11

22.7K 1.4K 142
                                    


Kulağıma değen soğuk cisimle uyansam da gözlerimi açmak veya hareket etmek gibi bir çaba harcamadım. Üzerimdeki soğuk kumaş, resmen ben hastanenin malıyım diye bağırırken bileklerimdeki sızı, hatıralarımı canlandırdı. Doğru ya, intihar etmiştim en son.

Diğer kulağıma da aynı soğuk cihaz takılınca sesleri duymaya başlamıştım. Ardından saçlarımı okşayan ince parmakları hissettim. Annem olmalıydı. Zaten ondan başka da pek kimsem yoktu.

Anneme ait iç çekme ses duyduğumda neden intihara giriştiğimi sorguladım bir an. Sinirlenince kendime zarar vermeye eğilimli olduğumu biliyordum ama sanırım Elif gelince daha beter bir etki bırakmıştı üzerimde.

Şansa bakın ki, yine ölmeyi becerememiştim.

Ağzımda oksijen maskesi vardı, her zamanki gibi. Kan kaybından vücudumun direnci düştüğü için daha hassas oluyordum ve oksijen maskesi takmak zorunda kalıyorlardı.

Kolumda hissettiğim gerilme, serum bandı olmalıydı ve her seferinde sinirimi bozmak gibi bir huyu vardı. Yine kim takmıştı bunu?

Annem "Yağmur? Hadi güzel kızım benim, uyan nolur." diyerek elimi tutunca kolumdan bedenime yayılan inanılmaz bir sızıyla kısıkca inlemiştim ve bununla birlikte annemin eli çekilmişti. "Özür dilerim, özür dilerim." dedikten sonra sesi uzaklaşmış, muhtemelen kapının önünden koridordakilerle konuşuyordu. "Uyanıyor sanırım!"

Benim aklıma takılan şey ise, koridorda kimin olduğuydu. Mert şehir dışında fizik tedavi görüyordu. Kaza sonrasında kolundaki sinirler zedelenmişti ve iyileşse de kolunu eskisi gibi hareket ettiremediği için fizik tedaviye gidiyordu. Abim desen, aynı ülkede bile değildik. Kazada başına aldığı darbe yüzünden ara sıra hafıza kayıpları yaşadığı için tedavi amaçlı yurt dışındaydı. Elif.. Sanırım onu anlatmaya bile gerek duymuyordum.

Onlardan başka kimsem de yoktu zaten.

İçeriye doluşan ayak seslerinden sadece bir de değil, birkaç kişi gelmişti ama kim olabilirdi ki?

Bir süre sessizlik olduğunda sadece nefes alış verişleri duyuluyordu. Uykum yoktu ama gözlerimi açacak gücü de bulamıyordum kendimde.

"İyi olduğunu söylemiştin." diye sessizliği bozan sesi duyduğumda bir an nefes alamadım. Abim miydi o konuşan?

"İyiydi." diye ağladığını belli eden bir sesle konuşan anneme bakmak istedim ama yine hareket edemedim. "Gülümsemeye, hatta konuşmaya bile başlamıştı. Arada pizza yiyip oyunlar bile oynuyorduk." dedikten sonra bir burun çekme sesi geldi. "Ama o yine geldi. Evden kovdum ama Yağmur kendini odasına kapatmış. Elif'i gördüğünde de bir tuhaf olmuştu zaten. Sonra da kapıyı açamayınca Aras beyi aradım. Sağolsun gelip açtı kapıyı ama Yağmur..." tekrar ağlamaya başlayınca benimde boğazım düğümlenmişti.

"Hala yüzümüze bakacak cesareti nereden buluyor?" diye mırıldanan Mert'i duyduğumda, herkesi ne kadar özlediğimi bir kere daha anladım. "Doğum günü için geldik, asıl sürpriz bize oldu. Kapıdan kanlar içinde çıkarılışı hala gözümün önünden gitmiyor." Gözlerimden şakaklarıma doğru inen gözyaşlarını hissettim. Onları üzmek istemiyordum ama ben ölmedikçe daha fazla acı çekeceklerdi.

"Hayır hayır hayır. Ağlama güzelim." diyerek gözyaşlarımı silen abime ne kadar sarılmak istesem de hareket edemiyordum! "Şşşh geçti, ben buradayım." derken saçlarımı okşamaya başlayınca gözyaşlarım da artmıştı.

Çok özlemiştim onu.

Psikolok Adam 《Final》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin