5

25.8K 1.6K 66
                                    

○●●

Psikoloğun beni konuşturma çabası kapının açılma sesiyle yarım kalırken içeriye koşarak giren küçük kız çocuğuna baktım. Düz siyah saçları omuzlarına kadar geliyordu ve yumuşacık görünüyordu. Ayrıca kehribar gözleri daha önce görmediğim sevinç pırıltılarıyla daha da süslenmişti. Üzerindeki mavi tulumu çok yeni gibi görünmuyordu ama eski de değildi. Bu ona daha sevimli bir hava katmış gibiydi.

Kocaman gülümsemesi yüzünden eksik olmamış, içeriye koşup psikoloğun önünde durmuş işaret diliyle hararetlice birşeyler anlatıyordu.

"...sonra da annem bana bunu aldı. Çok güzel değil mi amca?" dedi çocuk işaret diliyle. Elindeki oyuncak pandayı kolunun altına sıkıştırıp konuşmaya başlamıştı ve çok sevimli görünüyordu.

"Çok beğendim!" dedi aynı şekilde ama biraz daha abartarak hareketler yapan psikolok.

"Bu kız kim?" sorusuyla psikoloğa baktım. Sanırım benim anlamadığımı düşünüp rahat rahat konuşacaktı, ve bu durum komik olmaya başlamıştı.

"O benim hastam, ama çok inatçı. Hiç konuşmuyor." diye psikolok işaret diliyle konuştuğunda dudağımın kenarı seğirdi. Bir an, küçücük  bir an cidden güleceğimi hissetmiştim.

"Belki o da benim gibi duymuyordur."

"Sanmıyorum. Öyle olsa işaret diliyle de olsa anlatırdı." dediğinde küçük kız omuz silkip yanıma geldi ve karşımdaki koltuğa oturdu.

Küçük çocuk gülümseyerek işaret diliyle "Merhaba." dediğinde aynı şekilde ona cevap verdim. Psikolokcuğumun şaşkınlığını hissederken küçük kızın yüzündeki gülümseme büyümüştü.

"O resmi sen mi yaptın?" diye sorduğumda küçük kız elimle işaret ettiğim çerçevelere baktı ve ardından bana dönüp başını evet dercesine salladı. "Çok beğendim, bana da bir tane yapar mısın?"

"Çok mu beğendin?" dediğine başımla onayladım onu. "İstersen sana daha güzelini yaparım, o çirkin." dedi. Amcası hafif homurdansa da aldırmadım. "Sen çok güzel bir kızsın, neden konuşmuyorsun." dediğinde hafif bir tebessümle yüzüne baktım. 

"İnsanlarla konuşmak sıkıcı, ben seni daha çok sevdim." dedim. "Ayrıca ben diğer insanlardan çok daha özelim."

Heyecanlı ve meraklı bir ifadeyle bana baktı. "Nasıl özel?"

Elimi sol kulağıma atıp kırmızı renkteki işitme cihazını çıkardım ve ona gösterdim. "Ben bir cyborg'um." dedim hafif bir alayla. "Bununla duyabiliyorum." gülümsedim. "Sende denemek ister misin?"

Gözlerine ulaşan sevinç parıltılarıyla önce bana, sonra onay istercesine amcasına baktı ve tekrar bana dönüp hızlıca kafasını olumlu anlamda salladı. Bende ayağa kalkıp kızın önündeki cam sehpaya oturdum ve elimdeki işitme cihazını kızın sol kulağına yavaşça yerleştirdim.

Bir kez elimi çırptığımda kız önce irkildi ve şaşkınlıkla ellerime baktı. Yanlış birşeyler mi var diyecekken küçük kız ellerimi tutup art arda alkışlamaya başladı.

"Beni..." dedim tek düze çıkan sesimle. "...duyabiliyor musun?" dediğimde gözlerime baktı gülümseyerek. Ardından başını salladı.

Amcasına dönüp heyecanla işaret dilini kullanarak "Duyabiliyorum." dedi. "Konuşsana."

Psikolok şaşkın ve sevecen bir sesle, "Seni çok seviyorum, küçük tilki." dedi.

Küçük kızın yüz ifadesi görülmeye değerdi. Gözleri dolmuştu ama yüzündeki gülümsemesi hiç bozulmamıştı.

Amcasıyla, adının Duru olduğunu öğrendiğim küçük kız sohbete dalarken Duru'nun  ara sıra sohbete dalarken bugünkü seans da böylece bitmiş oldu. Seans bitince küçük istemeye istemeye işitme cihazını bana verse de gülümseyip teşekkür etmiş ve beni çok sevdiğini söylemişti.

Annesinden, babasından, ve amcasından sonra tabi.

Sonra karar veremeyip beni amcasıyla aynı büyüklükte sevdiğini söylemiş ve şen bir kahkahayla dışarıya koşmuştu.

Adı gibi duruydu, saftı, temizdi. Umarım zaman onu, insanlara yaptığı gibi kirletmezdi.

Psikolok Adam 《Final》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin