık çalıntı değil.Zira şarapların çalındığı antreponun sahibi bay Horsewill in hediyesi.Tavernanın sahibi olan kadının dostu olan adam eski bir hırsız olan Rockfeld denen bir kanunsuzdu.Adam şarapları gece yarıları çaldıktan sonra arabalarla tavernanın gizli mahzenine koyuyormuş.Kadın da dostunun getirdiği fıçıları kendi markasının olduğu şişelere koyup şişesi 2 şilinden satıyormuş."

Merakla dostumun gözlerine bakıyordum.Bunca suç arasından neden bir şarap hırsızlığıyla uğraştığını anlayamıyordum.

" İyi de Holmes senin daha üst düzey suçlarla uğraştığını sanırdım."

" Aslında bu tamamen bir tesadüftü sevgili dostum Watson.Bir vakayla ilgili araştırma yaparken bu tavernaya da uğramıştım.Suç dünyasındakilerin yeni yeni varlığını keşfettiği yerlerden biriydi.Muhbirlerimden biriyle konuşurken ona ve kendime şarap ısmarlamıştım.Doğrusu muhbirim çok konuşkan bir adamdır ve sık sık susayıp ağzı kuruduğu için ona çok sık  şarap ısmarlarım."

SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARIWhere stories live. Discover now