İntikam

23.3K 2K 1.6K
                                    

Hamile olduğumu söylediği anda odayı ölüm sessizliği kapladı. Ben şaşkınlıktan konuşamıyordum, doktorda gözümün içine bakarak sanırım benden bir sevinç nidası bekliyordu.
İlk tepki Tae'den geldi. "B-ben bir lavaboya gideyim." diyerek allak bullak olmuş bir yüzle odadan hızla çıktığında şaşkınlıkla arkasından bakakaldım. "Beklemiyordunuz sanırım?" diyen doktora döndüm ve kaşlarımı çattım. "Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz? Ne hamilesi? Hamile falan değilim ben."

Doktor şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu. "Mide bulantısı ve baş dönmesi şikayetiniz varmış. Kan tahlili sonuçlarına göre hamilesiniz." dediğinde yavaş yavaş sinirlenmeye başlamıştım. "Beyefendi, hamile değilim diyorum. Benden daha iyi mi bileceksiniz? Testi tekrarlayın ya da ben şu an başka hastaneye gideceğim." dedim ve asabi bir tavırla ayağa kalktım. Hamile olmadığıma tabiki emindim, saçma sapan konuşuyordu. "Bong Soon hanım, lütfen sakin olun. İsterseniz tabiki tekrarlarız ama..." dediğinde anında sözünü kestim. "Bong Soon kim? Ben Shin Hana." dediğimde bir süre yüzüme saf saf baktı. 

Sonunda jetonu düştüğünde panikle yatağın üzerindeki oda numarasına baktı ve alnına vurdu. "Ah, çok özür dilerim. Ben burada yeniyim, oda numaralarını karıştırdım. Sizin şikayetlerinizi hatırlıyorum, aynı olunca dikkat etmemişim. Çok özür dilerim." dediğinde sakince yerime oturdum. "Tamam, sorun değil. Benim neyim var?"
Aceleyle elindeki kağıtları karıştırdı, biraz zor olsada sonunda aradığını bulmuş olacak ki gülümseyerek bana baktı. "Önemli bir şey değil, ufak bir zehirlenme. Sanırım bir böcek falan ısırdı sizi. Hastaneye gelmeseniz bile birkaç güne kendi kendinize zehiri vücudunuzdan atardınız, zayıf bir zehir. Şimdi size serum bağlanacak, bu gece misafirimiz olacaksınız. Sabaha taburcu olursunuz." dediğinde kafamı salladım. Çok panik olmamıştım, önemli değil demesi rahatlatmıştı. Zaten çokta kötü hissetmiyordum. "Mide bulantıları bir süre daha devam edebilir, panik yapmayın lütfen. Geçmiş olsun ve tekrar özür dilerim." 

Doktora üzüldüğüm için hafifçe gülümsedim. "Sorun değil, teşekkür ederim." dedim ve odadan çıkışını izledim. Tae neredeydi acaba, gelseydi de şunu anlatıp dalga geçseydim. Anlatacak biri olmayınca olayın eğlencesine varamamıştım. 
Uzandığımda odaya giren Tae'yi görmemle gülümsedim. "Tae, bak sana ne anlatacağım." diye söze başladığımda sinirle sözümü kesti. "Çok mutlu görünüyorsun? Herhalde bebeğin babası ile ilgili bir şeyler anlatacaksın? Ne kadar mutlu olduğunuzu, bunun bebekle taçlanacağını falan?"

Dedikleriyle birlikte kaşlarım çatılmıştı. Bu asabi ve aksi tavırları neydi böyle? "Tae, bu olay-" dememe kalmadan yine sözümü kesti. "Bu olayla ilgili hiçbir şey duymak istemiyorum. Bebeğin babası kim, haber verdin mi?" diye sorduğunda bu sefer sinirlenen ben olmuştum. Sürekli konuşuyordu ama hiç beni dinlemiyordu. Amacı neydi anlamamıştım. "Tae, bu konuda hakkında anlatmam gereken bir şey var." diye söze başladım. Ama tabiki yine bitiremedim. "Babasına söylemekten mi korkuyorsun? Bence korkma, çok şanslı bir adam. Sen söyleyince o da fark edecektir." diye titrek sesle konuştuğunda derin bir nefes verdim. "Ne şanslısı?" diye istemsizce sorduğumda bana ters ters baktı. "Ah, doğru diyorsun. Aksi, sinirli, soğuk ve üstüne bir de böceklerden ölümüne korkan bir kadının bebeğinin babası olacak. Bir ormana falan düşerseniz adama yazık olacak" 

Söylediği şeyle birlikte iyice sinirlerim bozulmuştu. "Sana olduğu gibi mi?" diye sorduğumda beni onaylaması iyice beni gererken, içimden sakin olmam gerektiğini kendime söylüyordum. "Tae, kimse senden bana yardım etmeni istemedi. Sana yazık olduğu için üzgünüm, yaptığın şey için minnettarım bu yüzden seni kırmak istemiyorum. Beni daha fazla zorlama."
Onu uyarmam hiçbir etki etmemiş gibiydi, hala daha burnundan soluyordu. "Başka minnettar olduğun insanlarda vardır, eminim." diye nefretle konuştuğunda, kendimi daha ne kadar tutabileceğimi düşünüyordum. "Pişman olacağın şeyler söylüyorsun, bir susup dinle." dediğimde alayla kafasını sağa sola salladı. Bu çocuğun sorunu neydi? Hamile değildim, ama olsam bile onun bu konuda bana sinirlenmeye hakkı yoktu ki. "Babasının kim olduğunu biliyorsun değil mi?"

Senden Sonra | KTH ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin