Sevilmemek

19.9K 1.7K 1.4K
                                    

Sınır yine 340 vote. Bol bol yorum yapın lütfen, yorumlarınızı okumak eğlenceli oluyor. Yeni bölümde görüşmek üzere 💕

Daha önce hiç yaşamadığım bir anın içindeydim. Üzüleceğimi tahmin ettiğim şeyler elbette olmuştu ama daha önce üzüleceğime emin olarak hareket etmemiştim.

Bu kapının önünde durmaya devam edersem, onları dinlemeye devam edersem üzüleceğimi biliyordum ama duymamak için bir şey yapamıyordum.

Yapamıyor muydum yoksa yapmak mı istemiyordum? Sanırım ikincisiydi. Merak ediyordum, bunu inkar edemezdim. "O kız olacak Hyung! Ben o kızın benim hayatımda olmasını istiyorum, yanımda kalmasını istiyorum." diyen Tae'yle kalp atışlarım hızlanmıştı.

Benden bahsediyordu, buna emindim. Söylediklerinden öte Tae'nin sesinden anlıyordum benden bahsettiklerini. "Yanında kalmasını istiyorsun demek? O üzülürken, senden çok hırpalanırken de böyle düşünecek misin?" Yoongi'nin söylediği ile kaşlarım çatılmıştı. Ben ne için üzülecektim ki? "Güçlü bir kız olduğunu biliyoruz ama ne kadar dayanabilecek? Biz ondan kurtulmak isterken sen ne kadar dayanabileceksin?"

Yine ellerim üşümeye başlamıştı, kalbim gibi ellerimde buz gibi olmuştu. Benden kurtulmak istiyorlardı demek. Şaşırmış mıydım? Aslında pek değildi, ben sevilmemeye alışık bir insandım.

Benimle tanışan insanlar asla ilk anda bana bayılmazdı, tanıdıkça sevme gibi bir durumları da yoktu. Neden beni sevmediklerini hiç anlamazdım, bir şekilde ben hep en sevilmeyen oluyordum.

Kötü bir insan olduğum için miydi? Bilmiyordum ama emin olduğum bir şey vardı, önceden nasılsa hala aynı devam ediyordu her şey. Sevilmiyordum ve buna o kadar çok şahit olmuştum ki, artık sevileceğime dair inancım da kırılmaya başlamıştı.

Aslında bu çok önemsediğim bir şey değildi, birinin beni sevip sevmemesi ailem dışında umrumda olmuyordu. Herkesin düşüncesini önemsersem, kendimi sürekli bir değişime sokarsam bu sefer kendim olmaktan çıkardım. Ben yabancı bir insan gibi hissederken, başkalarının beni sevip sevmemesini çok umursamayacağımı sanmıyordum. Kimse için değişmek istemiyordum, insanlar beni sevsin diye olmadığım bir insan gibi davranmak istemiyordum.  İnsanlar beni sevmiyorsa sevmiyordu, bu beni kırmıyordu.

Ama şu an kırılmış hissediyordum çünkü Yoongi'yi seviyordum. Aslında Taehyung'la ilgili olan her şeyi seviyordum. Tanımıyordum ama kardeşlerini seviyordum. Annesini, babasını, arkadaşlarını. Onunla ilgili her şeyi seviyordum ama demek ki aynı şey onlar için geçerli değildi.

Ben Taehyung'un çevresi için olmaması gereken kişi miydim? Görünüşe göre öyleydi. Taehyung herkesin seveceği bir insanken, benim gibi sevilmeye layık görülmeyen birini sevmesi çok ironikti.

Kendi kendime gülümsedim.  İnsanlar beni sevmezdi, bana katlanırdı. Keşke böyle olmasaydı, diye düşündüm. Kendim için değil ama Taehyung'un şu an duyduklarını duymaması için bunu istiyordum.

Ben sevilmemeye alışmıştım ama Taehyung benim sevilmiyor oluşuma alışabilecek miydi? Ona çok yabancı bir şey olmalıydı. "Ondan kurtulmak istiyorsan kusura bakma hyung, benden de kurtulmak zorunda kalacaksın."

Tae'nin bunu söylerken zorlandığını onu görmeden bile hissediyordum. Kim bilir abisi olarak gördüğü çocuğa bunları söylerken nasıl hissediyordu? Beni sevmesi onun için niye ceza olmuştu ki? Yoongi beni sevmiyor olabilirdi, hatta belki tüm grup beni sevmiyordu ama katlanamazlar mıydı? En azından bunu Tae'ye bu şekilde söyleyip kalbini kırmasalar olmuyor muydu?

Oysa ben onlarla iyi anlaştığımı düşünüyordum, belki beni sevdiklerini düşünmemiştim ama bu kadar büyük bir nefret şaşırtmıştı. "Tae, ondan ayrılmıştın. Şimdi ne oldu da yine böyle yapıyorsun?" Yoongi'nin sorusunun cevabını bende merak ediyordum. "Hyung, anlamıyorsun. Size sırtımı dönemem ama ona da dönemem. Neden her şeyi daha da zor hale getiriyorsunuz?"

Senden Sonra | KTH ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin