Veda

21.9K 1.9K 1.6K
                                    

Yüzüme bakıp kaldığında bende yerin dibine girmekle meşguldüm. Bir anlık gazla söylemiştim ama böyle bir itiraf daha kendim bile yeni fark etmişken biraz ağır gelmişti. Ayrıca Tae'nin tepkisizliği olaya tuz biber oluyordu, daha da fazla utanıyordum.

Daha önce hiç kimseye böyle bir itirafta bulunmamıştım, bulunacağımı biri söylese gülerdim herhalde. O kadar utangaç bir yapım vardı ki böyle bir şeyi düşünmek benim için ölümle eş değerdi ama yapmıştım işte, bir anda söylemiştim.

Gözlerime bakmaya devam ettiğinde bende ısrarla gözümü çekmiyordum. Sonunda pes eden o olduğunda bir şey söyleyecek diye heyecanla beklemeye başlamıştım ama o bana arkasını dönüp gitmeye başlamıştı. "Tae, nereye?" diye çaresizce sorduğumda durdu ama bana dönmedi.

Neden böyle bir tepki vermişti ki? Sebebini söylemiştim işte, o da benimle ilgilendiğini söylemişti. Sorun neydi? "Neden gidiyorsun?" diye tekrar sorduğumda bu sefer bana dönmüştü. Yüzünde hiç iç açıcı olmayan bir ifade vardı, açıkçası biraz gerilmiştim. Zaten olaylar çok hızlı gelişiyordu, bir de o böyle garip tepkiler verince ne yapacağımı şaşırıyordum. "Pratik odasına gidiyorum, pratik yapacağım." dediğinde ne diyeceğimi bilememiştim.

Az önce ona, ondan hoşlandığımı söylemiştim ve tek tepkisi bu muydu? Pratik yapmaya mı gidecekti? "Hiçbir şey söylemeyecek misin?" diye sorduğumda kafasını hayır anlamında salladı. "Söyleyecek bir şey yok, Hana. Hiçbir şey senin orda durup Jae'nin seni öpmesini beklediğin gerçeğini değiştirmiyor."

Bıkkınlıkla derin bir nefes aldım. Neden anlamamakta bu kadar ısrar ediyordu? "Tae, beni hiç dinlemiyor musun? Beni öpmesini falan beklemedim diyorum. Neden bana inanmıyorsun?" diye ısrarla sormaya devam ettiğimde bana bir adım yaklaştı ama daha sonra duraksadı. Bana yaklaşmayı kestiğinde hareketlerine anlam vermeye çalışıyordum ama yaptıkları çok anlamsız geliyordu. "Çünkü gözümle gördüm. Haftalardır bana sadece gülümsüyor diye mutlu olduğum, yanında olmak için neden aradığım kızın başka bir erkeğin dudaklarına yakın olduğunu gördüm. Asıl sen beni dinliyor ve anlıyor musun Hana?" dediğinde hayal kırıklığı ile omuzlarım çökmüştü. Jae'ye gelince Hana'yı sana bırakmayacağım tavırları takınıyordu ama bana söylediğin hiçbir şeyin anlamı yok diyordu. Gerçekten kafamı karıştırması bir yana, olayı da olduğundan çok daha karışık bir hale getiriyordu. "Gerçekten artık hiç umrumda değil miyim?"

Konuşurken sesim çok güçsüz çıkıyordu, gerçekten içimdeki onu ikna etme umudunu azalttıkça kendimi daha kötü hissediyordum. Kendi elimle her şeyi mahvetmiş gibiydim, duygularımın farkında değilken bu kadar canımı yakmıyordu ama şu an elimde olan bir şeyi kaybetmiş gibiydim.

Bana bir cevap vermediğinde sinirle yumruklarımı sıktım. "Ne yapmam lazım, Tae? Sen söyle, ne yapayım? Sen de gördün, hatta ben söylemeden kendin fark ettin. Ona tokat attım, beni öpmesini istediğim birine neden tokat atayım?"

Sorumla biraz bocaladı ama çok uzun sürmedi. "Tokatı seni öpmeye çalıştığı için atmış olsaydın, ben içeri girdiğimde o halde olmazdınız." dedi ve bana tekrar arkasını döndü. Sinirle dişlerimi sıktım, sabır sınırlarımı zorluyordu. "Beni dinle, Kim Taehyung!" diye bağırdığımda yine durmuştu. "Ne yaparsan yap, senin bana inanmanı sağlayacağım! Pes edeceğimi sanıyorsan, yanılıyorsun." dedim ve susup tepkisini bekledim.

Tepkisi sadece yoluna devam etmek olmuştu. Öyle olsun diye düşündüm. Nasılsa bu hareketlerinin hesabını sorduğum bir gün gelirdi.

Hızlıca odama çıktım ve ne yapacağımı bilemeden yatağımın üzerine oturdum. Bir şeyler yapmam lazımdı, bu şekilde beni yalancı sanmasına izin veremezdim. İşin kötüsü aklıma hiçbir şey gelmiyordu, açıklama yapmaya çalıştığımda beni dinlemiyordu. Ne yapmam lazımdı acaba? Tae nasıl ikna olurdu, nasıl bir insanı dinlerdi?

Senden Sonra | KTH ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin