- XII -

7.2K 387 67
                                    

Bölüm parçasındaki ilham kaynaklarıma teşekkürler! İyi okumalar!

12. BÖLÜM       

Acı…

Sonsuz ve asla bitmeyecekmiş gibi gelen bir acı.

Kafamın ağırlığının tüm vücudumun ağırlığından daha fazlaymış gibi hissetmemi sağlayan derin bir acı…

Korku.

Kalbimin en derinliklerinden gelen koskocaman bir korku.

Bir şeyler hissetmeye başladığım ilk an, yumuşak bir yerde olduğumu anlamıştım. Bilincimin açık olduğunu hissediyordum fakat hareket edemeyecek kadar yorgundum. Gözlerimi bile açamıyordum. Tek bildiğim başımın ağrıdıydı ve yorgun hissettiğimdi.

Nerede olduğumu ya da şu an yanımda kimin olduğunu umursamıyordum. Fakat sesler duyuyordum. İniltiler, küçük hırıltılar, derince alınan nefesler, yumruklar. Duvara geçirilen yumruk sesleri ve sessizce atılan küçük çığlıklar. Bunları kimin yaptığını delicesine merak ediyordum. Fakat kendimi bile hissedemiyordum şu an.

Vücudumdaki kasların kullanılmamaktan çürüdüğünü hissediyordum. Büyük bir gayretle göz kapaklarımı açmaya çalıştım fakat başarısız oldum. Sanki açılmamaya and içmişçesine öylece kapalı duruyorlardı.

Daha fazla üstelemek istemedim ve sanki ruhum bedenimden ayrılmıyormuş gibi kendimi saldım.

Hatırladığım en son şey, duvara geçirilen bir yumruğun ve ağlamaktan iç çeken birinin sesiydi…

***

Bir sonraki uyanışımda etraf sessizdi. Ne bir kıpırtı ne bir ağlama ne bir yumruk sesi... Hiçbir şey yoktu. Ölüm sessizliği diye tasvir edilen şeyin bu olduğunu düşündüm. Fakat dışarıdan gelen bir korna sesi tüm bu sessizliği bozdu.

Nerede olduğumu gerçekten merak etmeye başlamıştım. Ve bana ne olduğunu da. Korkuyordum. Hiçbir şey bilmemek, özellikle de içinde bulunduğum durumu bilmemek, beni kötü hissettiriyordu. O yüzden bir an önce uyanmalı ve etrafıma bakmalıydım.

Derin bir nefes almayı denediğimde ciğerlerim oksijenle doldu ve resmen yandıklarını hissettim. Sanki uzun zamandır nefes almıyormuşum gibi. Garip ve acı verici.

Kendime cesaret verici birkaç şey söyledikten sonra yavaşça göz kapaklarımı araladım fakat suratıma vuran ışık yüzünden gözlerim yandı. Işık çok fazlaydı ve rahatsız ediciydi. Birkaç kez hızla kırpıştırdığımda alışmıştım.

Merakla etrafa bakındığımda bir iki tane boş sandalye gördüm. Bir tanesinde çantam ve montum duruyordu. Diğeri ise hemen yatağımın yanındaydı. Buraya kim koyduysa bana yakın olmak için koymuştu sanırım. Etrafta biraz daha göz atınca bir hastanede olduğumu fark ettim. Özel odalardan birinde kalıyor olmalıydım çünkü tek başımaydım ve başka yatak yoktu. Kolumdan yukarı doğru bağlı olan bir serum vardı. Ne olduğunu bilmiyordum fakat ağrı kesici olduğunu düşündüm.

Sol kolumu yavaşça başımın ağrıyan tarafına götürdüğümde, bandajla sarılı bir yer olduğunu fark ettim. Elimi yavaşça dokundurmamla geri çekmem bir oldu. Gerçekten acıyordu. Suratımı buruşturarak elimi geri çektiğim sırada odanın kapısının yavaşça açıldığını fark ettim ve kafamı çevirip gözlerimi kapıya diktim.

İçeri giren kişinin Ege olduğunu görünce pek şaşırmadım. Üzerinde hala okul kıyafetleri vardı. Bu soğuk havaya rağmen kollarını dirseklerine kadar kıvırmış, iki tane düğmesini açmıştı. İçindeki mavi tişörtü de görünüyordu. Saçları karışmıştı ve gözlerinin kızarmış olduğunu fark ettim.

Kader KartıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin