14

21.2K 1.3K 93
                                    


"Görmüyor musun lan kızın halini?!" diye koridordabağıran abimin sesi duyunca irkilsem de bozuntuya vermeden kapıya yaklaşıp yere oturdum ve dinlemeye başladım. Psikolok adam'ı odamdan göndereli yaklaşık yarım saat oluyordu ve ben bu süreçte duvara bomboş bakarak onun söylediklerini düşünmüştüm. Garip bir şekilde bana kendimi iyi hissettiriyordu.

"Böyle mi iyileştireceksin onu?!" diyen Mert'in sesiyle onlara dikkat kesildim. "Daha kendi sinirlerini kontrol edemiyorsun bile, böyle mi destek olacaksın ona!" dedikten sonra kısa bir sessizlik olmuştu. Kolay kolay kavga etmezlerdi, ama benim yüzümden kavga ediyorlardı işte. Ölürsem en fazla birkaç gün ağlarlar, sonra da unuturlardı. Ama böyle hergün onlara acı veriyordum.

"Ben nasıl bir abiyim böyle?" dediğini duydum abimin. Kapıya yakın olduklarından sesleri kolayca duyuluyordu. "Elif ona neler yapmış, sende duydun. Ben bunun farkında bile değildim." dediğinde yutkundum. Psikolok adamla konuştuklarımızı duymuş muydu?

"Kendini suçlama, bunu bilemezd-"

"Ben o kızı eve sevgilim diye getirdim Mert! Yağmur beni uyardı, o kıza güvenme diye! Ben ne yaptım? Gittim Elif'i savundum! Yağmur'u bıçaklayan kızı savundum!!" dediğinde yere oturduğunu belli eden birkaç ses gelmişti. "Kazanın olduğu gün..." diye cümlesine başlarken, bu sefer sesi saniyeler öncesine oranla oldukça kısık ve güçsüz çıkmıştı. "Yağmur tuhaf davranıyordu. Çantasında birkaç tehdit notu buldum." dediğinde boğazıma bir yumru oturdu. "Okulda da Elif'i Yağmur'un dolabına o tehdit notlarından bırakırken yakaladım. Üzerinde aynen 'Ecelin nefesini sunuyorum küçük kız. Konuşmak için fazla küçüksün!' yazıyordu. Açık açık bana birşeyler söylememesi için tehdit etmiş. Hemde ölümle."

Dudaklarımı birbirine bastırırken dolan gözlerimi sildim. Ağlamak istemiyordum artık.

"O aylardır neler yaşadı bilmiyorum Mert. Sözde abisiyim ama benim yüzümden ne halde görüyor musun? Üstüne birde Melis meselesi var. Benden tamamen uzaklaşacak." dediğinde kaşlarım istemsizce çatıldı. Melis meselesi de neydi ki?

"Başlarda kızacak belki, ama eminim o iki mavişi de çok sevecek. Hem belki iyileşmesinde de yardımcı olur." İki maviş? Neyden bahsediyorlardı bunlar?

"Bilemiyorum."

Sohbetlerinin geri kalanını dinlesem de anlamadığım için ayağa kalkıp cam kenarında duran tekli koltuğa oturdum ve bacaklarımı da kendime çekip kollarımı bacaklarıma doladım. Başımı da dizlerimin üzerine yerleştirirken dışarıyı izlemekten kendimi alamıyordum. Güneş yeni doğuyordu ve hava mavi olmasına rağmen bulutlar pembeydi. Dağların arasındaki aydınlık, güneşin gelişi için hazırlıklarını tamamlarken camın ardındaki serin havayı hissedemesem de görebiliyordum.

Pozisyonumu bozmadan tek elimle camı açıp elimi tekrar bacaklarıma sararken soğuk hava içeriye dolmaya başlamıştı bile. Burnuma dolan toprak kokusu rahatlamamı sağlarken gözlerimi kapatıp beynimdeki düşünceleri defetmeye çalışıyordum. Bu cihazlar olmasa duyamıyor olabilirdim ama beynimin içi, dışarıdan çok daha gürültülüydü.

Psikolok Adam 《Final》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin