CANTBURY CİNAYETİ / BÖLÜM 6

120 29 5
                                    

  Holmes'u bulunduğu kılıkta tanıyamamıştım.Şaşkınlıkla bu kambur, gür bıyıklı ,hafif toplu adama bakıyordum.Onu tanımamı sağlayan tek şey,taktığı gözlüğün altındaki zeki parlak gözleriydi.

"Bu sen misin Holmes?"

" Nasıl tanıyamadın değil mi? Ah hiç şaşırmadım az önce Lestrade'in yanından geçerken ona selam verdiğim halde o bile beni tanıyamadı.Ama kutlarım Watson doğrusu zor da olsa beni tanıdın."

" Seni bu halde öz annenin bile tanıyabileceğini sanmıyorum.Kılık değiştirme üstadı olduğunu biliyordum ancak bu kadarını beklemiyordum doğrusu."

Holmes şakır gibi kıkırdadığında onun bu vakada biraz muziplik peşinde olduğunu anlamıştım.

"Kimin kılığına girdin Holmes?"

" Katilin peşindeki dördüncü adamın."

Göz bebeklerim şaşkınlıktan büyümüştü.İnanmaz gözlerle ona baktım.

"Adamı gördün mü yani şu panterli katilin peşinde olduğu dördüncü adamı?"

" Evet dün akşam pencereden baktığımda karşıda burayı inceleyen adamı gördüm.Talihimiz varmış ki boyu benden biraz kısaydı.Onu da kendimi kambur yaparak eşitledim.Adamın o olup olmadığından emin olmak istiyordum.Yerine gözcülük etmesi için tuttuğu adamlardan birinı göndermiş olabilir diye düşündüm.Ben de hızlı bir şekilde peşine düştüm.Onu tavernalar sokağına kadar kovaladım ama lanet herif bir tavşan kadar hızlı çıkıp gözden kayboldu.Ancak aradığımız adamın o olduğuna eminim kaçarken köstekli saatini düşürdü.Al bak işte burada. Holmes'un uzattığı gümüş işlemeli saatin üstünde viskontin alabama betrang baver ve oğulları yazısını okumuştum.Bu kesinlikle amerikada yapılmış bir saatti.

" Öyleyse şu katil seni böyle içeri girerken gördüğünde o adam sanmış olacak?"

" Dua edelim de gerçekten beni bu halde görmüş olsun.Küçük oyunumuzun tutması için onu inandırmaktan başka çaremiz yok."

Katilin gündüz vakti gelmeyeceğinden emindik.Katil kimsenin olmadığı akşam vaktinde harekete geçiyordu.Bu yüzden ben ve lestrade dışarı çıkıp akşam vaktinde evin arka tarafındaki gizli mahzen kapısından tekrar içeri girecektik.Böylece katile kurbanının yalnız olduğu izlenimini verip cesaret verecektik.

Holmes bir kaç kez bu yeni kılığıyla pencereden dışarı çıkıp etrafa baktı.Bu şekilde katile peşindeki adamın o olduğuna ikna etmeye çalışıyordu.

Sonunda güneş battığında ben katilin beni göremeyeceği şekilde yatak odasındaki giysi dolabına saklanırken,lestrade de büyük geniş perdenin arkasına saklanmıştı.Lestrade bu vaka için evinin kullanılmasını dert etmemişti.İkimizde de birer revolver vardı.Aynı tabancadan holmes'da da vardı.

Holmes kurbanını taklit ederek yavaş ve kambur yürüyordu.Holmes ince tüllü perde ve odadaki ışığın da sayesinde dışarıdan görülebiliyordu.Katil büyük olasılıkla dışarıda perdenin arkasındaki holmes'un siluetini görmüş olacaktı.Büyük kalın perdenin arkasında ise lestrade tetikte bekliyordu.

Katil bizimde kullanmış olduğumuz mahzen kapısını kullanmıştı.Mahzen kapısının hafif tıkırtısını duyduğumuzda misafirimizin de geldiğini anlamıştık.Holmes sırtını kapıya doğru. yüzünü ise pencereye dayamıştı.Oda kapısı açıldığında ince zayıf bir adamın içeri süzüldüğünü gördük.Yalnızdı yanında panteri yoktu.Elinde amerikan yapımı çift sürgülü kısa bir tabanca tutuyordu "Sonunda azrailinle karşılaşmaya hazır mısın uğursuz dörtlünün son uğursuzu,şeytanın bacağı?"

Holmes yüzünü döndüğünde adamın şaşkınlığından yararlanıp bir anda üstüne atlamıştık.Belli ki holmes adamı şaşırtmak için taktığı takma bıyığı çıkarmış ve onun dördüncü kurbanı olmadığını göstererek onu gafil avlamıştı.

Yerde çırpınan adamın bacaklarının üstünde lestrade otururken ben de kollarını tutuyordum.Hala çırpınmakta olan genç adamın direnci kırılmıştı.Elindeki tabancayı alıp holmes'e uzattım.

" Bay hatch'i bırakabilirsiniz dostlarım.Sanırım bir yere kaçamayacağını o da anlamıştır."

Zavallı genç, zayıf adamı elinden tutup ayağa kaldırmış köşedeki boş bir sandalyeye oturtmuştuk.Zavallı adamın hasta bir hali vardı.Doktorluk tecrübem bana bu zavallı adamın sağlığının pek de iyi olmadığını söylüyordu.

Adının holmes tarafından söylenmesiyle daha büyük şaşkınlığa düşen genç adam cevap bekler bir şekilde holmese bakıyordu.

" Adınızı bilmemin sizi şaşırttığının farkındayım.Aslında iki gün önce son kurbanınızın evindeki gizli bölmede ona ait gerçek kimlik bilgilerini bulamasaydım isminiz bir sır olarak kalacaktı ve büyük olasılıkla da bir şekilde dördüncü kurbanınızı da öldürüp amerikaya geri kaçacaktınız."

" Oldukça zeki birisiniz bay.."

" Holmes özel dedektif holmes"

" Öyleyse memnun oldum bay holmes.Peki tam olarak o belgelerden yola çıkarak beni nasıl bulduğunuzu sorabilir miyim."

Holmes bir sandalye alıp zavallı genç adamın tam karşısına oturup gözlerine baktı.

" Müfettiş lestrade o öldürdüğünüz adamlarla ilgili bilgiyi getirdiğinde onların bir zamanlar hissedarları olduğu madenin geçmişini merak edip sordurdum.Sonra oranın onlara babanız Pitt Oreway aracılığıyla geçtiğini öğrendim.Üstelik aynı tarihlerde babanız bilinmeyen kişilerce saldırıya uğramış ve ölmüş.O dört kişi de şüpheli olarak sorgulanmış ancak haklarında yeterli delil bulunmadığı için de tutuklanmamışlar.Garip olan karısının ve küçük kızının da cesetleri bulunmuş ancak küçük çocuğundan hiç bir iz bulunamamış."

" Öyleyse tüm hikayeyi benden öğrenin bay holmes.Zira hastalığım yüzünden çok fazla ömrüm kalmadığını biliyorum.Tanrının huzuruna bir katil ve suçlu olarak çıkacağımı bilsem de geride kalanların beni kana susamış basit intikamcı bir katil olarak tanımasını istemiyorum. "Öyleyse hikayenize başlamadan önce hepimiz sıcak bir şeyler içsek iyi olacak.Anlaşılan hikayeniz oldukça sarsıcı ve uzun olacak.Çayınızın içine biraz konyak alırmıydınız bay Oreway?"

" Teşekkür ederim bay holmes." diye terbiyeli bir şekilde cevap vermişti zavallı adam.

Hatch oreway zayıf uzun boylu bir adamdı.Otuzlarına gelmemişti.Kısa sarı saçları ve renkli mavi gözleriyle tezat oluşturan güneşten esmerleşmiş bir vücudu vardı.Zavallı adamın arada derin öksürükler bırakması onda ciğerleriyle ilgili bir sorun olduğunu düşündürtüyordu.Ayrıca vücudu oldukça zayıf ve dirençsiz görünüyordu.

Böyle zayıf sıska bir adamın ,üç sağlıklı adamı hayvanı olmadan halledemeyceği aşikardı.Belli ki bütün işi o hayvan yapmış olmalıydı.

Hikayeyi dinlemek ,için ben ve lestrade de daha iyi duymak için genç adama doğru yaklaşmıştık.
"   

SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARIWhere stories live. Discover now