- XI -

7.1K 406 71
                                    

11. BÖLÜM

Bölüm parçamızdan daha güzel bir düet?! Ah, bu ikiliye bayılıyorum! Bölümümüz Ege’den ^^

İyi Okumalar!

Onu kurtaramamıştım.

O öylece düşmüştü ve ben o sırada ona bağırıyordum. Düştüğünde kafasını kaldırımın kenarına çarpmıştı ve alnından aşağı bir kan süzülüyordu şu an. Gözümden akan yaşları ve kollarımın ağrısını umursamadan koşmaya devam ettim.

Onu kucağıma almıştım ve olabildiğince hızla koşuyordum şu an. Hastane buraya yakındı, yetiştirebilirdim. Birkaç adım sonra ana caddeye çıkan köşeyi dönecektim. Başarabilirdim. Derin bir nefes aldım ve alnından süzülen kanı görmemeye çalıştım.

Bir işi de doğru düzgün yapamıyordum. Onun gibi yapacaktım oysa ki, bu oyunu onun kurallarıyla oynayacaktım. Ona, onun bana yaklaştığı gibi yaklaşacaktım ve ne demek olduğunu anlayacaktı. Planım buydu! Onun yaralanması değil!

Köşeyi döndükten sonra biraz daha hızlandım. Ana caddedeydik ve insanlar gözlerini dikmiş bize bakıyordu.

Alnından aşağı kan süzülen bir kız ve onu ağlayarak kucağında taşıyan bir erkek. Ne müthiş manzara ama!

Ne olacağını umursamadan “Çekilin!” diye bağırdığımda bize bakmayan birkaç göz daha gözlerini üstümüze diktiler. Hepsi garip bir şekilde bizi izlerken koşmaya devam ettim. Kaldırımdaki insanlar yol vermişlerdi en azından. Bakışlarını umursamadan biraz daha hızlandım. Artık bacaklarımı hissetmiyordum, onlar benden habersizce hareket ediyorlardı.

Hastanenin bahçesini yavaşça seçebiliyordum. Az kalmıştı onu yetiştirecektim.

“Az kaldı Beyza’m.” Diye fısıldadım nefes nefese kalmış bir şekilde. “Az kaldı. Götürüyorum seni. Sakın pes etme.”

***

Sonunda hastaneden içeri girdiğimde acildeki hemşirelerden birinin beni görmesiyle yanıma doğru koşması bir oldu. “Sedye!” diye bağırırken telaşla ellerini kanın üzerinde gezdirdi. “Nasıl oldu?” diye bir soru sorduğunda, soruyu bana sorduğunu anlamam biraz vakit aldı. “Sedye istedim!” diye bir kez daha bağırdıktan sonra gözlerini telaşla suratımda gezdirdi. “Siz iyi misiniz?” dediğinde kafamı sallamakla yetindim. “O nasıl?” diye sorduğumda sedye gelmişti. İki adam çabuk fakat yumuşak hareketlerle Beyza’yı sedyeye yatırırken yorgunlukla geri çekildim. Hemşire bileğinden tutup nabız almaya çalışırken, Beyza’yı götürmelerini seyrettim.

Kendimden nefret ediyordum.

Hastanelerden de nefret ediyordum.

Ve Beyza’dan da.

O kartı bulduğum günden de, o karttan da nefret ediyordum.

Sinirle duvara yumruğumu geçirirken, gözlerimden birkaç damla daha yaş aktığını hissettim. Onu incitmiştim. Neden bayılmıştı ki?! Sadece bağırdım diye bayılmazdı. Bir sebebi olmalıydı.

Sinirle dişlerimin arasından tısladıktan sonra cebimdeki sigara paketini çıkarttım ve hastanenin kapısından geri çıktım.

Titreyen ellerimle paketimden bir sigara çıkarıp ağzıma koydum. Çakmağımı da yakarak sigaramı alevlendirdim ve derin bir nefesle, dumanını içime çektim. Bu dünyada yaptığım en iyi şey sigara içmekti. Buna adım kadar emindim. Ne birini sevebiliyordum ne de sevdiğimi hissettirebiliyordum.

Her zaman geri plana atılmış, tartaklanan o küçük çocuk olacaktım. Asla kendim olamayacaktım.

***

Kader KartıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin