ÖLÜMCÜL TUZAK / BÖLÜM 13

129 25 5
                                    

  odaya girdiğimizde zavallı lord walcort'u öylece yerde cansız bir halde yatarken gördük.holmes cinayeti anlayabilmek için artık bu dünyada olmayan zavallı adamın yanına diz çöktüğünde ben ,don martino ve iki adamı kapının önünde holmes'un söyleyeceklerini bekliyorduk.

-bu sefer ki zehirlenme değil sevgili dostlarım.holmes cesedi yüz üstü çevirdiğinde kürek kemikleri arasındaki keskin bıçağı gördük.neredeyse yarısına kadar gömülmüş haldeki bıçak hepimizi dehşete düşürmeye yetmişti.

holmes odayı gözden geçirirken ,çenesini eliyle avuçlamış bir şekilde odayı arşınlıyordu.katil veya katillere ait bir ipucu aradığını tahmin etmek güç değildi.

-bayan walcort nerede don martino? holmes'un sorusu üzerine martino yanındaki polislere ispanyolca konuşmaya başlamıştı.konuşması bittiğinde dönüp holmes'e doğru konuştu.

-bayan walcort otelin bir başka odasına sakinleşmesi için götürülmüş.yanında iki nedimesi ve genç dul lady pearly varmış.zavallı kadın pek de iyi görünmüyormuş holmes bana dönüp baktığında yüzündeki ifadeyi okumaya çalıştım.onu anlayabiliyordum.her bir cinayet bizi castilya'ya yapacağımız ziyareti geciktiriyordu.üstelik holmes'un abisi mycroft'u kurtarmamız için gerekli süre de giderek azalıyordu.

-cinayetin montgomery'nin adamlarıyla ilgisi var mı holmes?

-olabilir sevgili watson olabilir.lord walcort önemli bir silah antlaşması için buradan madrit'e hareket edecekti.birileri bu silah antlaşmasını engellemek için bu cinayeti planlamış olabilir.gemideki başarısız denemelerinden sonra burayı onu engellemek için son şans olarak görmüş olabilirler.

holmes haklıydı.lord walcort bir silah tüccarıydı ve iç savaşın eşiğindeki ispanya için önemli bir antlaşma yapmak için gelmişti.gemideki zehirleme teşebbüsünden sonra katiller için tek çare onu burada öldürmek olabilirdi.

don martino alnındaki teri silerken oldukça endişeli görünüyordu.yakın zamanda bölge şefi olmak için atanmayı beklerken bu talihsiz cinayet onun ilerlemesi için büyük bir darbe olmuştu.kral bu cinayet haberinden hiç hoşlanmayacaktı.

-ah bay holmes katiller sadece bu antlaşmayı suya düşürmedi zavallı ispanyamızın parçalanması için bir adım daha atmış oldular.bu toplar ordunun eline geçmezse korkarım ayrılıkçıların eli çok güçlenmiş olacak.

holmes odayı incelemeyi bitirdiğinde çıkmamız için işaret etti.

-baylar öncelikle bayan lady walcort ve yanındakileri sorgulamam lazım.cinayet saatinde kimlerin nerede bulunduğunu bilmem şart.ayrıca kaldıkları oteldeki tüm kat görevlilerini ve hizmetlileri de görmek istiyorum.cinayet sırasında bir şeyler duyup duymadıklarını ,odaya kimin girdiğini öğrenmek istiyorum.

-tabii ki bay holmes.adamlarım şimdi otel müdürünün vasıtasıyla tüm otel personeline haber verir -onları tek tek görmek istiyorum don martino böylesi daha iyi olur.biz de zavallı dul lady walcort ve arkadaşlarını ziyaret edelim.gidelim mi sevgili watson

-tabii ki holmes ben hazırım.

zavallı dul lady walcort bir yatakta öylece uzanmıştı.kocasının ölümünden sonra sinir krizleri geçiren zavallı kadını sakinleştirmek kolay olmamıştı.üzüntüden yorulan kadın şimdi yarı baygın bir halde yatıyordu.zavallı genç dul lady pearly ise yanı başına oturmuş kadının elini tutuyordu.iki nedime üzüntüyle yatağın başında durmuş gelecek emirleri beklerken ,zavallı lady'lerine üzüntü dolu gözlerle bakıyorlardı lady pearly bizi gördüğünde ayaklanmaya çalıştı ancak holmes eliyle ona kalkmamasını işaret etti.

-rahatsız olmayın laydim.şuan zavallı lady walcort'un size ihtiyacı var.

-ah bay holmes bu nasıl bir kötü talih zavallı kocam cinayete kurban gittiğinde beni bu zavallı lady walcort teselli etmişti,şimdiyse o kötü talih peşimizi bırakmamaya devam ediyor ve ben zavallı lady walcortu teselli ediyorum.ah bu nasıl bir kader.

holmes odadaki boş sandalyelerden birine otururken bakışlarını yataktaki lady walcort'a çevirmişti.lady walcort oldukça iri bir kadındı.lady pearly'nin avukat eşi öldürüldüğü sırada kamarasında gördüğümüz bu orta yaşlı kadının heybeti karşısında şaşkınlığımı gizleyememiştim.

-lady pearly,zavallı lord walcort öldürüldüğü sırada siz neredeydiniz.lady walcort sizinle miydi?

-evet lady walcort benim yanımdaydı.o sırada otelin bahçesinde küçük bir gezinti yapıyorduk.bildiğiniz gibi otelin bahçesi denize bakan tarafta olduğu için temiz deniz havasını içimize çekiyorduk.

-o zaman lord walcort'u öldürenleri görmediniz ve duymadınız.ben zavallı lord walcort'un cesedini incelediğimde ,ceset ölüm katılığına erişmemişti.bu da cinayetin çok da uzun bir zaman önce işlenmediğini gösteriyordu.siz dolaşmak için bahçeye ne zaman çıkmıştınız?

-buraya yerleştikten bir kaç saat sonra.lady walcort bavulları yerleştirmeleri için nedimelerine verirken biz de hava almak için bahçeye çıkmıştık.

holmes kadını ifadesiz bir suratla incelerken kadın holmes'un bakışlarından rahatsız olup yüzünü lady walcort'a çevirmişti.

-gördüğüm kadarıyla zavallı lady walcort pek konuşacak durumda değil.kendine geldiğinde onunla görüşmek isterim.gidelim watson otelde çalışanlar yabancı birini girip çıkarken görmüş mü öğrenelim holmes şapkasıyla içerideki kadınları selamlarken zavallı lady walcort hala baygın bir halde yatıyordu.

dışarı çıktığımızda holmes'le baş başa kalmıştım.

-zavallı kadın ,lady pearly'nin anlattığı gibi teselli veren bir el iken şimdi teselli edilen bir kadın durumuna düşmüştü.

-gördüğün gibi sevgili watson hayat hiç ummadığın şeylerle doludur.vaka ilginç bir seyir almış durumda.öncelikle şu otel çalışanlarını bir sorgulayalım.umalım ki birileri vakayı aydınlatmamızı sağlayacak bir şeyler görüp duymuş olsun.

şaşırmamıştım holmes gözlem yeteneği yüksek bir adamdı.olaylara diğerlerinden farklı bakan ve kimsenin göremediği hususları saptayan bir dahiydi.

o gece holmes otelde çalışan tüm görevlileri otel müdürünün odasında sorguya çekmişti.don martino'nun çevirmenliğini yaptığı sorguda tek dişe dokunur şey bulamamıştık.herkes çok meşgul olduğunu söylerken,lord walcort'un ödlürüldüğü odanın bulunduğu katın görevlisi o sırada alt katlarda temizlik yapan bir temizlikçi kızla sohbet halinde olduğunu itiraf etmişti.

-pek umduğun gibi geçmedi değil mi holmes.

-hayır sevgili watson,tek bulabildiğim birbirleriyle flörtleşen birkaç kat çalışanı ve yemekleri hazırlayan aşçı kadının oldukça pis oluşu.sanırım yemeklerimizi dışarıda yesek iyi olacak sevgili watson.şu aşçının benim gözümde bir katilden farkı kalmadı.

otelin bizim için ayrılan odasına geçtiğimizde günün tüm yorgunluğu üzerimize çökmüştü.ikimizde kendimizi kaz tüyü yataklarımıza bıraktığımızda holmes uyku öncesi piposunu hazırlıyordu.

-pek politik bir cinayete benzemiyor sevgili watson.sence de öyle değil mi?

holmes'e ne diyeceğimi bilmiyordum.onun kadar geniş görüşlü biri değildim -seni bunu düşünmeye iten nedir holmes?

holmes chesterfield marka tütünü ardıç ağacından yapılmış piposuna doldururken tavanı seyrediyordu.

-pek profesyonel katillerin işine benzemiyor.kullanılan bıçağı gördün mü?

-hayır dikkat etmedim.

-şu kayıp tablo vakasında kullanılan bıçak gibi büyük ve keskin bir bıçak.şu mutfakta et doğramaya yarayan bıçaklardan.asıl garip olan ne biliyor musun sevgili watson holmesun ne bulduğunu merak ediyordum.

-evet holmes nedir?

holmes piposundan derin bir nefes çekip bıraktı.havaya karışan dumanları gözleriyle takip ederken bir yandan da konuşmasına kaldığı yerden devam etti.

-bıçak bu otelde kullanılan bıçaklardan değil.lady charity gemisinin mutfağına ait.bıçağın sapındaki L.C 1206 numarasını eminim kimse farketmemiştir.oysa ben lady charity'deki mutfağı ziyaretimizde bu bıçaklardan bir kaçını elime almıştım.oldukça süslü ve keskin bıçaklardı.tıpkı bunun gibi -yani birisi zavallı lord walcort'u öldürmek için gemiden keskin bir bıçak mı aldı.ama bunu neden yapsın ki.arsenik veya başka bir bıçakla yapmak dururken

-kıskançlık watson kıskançlık.lord walcort oldukça centilmen ve bir o kadar çapkın bir adamdı.londra'daki şu meşhur çapkınlık hikayeleri benim de kulağıma gelmişti.ancak lordların bu tip gönül maceraları hep olduğu için pek de ilgilenmemiştim.

-yani lord walcort'u karısı mı öldürdü.

-öyle bir şey demedim sevgili watson.bunu zamanla öğreneceğiz.şimdi istersen uyuyalım.sabah güzel bir sahil yürüyüşünden sonra şu sahildeki lokantada güzel bir kahvaltı yapalım olmaz mı?

-seve seve holmes.  

SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin