- XIV -

6.8K 365 52
                                    

Bölüm parçasını çok seviyorum been! ^^ İyi Okumalar!

14. BÖLÜM

Başımın arkasından gelen acıyı hissettiğimde gözlerimi açtım.

Etraf tamamen karanlık olduğu için gözlerim alışmakta zorlanmamışlardı. Karanlıktan sonra fark ettiğim en önemli şey, odadaki rutubetti. Yukarıdan damlayan suyun yankılanan sesini duyabiliyordum. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırdıktan sonra, karanlığa alışmaya başlamıştım. İleride kolonlar görüyordum. Büyük sayılabilecek bir yerdeydik. Tahminlerime göre bir depodaydık çünkü koku da bunu gösteriyordu. Eskimiş ve rutubetli bir kokuydu. Kesinlikle iğrenç hissettiriyordu.

Kokuyla birlikte yüzümü buruştururken, bir anda kızlardan biri tam önümde durdu. Ellerimin bağlı olduğu bu gıcırdayan sandalyede yalnızca karnını ve bacaklarını görebiliyordum. Elini bir anda çenemde hissedince sinirle kaşlarımı çattım. İnsanlarla tensel temas yapmaktan nefret ediyordum ve bu geri zekalı az önce bana dokunmuştu.

Çenemi sertçe tutarak, yüzüne bakmam için zorla kaldırdığında, önümü kesen o kız olduğunu fark ettim. Kız gerçekten o kadar güzeldi ki, lezbiyen olsaydım belki çıkma teklifi edebilirdim. Kahkülü sol gözünü kapatacak şekilde kulağının arkasına doğru gidiyordu. Çekik ela gözleri, karanlıkta hafif parlıyordu. Üzerindeki okul gömleğini çıkarmış, baskılı siyah bir tişört giymişti.

Çenem, baş ve işaret parmağının arasında iyice ezilirken, hafifçe gülümsedi. “Günaydın uykucu güzel,” dediğinde gözlerimi devirme ihtiyacı hissettim. Bu isteğimi bastırırken, gözlerinin içine bakmaya çalıştım. Korkak görünmek istemiyordum. Ben güçlü bir kızdım. Kendi başıma bir canavarla savaşırken, bu kızla da uğraşabilirdim. “Sağ ol.” Dedim suratına tükürürcesine.

Suratını hafifçe buruştururken, yavaşça gülümsedim. Gözleriyle beni iyice süzerken, kendimi yeterince huzursuz hissettim. İnsanların bana bakmasından hoşlanmıyordum. “Bir sorun mu var?” dediğimde, çenemi tuttuğu için sesim çok garip çıkıyordu. “Ege sana nasıl aşık olmuş, anlamaya çalışıyorum.” Dediğinde neye uğradığımı şaşırmıştım. Ege bana aşık değildi. Benim yanımdaydı, evet, fakat aşık değildi. Buna emindim. Anlamayan gözlerle ona bakarken, şaşkın bir şekilde bana baktı. Parmaklarını yavaşça gevşettiğinde, gerçekten şaşırdığını anlamıştım. “S-sen. Yani siz. Çıkmıyor musunuz?” dediğinde kısa bir an düşündüm.

Bu kızı her şeye rağmen çıldırtabilirdim. Ya da bütün gerçeği anlatabilirdim. Önümde iki seçenek vardı fakat her iki seçenekte de beni burada tutacaktı. Bense eğlenmeyi tercih edecektim tabi ki! Ömrümün sonlarına doğru azalan vaktimi, aldığım her nefeste daha da eğlenceli kılmak zorundaydım.

Parmaklarını tamamen çözüp karşımda dururken, yüzüme yapmacık gülücüğümü yerleştirdim ve gözlerine baktım. “Hayır,” dedim. “Çıkıyoruz. Ne yaptığımızı bilmek ister misin?” Kızın gözleri, bir anda öyle bir açıldı ki, yerlerinden çıkacak zannettim. Kekeleyerek “Ha-hayır. Hayır!” diye bağırdığında kıkırdadım. Bu psikopat önceden Ege’nin sevgilisi miydi yani? Gözlerimi devirdikten sonra devam ettim. Bir orospu taklidini iyi yapabilirdim, sanırım. Okuldaki doğruluk cesaret oyunumuz her zaman sapık olurdu ve iğrenç şeyler yapardık. Bu da onun gibiydi. Ben cesaret demiştim ve sonuçlarına katlanmak zorundaydım.

“Çok harika öpüştüğünü biliyor muydun?” dediğimde, sağ gözü seyirdi ve bir iki adım geri gitti. “Kapa çeneni!” diye bağırdığında kahkaha attım. Bu iyi hissettiriyordu. Gücü kendimde hissediyordum. Ellerim ve bacaklarım bağlı olabilirdi fakat içimde bir yerlerde yatan güçlü kız ayağa kalkıyor, yeniden diriliyordu. Ben buydum. Ne olursa olsun, bir şekilde olayları kıvıran, mutlaka kendi çıkış yolunu bulan güçlü bir kız. Ne olursa olsun yapabilirdim. Gerekirse aklımla buradan çıkacaktım, fakat mutlaka çıkacaktım.

Kader KartıWhere stories live. Discover now