Utangaçlık

24.8K 2K 323
                                    

İki gün boyunca Tae'den kaçmıştım. Özel olarak denk gelmemeye çalışıyordum. Onu affetmiştim ama şu an ki sorunum ona kızgınlığım falan değildi. Utanıyordum. Sebebini ben bile tam bilmiyordum ama sonuçta çocuğa biz yattık diye yalan söylemiştim. Benim için atlatması kolay bir hadise değildi.

Elimdeki dosyalarla birlikte hızla merdivenleri çıkıyordum, bir toplantım vardı. Otelde kullanılan kişisel bakım malzemeleri ile ilgili yeni bir anlaşmanın eşiğindeydik. Bu durumdan memnundum, çünkü bir farklılık olmadıkça müşterilerin dikkatini çekmemiz çok zordu.

Birinin kolumdan tutmasıyla, geriye doğru çekildiğimi sanıp korktum ve elimdeki dosyaları düşürdüm. Düşen dosyalardan kafamı kaldırdığımda Tae'yi görmemle bağırmak için açtığım ağzımı kapattım. Hafifçe gülümseyip eğildim ve dosyaları toplamaya başladım. Göz ucuyla onunda eğildiğini görmüştüm. Sonunda dosyaları toplayıp kalktığımızda "Bana kızmayacak mısın?" diye sordu. Ne için kızmam gerekiyordu ki?  "Neden sana kızayım?"

Bir süre yüzüme baktı, çok uzun süre bakınca rahatsız olup gözlerimi kaçırdım. Çok fazla utanıyordum ve bu durum beni rahatsız etmeye başlamıştı. "Eşyalarını düşürmene sebep oldum? Ayrıca seni korkuttum?" dediğinde şöyle bir düşündüm. Hayır, sinirlenmemiştim. Sanırım onun bu hallerine alışmıştım, kızmak artık anlamsız geliyordu. Sonuçta çocuk değildi ve kızınca yapmayı kesecek hali de yoktu. Hem artık eskisi kadar rahatsız da etmiyordu beni. "Sorun değil." diyerek hafifçe gülümsedim ve kafa selamı verip tekrar merdivenleri çıkmaya başladım. Hızlanarak önüme geçti ve beni durdurdu. "Sen bana sinirli misin?" diye sorduğunda kafamı hayır anlamında salladım. Sinirli falan değildim. "Kırgın mısın?" diye tekrar sorduğunda şaşkın şaşkın ona bakıyordum. "Hayır, değilim. Nereden çıktı bu?"

Kolumdan tuttu ve kalan iki basamağı da çıkınca kolumu bırakıp beni duvara yasladı. Bana çok yakın durmuyordu, aramızda mesafe bırakmıştı. Sanırım konuşacağı bir şey vardı, yüzü düşünceli görünüyordu. "Hana, neler oluyor?" diye sorduğunda kaşlarımı hafifçe kaldırarak anlamadığımı belli etmeye çalıştım. "Benden kaçıyorsun iki gündür." dediğinde fark etmiş olmasına şaşırmıştım. "Onu da nereden çıkardın?" diye sorduğumda bana gözlerini devirdi. "Beni aptal sanmaman gerektiğini öğrendin sanıyordum?"

Durup durup bunu hatırlatacak mıydı acaba? Tamam bir salaklık yapmıştım ama hatırlatıp durması mı lazımdı? "Öğrendim." dedim ve dosyalarıma biraz daha sarıldım. Derin bir nefes verdi ve göz teması kurmak için hafifçe yüzüme eğildi. "Hana, bir şey var. Daha önce bana çok kızdığın, seni çok sinir ettiğimiz zamanlarda bile böyle yapmadın." dediğinde durumun bu sefer farklı olduğunu söylemek istemiştim. Hata onlarda ya da onda değil, bendeydi. Çok sık hata yapmaya alışık değildim, bu durum beni rahatsız ediyordu. Yüzüme biraz daha dikkatli baktığında yüzünde tuhaf bir gülümsemeyle "Sanırım anladım." dedi ve hafifçe güldü. "Neyi anladın?"

Yüzüme iyice yaklaştı ve burnuma hafifçe vurdu. İstemsizce yüzümü buruşturmuştum. "Sen utanıyorsun, değil mi?" dediğinde gözlerim şaşkınlıkla açıldı ve biraz yüksek bir sesle "Hayır, o da nereden çıktı?" dedim. Kendimi ele verdiğimi sonradan fark etmiştim, yükselen sesim beni ele vermişti. Dudaklarımı ısırarak kafamı eğdim. Neden bu kadar utangaç olduğumu merak etmeye başlamıştım. Karakterime en ters özelliğim buydu, sanırım iki abiyle büyürken tüm erkek cinsinden uzak kaldığım için böyle olmuştu. "Boşuna inkar etme, neyden utanıyorsun?" diye sorduğunda kaçmanın bir yolunu arıyordum. "Tae, acil bir toplantım var. Sonra konuşuruz." diyerek yanında geçmeye çalıştığımda kolumu tuttu ve beni eski yerime geri döndürdü. "Yine kaçıyorsun." dediğinde yaptığım bu olsa bile kafamı olumsuz anlamda salladım.

Senden Sonra | KTH ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin