Seksi

22.3K 1.6K 2K
                                    

•Yorumlarınızı eksik etmeyin, keyifli okumalar ❤️

Ne yapacağımı bilemediğim için ikisi arasında bakışlarımı gezdiriyordum. Onları tanıştırmam mı gerekiyordu? 

Taehyung, bu evlendirileceğim kişi Chang Min Gyu. Min Gyu, bu da sevgilim Tae. 

Söyleyince ne kadar komik oluyordu, durumu yaşayınca nedense hiç güldürmemişti. Daha çok endişelenmiş hissediyordum. 

"Ah, öyle mi?" Bana döndü, Tae'ye neredeyse arkasını dönmüş oldu. "Vakit geçirme imkanımız olur diye düşünmüştüm ben de." 

Az sonra hastanede güzel zamanlar geçirecek gibi duruyorduk. Konuştuğumuz konu da kaşına kaç dikiş atıldığı falan olurdu yüksek ihtimalle. Taehyung gerçekten katil olacakmış gibi bakıyordu. 

"Hana'nın seninle vakit geçirmek istediğini hiç sanmıyorum." 

Tae'nin sert sesiyle derin bir nefes aldım. Ortamın gerginliğini aldığım havada bile hissetmiştim sanki. Tae konuşurken Min Gyu bakışlarını bir saniye olsun benden çekmemişti. 

O kadar ukala bir tavrı vardı ki, Tae'yi duymaya bile tenezzül etmediğini düşünmüştüm. Bu beni sinirlendirmişti, Tae'yi olduğu bir ortamda görmezden gelmesi rahatsız etmişti. 

Bir süre sonra ona döndü ve yüzündeki sırıtışla saniyelik bir bakış atıp, tekrar benimle göz teması kurdu.

Pekala, bu oldukça aşağılayıcı bir durumdu. Resmen seni kaale almıyorumun hareketlerle gösterilmiş haliydi. Taehyung yumruklarını sıkmıştı.

"Neyse, zaten görüşüceğimiz bolca vakit olacak." 

Bana göz kırptığında Tae'nin geride olmasına şükretmiştim. Görse yüksek ihtimalle yumruğu geçirirdi, siniri pek kontrol edilemiyordu. 

Bana kafa selamı vererek arkasına döndü ve Tae'ye elini uzattı. Bir eline bir de Min Gyu'nun yüzüne baktıktan sonra Tae'de elini uzattı. 

Gerçekten ilginç bir görüntüydü. İlginç ve bir daha görmek istemediğim bir görüntü. 

"İyi günler." diyerek hafifçe ortalarındaki eli sallayan Min Gyu ile Tae yamuk bir şekilde gülümsedi. "Görüşürüz." 

Tae'nin imasını ortamdaki herkes aldıktan sonra Min Gyu sadece gülümseyerek, yanımızdan ayrıldı. Onun gitmesiyle derin bir nefes vermiştim. 

Tae karşımdaki sandalyeye oturduğunda ben de hemen yerime oturmuştum. Kavga falan çıkmamıştı iyi ki, gerçi Min Gyu'nun bu soğukkanlılığı ve özenle seçtiği kelimeleriyle çıkması çok zordu. 

Öyle bir şey söylüyordu ki, kızsan komik olurdu. Kızamıyordun ama alttaki imayı çok rahat alıyordun, sanırım bu ona ticaretle uğraşmanın getirdiği bir şeydi. 

"Bu, o adamdı değil mi?" 

Tae'nin çatık kaşları ve gerilmiş vücudu daha sınavımın bitmediğini hatırlatmıştı. Hafifçe kafamı salladım, hangi adam diye sorarak onu daha fazla sinirlendirmenin gereği yoktu. 

"Ukala, görüşeceğimiz çok vakit olacak diyor bir de." Kendi kendine söylendiğinde sessiz kaldım. Ukala olduğu konusunda kesinlikle hemfikirdik. "Bu adamın farklı bir niyeti olduğuna eminim."

Gözlerimi kıstım, aslında ben öyle düşünmüyordum. Bana daha çok küçümsüyor gibi bakıyordu, bakışlarında en ufak bir ilgi bile sezmemiştim.

"Bilmiyorum, ne gibi bir niyet?" Soruma karşılık omuz silkti, sanırım bunu dile getirmek istemiyordu. Çok üstüne gitmemeye karar vermiştim.

Senden Sonra | KTH ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin