9.

1.7K 207 171
                                    

Yıl 2016.
Bil istedim Es :')
Yoruma seneye görüşürüz diyen olursa öperim ajakkwkd yapmayın.

•••

"Jongin."

Düşünmek istemiyorum. Bazı şeylere artık cevap aramak istemiyorum. Akışına bıraksam mesela? Gerçekten Kyungsoo bana gelip, her şeyi anlatır mıydı?

"Ya! Kim Jongin!"

"Efendim," dedim çatalımı kenara koyarak. "Dalmışım biraz."

"Biraz mı?" Baekhyun masanın üstünden abartılı bir şekilde kafasını uzatarak bana yaklaştı. "Biraz yani, eminsin?"

Değilim aslında. Yalnızca sabah aniden Kyungsoo'nun yataktan gitmesinden daha önemli bir durum vardı. Bana yalan söylemesi. Hiçbir şeyi çözememem gibi bir durum varken ortada, bir de Kyungsoo'nun yalan söylemesi gibi bir şey vardı. Kafam karmakarışıktı.

"Değilim." dedim içimden geleni söyleyerek. "Ben iyi değilim, Baekhyun."

Birinin yardımına ihtiyacım var mesela.

"Ve başkasıyla konuşamadığın için bana anlatıyorsun?"

Gözlerime soru sorarcasına baktığında başımı aşağı yukarı salladım. Kyungsoo'yu benden sonra en iyi tanıyan kişi şüphesiz ki Baekhyun'du. Bu yüzden neler olduğunu anladığını düşünerek öğle yemeği için ikimize bir rezervasyon yaptırmıştım. Aslında açtım da ama bir anda bütün enerjimin sömürüldüğünü hissettim.

"Anlatacak başka kimsen yok."

Kyungsoo'ya anlatamıyorum mesela.
Korkumu yaratan o çünkü.

Baekhyun ağzına bir parça et alıp çiğnerken, buruk bir şekilde gülümsedi. Ardından yüzüme dikkatlice bakarak, sandalyesini masaya biraz daha yaklaştırdı. Kırmızı şarabından küçük bir yudum aldıktan sonra kendini tamamen bana verdi. Eh, şimdi ona da hak verdim. Gelirken acıktığını söylemişti.

"Derdini anlatacak son kişi ben isem, Kyungsoo ile ilgili bir şey olması gerek. Doğru mu?"

Bütün ciddiyetiyle benimle konuştu. Ve gözümde bir anlığına iki sene önceki hasta olmayı seçen Baekhyun canlandı. Daha gün gibi hatırlıyordum. Yıllar ne çabuk geçmişti de, o Baekhyun şimdi benimle en iyi dostum olarak konuşuyordu? Gülümsedim.

"Beni tanıyorsun."

"Eski psikoloğumu, yeni en iyi dostumu tanımamam garip olurdu." dedi bana katılarak. "Ama bir şey söylemem gerek ki, gerçekten kötü duruyorsun. Sorun geçen gece mi?"

Tanrı aşkına! Sen ne bok biliyorsun ki, Jongin?

Sehun'un öfkeyle kapıyı çarpışı, Kyungsoo'nun gidişi, Luhan'ın ağlaması, benim daha önce hiç olmayan bir şekilde laf yemem... Geçen gece cidden unutulmayacak bir gün olsa da, sorun o değildi. Sorun, eşim bana ilk defa yalan söylemişti.

"Geçen geceden daha fazlası..." diye mırıldandım içkimden bir yudum alarak. Belki bir öğle yemeği için içki pek iyi bir seçenek değildi ama yine de kafama takmadım. Her şeyi kafama takmak için pek de uygun bir zaman değildi ne de olsa. Bayan Hae'ye söyler ve bugünlüğüne öğleden sonra gelmeyeceğimi belirtirdim. Zaten iyi bir gün değildi.

"Kyungsoo ile kavga mı ettiniz? Ya da ne bileyim birbirinizi mi kırdınız? Bütün problem bu mu?"

Baekhyun'a öyle olmasını isterdim der gibi baktım. Anlayıp anlamadığını sorgulamadan yerimde doğrularak, elimdeki bardağı masaya bıraktım.

The Nature Of Daylight // kaisooWhere stories live. Discover now