İlk karşılaşma

55.7K 3.2K 923
                                    

Merhabalar,
Hikayeyi hazaalyildirim olarak ben yazıyorum. Umarım beğenirsiniz :)

Uçağım Japonya Havalimanına indiğinde saat gece üçtü. Havalimanından direkt otelime geçeceğim için bana bir araba gondermelerini istemiştim, gecenin üçünde yorgunluk ile araba kullanmak mantıklı gelmemisti.

Arabaya bindiğimde evden uzaklaşmanın rahatını yaşamaya başlamıştım bile. Tatil fikri için kendimi bir kez daha tebrik ettim, babamı ikna etmek zor olmuştu ama değeceğinden emindim. 

Son zamanlarda evde ipler çok gerilmişti ve iki abimin düştüğü durum beni ciddi manada yıpratıyordu. Bu yüzden Kore'den bir süreliğine uzaklaşmak istemiştim, isteğim gercek oldu ama tam manasıyla özgür bırakılmadım her zaman olduğu gibi. Ev tutmama ya da istediğim yerde kalmama izin verilmedi, kendi otelimizde kalma şartıyla Japonya'ya gelmeme izin verdiler.

Her sabah ailemle ve şirketimizle ilgili okuduğum haberleri duymamak bile benim için yeterliydi. Nereye gittiğim o kadar önemli değildi ki, hiçbir haber alamayacağım her yere gitmeye dünden hazırdım. 

Hem kendi otelimde ayrıcalıklı hizmet görmeye hayır demek de mantıklı değildi.

Herhangi bir internet sitesinde daha bizi görmeye katlanamayacaktım. "Lotte Group birbirine girdi, kardeş kavgası hisseleri düşürdü!" Hep aynı başlıkla, benzer haberleri yapıyorlardı.

Şirket benim için de önemliydi ama hiçbir zaman ailemin önüne geçmemişti.

İki abim, hayatlarındaki en önemli şey o koltukmuş gibi birbirlerini yerken ve hepimize zarar verirken, daha fazla onların yanında kalmak istememiştim.

Sadece dinlenmek istiyordum çünkü kardeşlerimi bu halde görmek ve müdahale edememek, çok yıpratıcı olmaya başlamıştı.

Elbette aralarına katılacaktım, bu kavgadan sonsuza kadar uzak kalamazdım ama zamanını bekleyecektim.

Bir koltuk için kardeşlerimi ezmek zorunda kalmadan, bu savaşa devam edebileceğim anı iple çekiyordum. 

Çünkü benim için Lotte Group dünyanın sayılı, Kore'nin ise en büyük şirketlerinden biri olsa bile, hiçbir zaman ailem kadar önemli olmamıştı ve olmayacaktı.

Sahip olduğu zenginliğin içinde, paranın kamufle ettiği mutsuz bir aile içinde olmak istemiyordum. Bu zamana kadar, aslında bunu başarmıştık.

Biz, mirasçıdan önce kardeşlik ve bunu asla unutmayacaktım. Rekabet her zaman olacaktı, bunu biliyordum ama iki abimin düştüğü duruma düşmemek için elimden ne geliyorsa yapacaktım. 

O koltuğa sahip olacaktım, sadece bunu yapma yöntemim ve zamanım onlardan çok daha farklıydı.

Otele vardığımda saat gecenin dördü olmuştu ama otel müdürü kapıda beni bekliyordu. Ayrıcalıklı hizmet demiştim, değil mi?

"Efendim, hosgeldiniz. Odanız hazır isterseniz size eşlik edeyim." diyerek saygılı bir tavırla ellerini önünde bağladı. Benden büyük insanların bana böyle davranması rahatsız ediyordu ama aksini yapmalarını söylersem saygınlığıma zarar verirdi. Kural bilmem kaç, asla çalışanların ile belli bir mesafeyi aşma. "Teşekkürler, eşlik etmenize gerek yok. Sadece valizlerimi taşıyacak biri gelse yanımda yeterli." dedim ve kibarca gülümsedim. Müdür de gülümseyerek valizlerimi almaları için talimat verdi ve ben önde valizlerim arkada odama çıktım. Valizleri boşaltmak için enerjim yoktu, hizmetlilerin yerleştirmesinden de hoşlanmazdım bu yüzden onları yerleştirme işini yarına bıraktım ve kendimi yatağıma attım.

Senden Sonra | KTH ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin