9. Bölüm

1.5K 62 0
                                    

~~~~ Can'ın ağzından ~~~~

Erkan amca öleli 5 ay oldu. Bu zaman diliminde Sevda ve Jale teyzem bitik durumdalardı. İkiside evden dışarıya çıkmıyordu ilk zamanlar.


Annem teyzemin yakınında kalıp kendine kötü şeyler yapmasını engelliyordu. Biraz zaman geçtikten sonra biraz durulup annemin zoruyla işe gitmeye başladı. Başta kafasını toplayamazlen sonra acısını azaltmak, kafasını dağıtmak için kendisini işlere verdi. Sanırım bu şekilde yaparak düşünmek istemiyordu.

Sevda ise daha karışıktı amcamı toprağa verdikten bir ay sonra kadar okulda kalmasın diye baskı yaparak zorla onu okula götürüyordum. Niyetim kafasını dağıtıp kendini toplamasıydı ama hiç düşündüğüm gibi olmadı.
Bu zamana kadar gerekmedikçe kimseyle konuşmuyor kendisimi odasına kapatıyor. Doğru dürüst yemekte yiyemeyince zayıflama başladı, Beli o kadar inceldiki kemikleri kırılacak diye korkuyordum. Buna rağmen herhangi bir korkusu yok, kafası atınca en ufak şeyde kavgaya karışıyordu. O kadar asabi oldu ki etrafında arkadaş diyebilecek bir kişi bile kalmadı. Kendini dışarıya karşı
hem sert hemde sinirli gösteriyordu.
Sınıfındaki kişiler yada okuldaki desem daha doğru olur biri yanına yaklaşıp bir şey soracağı zaman çekingenlik yaşıyordu, Sevdadan çoğu kişi korkuyor bu yüzden.

Jale teyzemi hayata döndürmüştük ama aynısı Sevda için geçerli değildi. Kendisini iç dünyasına o kadar kapatmış ki ne yapacağım ne yapacağım hakkında bir fikrimde yok.
Onu ilk defa böyle görüyordum. Hayatıma ilk girdiği zamanlarda çekinikti fazla konuşmazdı ama bu kadar değildi. Şuan kendini baya kapatmış durumdaydı. Onu hayata döndürememek canımı sıkıyordu.

Sevdanın yanından ayrılıp aşağıya indim. Mutfağa geçerek çekmeceleri karıştırmaya başladım. Çekmecede bir paket tavuklu hazır şehriye çorbasını görünce elime alıp bir tencere çıkardım...

Çorbayı hazır edince tepsiyi hazırlayarak en son çorbayı üzerine indirdim. Tepsiyi elime alıp yukarıya Sevdanın odasına çıktım tekrardan. Odanın kapısını en son açık bıraktığım için hafif itekleyerek odaya girdim. Sevda en son bıraktığım gibi yatakta oturmuş sırtını yatak başlığına yaslamış, gözleri kapalı kafasını başlığa yaslamiş bir şekilde oturuyordu.
Berbat görünüyordu. Göz altlarının morluğu o kadar dikkatimi çekiyordu ki sanırım zorlayarak yaptırdığım makyajı silmemiş yüzüne bulaştırmıştı.

Onu ilk defa böyle borik durumda görüyordum. O yüzden ne yapacağımı bilmiyordum. Normal karakterine ters duruyordu şimdi. Normalde hep etrafa gülücükler saçar, etrafındakilere pozitif bir elektrik verirdi. Beni sinirlendirmeye çalışır kahkahalar atardı. Şimdiyse o halinden eser yok.
Bir gün beni sinirlendirmesini özleyeceğim aklıma gelmezdi.


Daha fazla düşünmeyi bırakıp derin bir nefes aldım. Derin bir iç çekip yanına oturduğumda gözlerini açıp gözlerimin içine baktı. Bir kaç saniye sonra gözleri dolmaya başlayınca elleriyle göz yaşlarını sildi. Tek kelime etmeden tekrardan gözlerini kapatıp kendini duvara yasladı.


Kafamı olumsuz olarak salladım. Bu kızı zor kendine getireceğim ben...


Ayağa kalkıp elimdeki tepsiyi masaya bıraktıktan sonra tekrar Sevdaya döndüm. Yatağa yaklaşıp bir elimi sırtına bir elimi bacaklarının altına koydum ve onu kucakladım. Önce ne olduğunu anlamadı sonra gözlerini açıp bana "Ne yapıyorsun sen?" der gibi baktı. O kadar güçsüzleşmişti ki konuşacak hali yoktu...


Onu banyoya kadar götürdüğümde herhangi bir tepki vermedi. Birlikte duşa kabine girdikten sonra onu kucağımdan indirip ılık suyu açtım. Ikimizde suyun altındaydık. Su biraz soğuk geldiği için bana sıkıca sarıldı.


"Sevda artık kendine gelmelisin. Baban seni böyle görse ne düşünürdü sence?" dedim sert bir şekilde.


Yine cevap vermedi. Suyu ılıktan soğuğa verince bana daha sıkı sarıldı. Bir süre o şekilde kaldık. Bana cevap vermesi gerekiyordu ve mümkünse olumlu olmalıydı.

SAHIPSIZ INTIKAMKde žijí příběhy. Začni objevovat