Sessizlik

20.2K 1.8K 1.3K
                                    

"Hayatım boyunca hiç böyle üzüleceğimi, birinin beni böyle acıtacağını düşünmemiştim. Şimdi inan bana yüreğimi söküp çıkartmaktan başka bir şey istemiyorum. Birinden, delice sevdiğin birinden ayrılmak zorunda olmak ama ayrılırken onu da içinde götürmek, içinde, ondan uzaklaştığın her adımda, onun içinde büyüdüğünü, içine sığmadığını duymak, içinde tutmaya çalışmak, boğulmak, bütün bir dünyanın, bütün görüntülerinin, anılarının, çocukluk günlerinin, gelecek düşlerinin, bugünün renklerinin siliniverdiği bir anda, yine de ayrılmak zorunda olmak. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Eminim biliyorsundur."

Bana bakan gözlerinde hiçbir şey göremiyordum, bende ifadesiz durmaya çalışıyorum. Sadece birbirimize bakıyorduk, ne o ne ben hareket etmiyorduk.

Bazı anlar olurdu, insan ne ileri ne de geri adım atamazdı. Kaybetmeyi göze alamazdı ama kazanmak içinde mücadele edemezdi. Ne karşıdakini yanında tutabilirdi, ne de yokluğuna hazır hissedebilirdi. Öyle bir anı yaşıyordum işte, arada kalmış gibi hissediyordum, ona böyle bakmalı mıydım, yanına mı gitmeli yoksa buradan hemen uzaklaşmalı mıydım?

Hiçbir şey bilmiyordum, yalnızca bitmiş hissediyordum. Tek istediğim kafamı dizine koyup, gözlerimi kapatmak ve saçımı okşayan elini hissetmekti. Belki bir de şarkı mırıldanması, şu an için hayattan tek istediğim buydu.

O karşımda dururken, rüyalarımdan bile daha inanılmaz görünürken, nasıl kendime engel olacaktım? Ona adım atmadan, ona sarılmadan, canımı yaktın ama hala seni çok seviyorum demeden nasıl duracaktım?
Zamanın durmasını istedikçe daha da çok hızlanıyor gibiydi, hemencecik bitecek ve ben bir daha onun gözlerine bakamayacakmışım gibiydi.

Ağlasam, şu an burada, hiçbir şeyi umursamadan ağlasam gelip gözyaşlarımı siler miydi? Gidip korkuyorum, seninle bir daha olamamaktan, bizim için her şeyin bitmesinden deli gibi korkuyorum, senin bana döneceğin umudu olmadan yaşamaktan bile korkuyorum desem korkularımla savaşır mıydı? Bizim için savaşmayı göze alır mıydı?

Derin bir nefes aldım, ellerim yine üşümeye başlamıştı. Birbirine sürtme ihtiyacı hissediyordum, oysa ortam sıcak bile sayılırdı. Acaba o ne hissediyordu? Beni terk ettikten sonra ne hissetmişti? Alışmış mıydı, yoksa unutmuş muydu?

Gözlerini çekip kafasını eğdiğini gördüğümde, basit bir göz temasından bile kaçıyor olduğunu görmek hayal kırıklığına uğramıştı. Hala kaçıyordu, hala korkaktı. Hala ne beni, ne de hissettiğim şeyleri hak ediyordu.

Kafasını tekrar kaldırdı ve bana doğru baktı. Bu sefer duygusuz bakmıyordu, gözlerinde çaresizlik görüyordum. Onun gözlerine hiç yakışmıyordu, onun gözlerine hiçbir kötü duygu yakışmıyordu.

Bana doğru adım attığını gördüğümde panik tüm bedenimi ele geçirdi. Ben onunla konuşmaya hazır mıydım? Onu görmek bile ne hale getirmişti, konuşursam ne olurdu, hiç bilmiyordum. Benimle konuşursa onu affetmekten korkuyordum, bu yüzden hızla arkamı döndüm ve adım atmamla sert bir bedene çarpmam bir oldu. Birinin göğsüne çarpmıştım, aldığım koku tanıdık gelmişti.

"Hana, burada dikilmiş ne yapıyorsun?" diye soran Dong Ju abime baktım. Yüzümden bir şey anlamaması için ifadesiz durmaya çalışıyordum, hiçbirinin Tae'den haberi yoktu. Böyle bir günde öğrenmelerini de tercih etmezdim.

"Şey, birini arıyordum ama bulamadım. Bizimkiler nerede, biraz onların yanında durayım?" Etrafta göz gezdirdi, sağ tarafta bir yeri kafasıyla işaret etti. "Şu taraftalar, bende onların yanına gidiyorum. Gel benimle."

Senden Sonra | KTH ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin