2. Bölüm

6.2K 109 2
                                    

........ SALİHİN AĞZINDAN.......

Eşim Berna sabah ikiz kızlarımız Dilan ile Ayseli ve oğlumuz Emreyi uyandırıp kahvaltıya indi. Bende sofrada elimde okuduğum gazeteyle sofraya oturmalarını bekliyordum. Beraber sofraya oturduklarında kahvaltımızı yapmaya başladık.

Kahvaltının ilk on dakikasından sonra gözlerimi gazeteden çekip masaya göz attım.

Aysel yine yaramazlık yapmaya başlamıştı. Kendi tabağıyla ilgilenmek yerine Dilana sataşmaya başlayınca, Emre de Dilanı korumaya başladı.
Bu her zaman ki sabah ritüelleri olmuştu artık. Aysel Dilana sataşır, Emrede aralarında kim suçsuzsa onu korurdu. Bir süre sonra üçünün masada sesi yükselmeye başlayınca
eşim devreye girdi.

"Bu masada oyun oynamayın diye kaç defa söyleyeceğim!"

"Ama anne Aysel bana sataştı." (Dilan)

"Sende yumurtanı bana vermedin." (Aysel)

"Kızım senin yumurtan tabağında duruyor neden Dilanınkini istiyorsun?" (Eşim)

"Kendi yumurtamı sevmedim Dilanınkini istiyorum." (Aysel)

"Kendi yumurtanı ye kimseye de karışma." (Eşim)

"Offffff." (Aysel)



Dilan ve Emre Aysele gördün mü bakışı atınca Aysel omuz silkti. Kafamı olumsuz anlamında sallayıp gazeteme geri döndüm.


Kızlarımdan Aysel evimizin hem yaramazı hemde sakarıdır.
Diğer kardeşlerine göre derslerle de pek ilgilenmez. Böyle kötü yanlarının yanında aslında iyi yanlarıda var.
Mesela fazla sahiplenicidir. Daha geçen hafta sınıfındaki bir kız Dilanın saçını çekip ağlattı diye kızı zorla tuvalete kilitleyip saçlarını kesmişti.
Ayrıca bizi mutsuz gördüğü zamanlar da etrafımız da dolanıp kafamızı dağıtır... Dışarıda fazla bir arkadaşı yoktuk. Tek tük oynadığı kişi var.

Dilan ise Aysele göre daha iyi ve daha ılımlı. Ayselin aksine hiç yaramazlık yapmaz. Dersleriyle ilgilenip yeni şeyler öğrenmeyi seviyor. Başarılı bir öğrenci, sınıfında birincidir mesela gerçi Ayselde sınıfta ikinci ama bunu nasıl yapıyor anlamıyorum. Doğru dürüst hiç ders çalışmaz her bulduğu fırsatta kaçmaya çalışır. Nasıl başardığını bilmiyorum ama sonuçtan memnunum tabiki.

İlk evladım kızlarımın abisi Emre.
Erkek olduğu için değil ama ilk evladım bana ilk defa babalık duygusunu tattıran o olduğu için galiba o benim için biraz daha ayrı. Evlatlarımın hepsini seviyorum ama ilk evladımın yeri bende ayrı.

Emre kardeşlerine çok düşkün yanından hiç ayrılmaz gözü sürekli üzerlerinde oluyor. Hep üçü bir arada gezerler. Emir derslerden pek hoşlanmasa da derslerine çalışıp yüksek notlar alır. Eğitimini hiç aksatmaz.


Kahvaltıdan kalktıktan sonra çantamı alarak evden ayrıldım. Bugün şirkette yapacak bir ton işim vardı. Bu aralar ki yohunluğumun nedeni farklı işe yönelmemizdi. Yeni bir alanda da ismimizi marka yapmak için fazla mesai yapıyorduk.

Arabama geçerken şoför radyoda ki müziğin sesini kıstı.

Şirkete varmak üzereyken telefonum titremeye başlayınca iç cebimden telefonumu çıkarıp ekrana baktım. Adamlarımdan biri arıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.


"Söyle. "

"Patron adamı yakaladım. Depodayız ne yapalım? "

"Misafirimizle biraz ilgilenin dikkat edin sakın ölmesin. Geliyorum. "

"Peki patron. "

Telefonu kapatıp derin bir nefes aldım. Şoföre dönüp "Şu ikinci kullandığımız depoya sür, Acele et. " dedim.

SAHIPSIZ INTIKAMWhere stories live. Discover now