ÖLÜMCÜL TUZAK / BÖLÜM 1

297 41 9
                                    

  Baker sokağındaki eve gittiğimde Holmesu evde bulamamıştım.son zamanlarda dostumu çok fazla ihmal ettiğimin farkındaydım.Pitbury sokağında açtığım muayahanemden dolayı neredeyse bir aydır evime geç saatlerde gidiyordum ve bu sürede Holmes aklımdan uçup gitmiş gibiydi.Anlayışlı ve tatlı eşimi de ihmal etmiştim.Neyseki son zamanlarda işlerimi düzene koymayı başarmış ,kendime ve eşime daha fazla vakit ayırmaya başlamıştım.Ancak Holmesu ihmal ettiğimi,çoktandır dostumun sağlığıyla ilgilenmediğimi hatırladığımda büyük bir pişmanlık ve utanç hissetmiştim.

Dostumun bana kırılmayacağını  biliyordum.Holmes davalarıyla çok fazla meşgul olan biriydi.Ancak beni endişelendiren dört yıl önce Londra hapishanesine yolladığı profesör Montgomery nin hapisten kaçmış olmasıydı.Zeki bir suçlu ve Holmesun can düşmanı olan ve Holmesu ortadan kaldırmayı kendine amaç edinmiş profesörün dostuma zarar vermesinden korkuyordum.Profesör her yerde aranmasına rağmen henüz izine rastlanılmamıştı.Londranın en tehlikeli ve azılı suçlularını kendisiyle çalışmaya ikna eden profesör Montgomery bu suç makinalarını keskin dehasıyla dünyayı karıştırmak için kullanıyordu.Ancak her seferinde önüne Holmes çıkıp onu durduruyordu.Bu yüzden Holmese amansız ,bitmek bilmez bir kin duyuyordu.Holmesu pek çok kez öldürmeye çalışmış ancak dostum neyseki bu ölümcül suikastlerden hep sağ çıkmıştı.Dört yıl önce Viyanadaki büyük liderler zirvesinde büyük bir savaşın fitilini ateşlemeyi planlamıştı.Birbirleriyle sınır problemleri olan Almanya ve Fransa arasında savaş çıkarmak için Alman şansölyesini Fransız bir suikastçiye öldürtmeye çalışmıştı.Neyseki holmesun uyarısını dikkate alan Viyana polisi suikastçiyi kıskıvrak yakalamış ardından da çorap söküğü gibi tüm planlar deşifre olmuştu.Profesör Montgomery Longshire dan gemiye binmeye çalışırken yakalanmıştı.Lakin  londra hapishanesinden kaçmayı yine başarmıştı ve suç ortaklarıyla birlikte şimdi yeni hain planlar yaptığından emindim


Baker sokağındaki evde Holmesun salonunda oturmuş onu bekliyordum.Ev sahibi kadın bir zamanlar benim de oturduğum evin temizliğini yapmasına rağmen Holmesun koleksiyonu haline gelmiş pek çok eşya ve alet yüzünden bu temizlik pek belli olmuyordu.Duvarlarda o çok tanıdığım kızılderili yerlilerine ait savaş baltası,bir yay ve holmesun bazen içine kızılderili otlarından koyup içtiği bir barış çubuğu asılıydı.Yıllar önceki bir davadaki başarısından dolayı kendisine verilen gümüş bir kupanın içi tütün artığı ve pipo külüyle doluydu.Holmesun başarılarının takdir edildiğini göstermek için verilen ödüllere pek değer vermediği bilinen bir şeydi.Odadaki en sevdiği eşya şüphesiz kristal bir kum saatiydi.Holmesun bana "insanoğlunun en büyük keşfi zamandır watson.İnsanoğlu zaman kavramını keşfederek ne kadar büyük bir keşif yaptığını çok geç anlamıştır sevgili dostum" sözü hala hatırımdaydı.

Bulunduğum odanın kapısı birkaç kez çalındıktan sonra çalan kişiye  içeri girmesini söylemiştim.

Yaşlı ,kambur bir adam iki büklüm olarak içeri girdiğinde adamı tanıyamadım.Eski döküntü sayılabilecek kıyafetlerinin içinde zar zor nefes alıyor gibiydi.Elindeki bastonu güç bela tutuyordu.Adamın Holmese dava danışmak için gelen biri olduğunu düşünmüştüm.Hemen hemen her mevki ve tabakadan insanın davalarına bakması için Holmesun kapısını çaldığını biliyordum.Yaşlı adam keskin parlak gözlerle bana baktığında Holmesu güç bela tanıyabilmiştim.Dostumu sadece gözlerinden tanıyabilmiştim.Bana bu kadar dikkatli bakmasa onun Holmes olduğuna hayatta inanamazdım.

"Holmes bu sen misin ?"

Dostum bastonuyla bir kaç adım atıp rolüne devam etmişti."

"Ne o Watson ne çabuk anladın ben olduğumu? Yoksa rolümü iyi oynayamadımmı?"

 "Hayır  aslına bakarsan seni  hemen tanıyamadım Holmes  ama bana dikkatli baktığında seni gözlerinden tanıdım.Keskin ve zeka fışkıran gözlerinden."


"Hımm demek gözlerim beni hemen ele verip  belli ediyor.Neyse kolayı var Watson.Sanırım birazcık is ve sürme gözlerimdeki parlaklığı söndürmeye yeter.Bu arada sanırım bu aralar sağlığına dikkat etmiyorsun sevgili dostum.Gece yarılarına kadar kitap okumayı da azaltsan senin için daha iyi olacak .Bir de sanırım artritin nüksetmişe benziyor .Biraz kır havası alıp dinlenmek sana iyi gelecek.Bu arada ayakkabılarının altını tamir ettirmene sevindim Watson .

Şaşkın bir şekilde ona bakıyordum.Mesleğime geri dönüp muayahane açtıktan sonra gece yarılarına kadar bilimsel makale ve tıbbi kitaplar okuyordum.Hindistanda ingiliz ordusunda görev yaptığım sırada bana musallat olan artrit hastalığı da tekrar nüksetmişti.Çok dikkatli bakılmadığı sürece farkedilmeyen  bir aksamam vardı.

"Dur bunları nasıl bildiğini tahmin edeyim.Gözlerimin altındaki morluklar uykusuz kaldığımı gösteriyor.Bu aralar sağ bacağımın üzerine çok basıyorum ve eskisi gibi gürültülü yürümüyorum."

Holmes varsayımlarımı gülerek dinlemişti.

"Bravo Watson bravo.Varsayımların harika ve gayet güzeldi.Evet gözlerinin altı mor ama parmakların gece yatmadan önce söndürdüğün mumun isine ve artığına bulanmış.Ayakkabının altına pençe attırdığın için demirin sesi eskisinden daha gürültülü çıkıyor.Gelişini sokağın başından bile duyabiliyorum.Evet yine eskisinden daha aksak yürüyorsun.Yine de saptamaların mantıklı şeylerdi kutlarım seni."

"Teşekkür ederim Holmes.Senin yanında  senden çok şey öğrendiğim kesin.Bu arada bu saatke kadar  neredeydin ve bu kılık ne için?"

"Rıhtımda küçük bir gezintiye çıkmıştım.Oradan batakhanelerin olduğu tavernalar  sokağına saptım.Profesör montgomerynin kaçısından haberin vardır."

"Evet  gazetede okumuştum.Esaslı bir kaçış olduğu kesin."

" Evet polis teşkilatı içindeki bazı para düşkünü polisleri satın alması pek de muazzam bir kaçış yapmaz.Bu arada bende  garip bir unutkanlık başladı."

"Hep o içtiğin garip otlar ve tütünler yüzünden Holmes ve içkiyi biraz azaltsan çok iyi olacak."

 "Peki peki dediğin gibi olsun sevgili Watson."

Holmes eliyle bir sineği  kovar gibi yaptıktan sonra takma sakalını çıkarıp atmıştı.Şimdi dostumun güzel sevimli yüzüne yeniden kavuşmuştum.


"Tanrım pis bir keçi gibi kokan şu sakalı yolda çıkarmamak için kendimi zor tuttum Watson.Bu sakalları yapmak için ne kullanıyorlar keçi kılımı?"

"Bir şeyler bulabildin mi Holmes? " Merakla  dostumun yüzüne bakıyordum.

"Profesörün eski suç ortaklarıyla tekrar iletişme geçtiği kesin hatta yeni suç ortaklarını çevresine katmaya başlamış bile.Bu sefer ki planının beni öldürmekten çok daha farklı ve büyük olduğunu düşünüyorum.Üstelik Fransadan ve İtalyadan bazı önemli siyasilerle görüşmeler yaptığını öğrendim.

Ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum.Azılı bir suçlunun üst düzey politikacılarla görüşme yapmasına şaşırmıştım.Bu profesörün yöntemlerine pek benzemiyordu

"Ne düşündüğünü biliyorum Watson bu Montgomerynin tarzı değil.Ancak profesör Montgomery gibi suçlular piyon kullandıkları gibi piyon olarak kullanılmayı da seçerler.Onlar suçtan beslenen kötü ruhlu varlıklardır.Çok büyük bir işin içinde olduğu kesin ancak birbiriyle hiç iyi geçinemeyen fransız ve italyanların böyle bir azılı suçluyla hangi konuda görüştüğünü bulmam gerekiyor.Bunun için abim Mycroft dan yardım alsam iyi olacak.Onun dış işleri bakanlığında üst düzey danışman olduğunu biliyorsun.Bu aralar italyanları ve fransızları yakınlaştıran olay neymiş belki bize söyleyebilir."

Holmesun abisi Mycroft, Holmesun zekasına hayranlık duyduğu yegane kişiydi.Holmesun benden daha zeki ve detaycı dediği abisi Mycrof ,Holmes gibi esrarengiz davalara bakmak yerine bürokraside çalışmayı seçmişti.Dışişleri bakanının sağ kolu ve akıl hocası olan Mycroft bir çok davada Holmese fikirleriyle yol göstermişti.Holmesun aksine ciddi yüzlü ,iri yarı, heybetli görüntüsü olan bir adamdı Mycroft.Entellektüel zekanın yanı sıra derin bir bilgi birikimine sahipti.Holmes abisinden hep övgüyle  bahsederdi.Hayattaki tek yakını olan abisi aynı zamanda koruyucusuydu.

"Güzel bir kahvaltıya ne dersin Watson? Jambonlu yumurta ve böğürtlen reçelli bir kahvaltı bize iyi gelecektir.Bu arada Watson profesör Montgomerynin ölen azılı suçlu profesör Moritarynin kuzeni olduğunu biliyor muydun?

"Hayır Holmes.Ancak genlerinde lanetli bir suç psikolojisinin olduğu kesin."

"Doğru söyledin Watson.Hain bir zekaya sahip bir aileden geliyorlar ve pek de tükeneceklermiş gibi görünmüyor.Ben bayan Daislera bize güzel bir kahvaltı hazırlamasını söylerken sen de rahatına bak sevgili dostum.Çok yorgun ve halsizsin biraz dinlenmen şart."
 

SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin