FİNAL 1/2

2.6K 211 158
                                    

Fic'e Veda konulu yorum istiyorum, içinden gelen olursa tabii.
Aksi takdirde kendimi bu kitaptan soyutlayamayacağım.

•••

2 gün sonra

"Bu şekilde sağlıklı bir iletişim sağlayabileceğimizi düşünmüyorum."

Karşımdaki koltukta oturan üç adama şaşkın gözler eşliğinde bakarken, aklımdan geçen şeyi bütün açıklığıyla söylemeyi tercih etmiştim. Çünkü hayatımda şuana kadar hiçbir zaman, hastam ve onun yakınlarıyla beraber, benim evimde bir seans yapmamıştım. Durum cidden vahim görünmekle beraber, oldukça komikti de. Evde sanki başka koltuk yokmuş gibi, üç adam da aynı koltuğa sığışmaya çalışmışlardı.

Bütün sorun bununla sınırlı da değildi. Baekhyun ile Chanyeol de, Busan'dan yeni döndükleri için ilk olarak bana uğramayı tercih etmişlerdi. Baekhyun'un ısrarları doğrultusunda, beni ziyaret etmeyi düşünmüşlerdi. Ve işte... Vaziyet tam olarak, beni ve Kyungsoo'yu da sayarsak; altı kişiden ibaretti.

"Evet," dedi Kyungsoo dişlerini sıkarken. "Siz gitseniz mi artık?"

Kyungsoo'nun saf kızgınlığını,  ben ondan oldukça uzak olmama rağmen fark etmiştim lakin yanındaki iki adam da onu boşvermeyi seçerek bir şeyleri inceliyorlardı. Ne olduğundan emin değildim ama şu an düşündüğüm şey o da değildi. Çünkü evde bulunan herkes, Baekhyun ve Chanyeol de dahil olmak üzere, evi inceliyorlardı. Herkesi anlıyordum, lakin onlara ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Evin atmosferi bir garipti. Ki ben, evimi bir hastama açmıştım. Tanrı aşkına... bir şeylerin dozu kesinlikle kaçmıştı.

"Sehun," Kyungsoo'nun sesi kısık olsa da, evin içinde boğucu bir ortam bulunduğundan ben de dahil, herkesin gözleri bir anda onda buluşmuştu. "Luhan'ı da al, git artık. Beni bıraktığınız için teşekkür ederim."

Tanımadığım ve onların koltuğunda, sağda oturan adama göre daha uzun olan siyah saçlı adam, başını olumlu anlamda salladığında; içimde sebepsiz yere bir rahatlama belirdi. Seansın bir an önce bitmesi ve evimde derin bir nefes almak istemem de buna sebebiyet veriyor olmalıydı. Lakin bir şeyler daha ağır basıyordu.

Sehun olarak düşündüğüm adam, bütün heybeti ve çatık kaşlarına eşlik eden huzursuz yüzüyle ayağa kalkmıştı. Kyungsoo'nun önünde durdu. Elleri, onun saçlarını acelesi yokmuşçasına okşadıktan sonra, parmaklarını çenesine indirerek nazikçe tuttu ve kendine doğru kaldırdı.

"Kendine dikkat et."

Fazla yakınlar.

Kyungsoo başını sallayarak, onu minik bir tebessüm ile cevapladı. Konuşmasına gerek olmadığının farkına varmıştım çünkü bu ikisinin arasında kesinlikle normal bir ilişki yokmuş gibi gözüküyordu. Ya da bir arkadaşlıktan daha fazlası, dostlukları var olmalıydı. Bir bakış ile anlaşıyor olabilmek, ancak böyle açıklanabilirdi çünkü.  Yine de bir yerde sinirlenirimin ayağa kalktığını hissettim. Biliyorsunuz işte... kalabalığa çok gelemiyorum. Başka bir sebebi yok.

Huzurun yanında huzursuzlukla baş etmeye çalışmak gibi bir şeydi.

"Hadi Luhan," dedi Sehun. "Hadi bebeğim, gidelim artık."

"Ama o hâlâ-"

Gözleri saf bir şaşkınlıkla bende dolaşan adama geçti bakışlarım bu sefer. Yeni doğan ya da hayata yeni yeni adapte olmaya çalışan bir bebek gibi etraftaki olayları, uzaktan izliyordum. Sebebini bilmesem de, bu durum bana oldukça yakın geliyordu. Gözlerim görüyordu lakin hala ışıkları ve renkleri ayırt edemiyor gibi bir halim vardı. Etrafımdaki insanları, Baekhyun ve Chanyeol hariç, tanımıyor olsam da; bedenimi benden habersiz şekilde ele geçirmiş olan yakınlık hissine anlam vermek zordu.

The Nature Of Daylight // kaisooDove le storie prendono vita. Scoprilo ora