Ait

28.8K 1.6K 1.8K
                                    

•Sınır 340 vote. Yorum yapmayı unutmayın lütfen, yeni bölümde görüşmek üzere 💕

Raflar arasında gezinirken gördüğüm sosu aldım, şu an için lazım değildi ama hatırladığım kadarıyla evde kalmamıştı. Market arabasına koymak için arkamı döndüğümde boşlukla karşılaşmıştım. Onun için en sevdiği yemeği yapacaktım, binbir türlü yalvarışla ikna etmiştim ama o bir türlü yerinde duramıyordu. 

Sinirle derin bir nefes verdim, neredeydi bu çocuk? Etrafıma baktım, göremiyordum bir türlü. Elimdeki sosla beraber rafların sonuna doğru yürüdüm, acaba telefonla mı arasaydım? 

Biraz daha etrafa baktıktan sonra aramaya karar verdim ve rastgele yürümeye başladım. Ne tarafa gitmiş olabilirdi ki? 

Bakınarak yavaş yavaş yürümeye devam ettim. Rafların sonundaki yerden yürüyüp, her reyona bakıyordum. Elimdeki sosu biraz daha sıktım, beni burada bırakıp gitmişse gerçekten elimden çekeceği vardı. 

Bir anda büyük bir bağırış duyduğumda ileriye doğru baktım, küçük bir çocuk düşmüştü. Gözlerim endişeyle büyüdü ve hızla yanına doğru ilerledim. Yanına vardığımda sağdaki reyondan koşarak benim gibi çocuğun yanına gelen Tae'yi görmüştüm.  

Önce ben vardığım için eğildim ve çocuğu kaldırıp, yüzü Tae'ye gelecek şekilde kucağıma aldım. Yüz ifadesi endişeliydi ve odağı direkt kucağımdaki çocuktaydı. Bir şeyi var mı diye gözümle tüm bedenini kontrol ettiğimde dizlerinin kızardığını görmüştüm. "Şiişt, küçük adam. Bir şeyin yok." 

Çocuğun yanağına elini koydu ve gözyaşlarını sildi. Ben de yavaş yavaş kucağımda hareket ettiriyordum. "Ağlama bakalım." diyerek çocuğa eğildim yanağını öptüm. Çok tatlı bir çocuktu, sadece biraz zayıftı. "Annen baban nerede senin?" 

Sorduğum soruyla çocuğun yüzüne bakmaya başladım, çocuk yaklaşık üç dört yaşında görünüyordu. Bildiğim kadarıyla çocuklar bu yaşlarda böyle soruları cevaplayabiliyordu. "Bilmiyorum." diyerek ağlamaya devam ettiğinde, sözcüğü biraz yuvarlandığını fark etmiştim. Ah, ne kadar tatlıydı böyle. 

"Tamam, ağlama. Buluruz anne ve babanı." diyerek çocuğu benim kucağımdan aldı. Onun kucağına gidince bir anda ağlaması kesilmişti, istemsizce göz devirdim. Çocuklar tarafından bile seviliyordu. "Market arabasına kadar uçalım mı seninle?" 

Çocuğu yatay bir şekilde kollarının arasına alarak ve garip sesler çıkararak geldiği yerde duran market arabasının yanına götürdü. Ben de onları takip ediyordum. Market arabasına vardığımızda sosu arabaya koydum ve çocuğu arabanın öndeki oturma kısmına oturtan Tae'yi izledim. 

"Ben süreyim." diyerek Tae'yi itip, market arabasının tutma yerine ellerimi koydum. Şimdi oyun oynayacağım diye hız falan yapardı, çocuğa bir şey olmasından korkmuştum. 

Tae omuz silkerek yanımda yürümeye başladı. Bir yandan da çocuğu sevmeye devam ediyordu. Markette tur atarak anne babasını arıyorduk, bulamazsak görevlilere gitmeyi düşünmüştüm. 

İçecek bölümünden geçerken çocuğun gözlerinin bir yere takıldığını fark ettim, Tae hala çocuğa saçma sapan yüz ifadeleri yapmakla meşguldü. 

Arabayı sürmeyi bıraktım ve onları baş başa bırakarak, buzdolabında olmayan sulardan bir tane aldım. Çocuğun yanına döndüğümde Tae bana garip garip bakıyordu. 

Su şişesini açtım ve hafifçe elimi çocuğun sırtına koydum. "Susadın mı sen?" diyerek çocuğa eğildiğimde hızla kafasını salladı, istemsizce gülümsemiştim. Çocuğun sabit duracağına emin olarak şişeyi eline verdim, küçücük elleriyle tutmakta zorlanıyordu. 

Senden Sonra | KTH ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin