part-4

52.4K 1.5K 80
                                    

Banyodan çıktığımda yatağın yanındaki koltukta oturmuş bilgisayarıyla ilgileniyordu.Etrafa göz gezdirdim.Odaya kahveengi ve krem tonları hakimdi.Yatak oldukça geniş ve rahat bir görünüme sahipti. Yatağın karşısından iki basamak indiğinde oturma grubu ve televizyon vardı.Yerlere uzanan camlar ve nefs kesici bir manzara.Bursı benim yaşadığım yere hiç benzemiyordu.Yoksa İstanbul'da mıydık? Ama daha farklıydı burası.Boğazımı temizleyip ellerimi arkamda kavuşturdum.Şirin olmalıydım böylece onunla tatlı bir dille konuşup beni bırakması için ikna etmeliydim.Ona doğru yürümeye başladım:

-''Burası neresi?'' kafasını kaldırmaya bile tenezzül etmeden

-''Otel odası.Beğendin mi? Beğenmediysen dizaynını değiştirebilirsin.'' Afallamıştım.Zengin züppe ne olacak!

-''Hayır odayı beğendim teşekkür ederim.'' yine aynı tavırla:

-''Sevindim.'' Şuna bak hem kaçırıyor hem ilgilenmiyor.Sabret Zehra sadece sabır.

-''Otel odası olduğunu anladım fakat hangi şehir yani daha önce...'' sözümü keserek:

-''Dubaideyiz tatlım.Şimdi bana biraz müsade et işlerimi halletmem lazım dolaptaki kıyafetler sana ait git giyin ya da istersen böyle dur.İster sessiz kalmak şartıyla burada kal ister oteli gez.''

-''Dubai? Müsade? Kıyafet?''

-''Evet Zehra lütfen'' hemen başına gidip laptopun kapağını kapattım ellerimi belime koyarak:

-''Ne demek şimdi bu! '' gözlerinin içi gülüyordu bu halim onu sanırım keyiflendirmişti.

-''Seni kaçırdığımın hala farkında değilsin sanırım.''

-''Ben 18 yaşından küçüğüm nasıl yurt dışına kaçırdın beni pasaportum annemin üzerineydi ayrıca...'' yine sözümü kesmişti:

-''benim ne kadar zengin olduğumunda farkında değilsin galiba.''

-''Seni dünyada kırmızı bültenle aramaya başlamışlardır bile.''

-''Para herşeyi satın alır küçüğüm.''

-''Ama beni sevgimi asla!'' sinirlenmiştim.Dolaptan elime beyaz askılı bir elbise iç çamaşır alıp banyoya gittim ve kapıyı sertçe kilitledim.Kapının önüne geldi:

-''Kapıyı sakın kilitleme aç şunu!''

-''Yalnız bırak beni!''

-''Kilitli kapılardan hoşlanmam aç hemen diyorum sana! Sesinden sinirlendiğini anlamıştım.

-''Açmayacağım işte!''

-''Beni sinirlendirme aç lanet kapıyı!''

-...

-''Ses ver aç dedim sana aç yoksa kıracağım!!'' kapıyı yumruklamaya başlamıştı.Gördüğüm rüya aklıma gelince kapıyı hemen usulca açtım.Yaramaz bir çocuk gibi başımı eğip yere baktım.Nefes alış verişinden sinirlendiğini anlamıştım.

-''Kaldır gözlerini yerden bana bak!'' bağırmıştı birden irkildim ve korkakça baktım. Sinirden gözlerinin damarları belirginleşmişti.Çok sinirlenmişti.İyide sadece kapıyı kililenmiştim neden bu kadar sinirlenmişti ki? Parmağını bana doğru sallayı sanki küçük bir çocuğu azarlıyormuş gibi:

-''Bir daha hiçbir kapıyı hiçbir şekilde kilitlemek yok duydun mu beni!' Bu sefer daha çok sesini yükseltmişti.Korkmuştum gözlerim doldu.

-''Kilitlemek yok!'' diye bağırdı ardından kapıya bir tekme attı kapı kırılıp yere yüksek bir sesle düşmüştü.Korkudan titriyordum gözlerim dolmuştu fakat ağlayamıyordum.Nefesini düzeltmeye çalıştı bense olduğum yerde yerdeki zemini izliyordum.Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum öylece kaldık.Sonra birden bana sarıldı bana zarar vermesinden korkup sesli ağlamaya başladım.Titriyordum deli gibi.

-''Bebeğim ağlama lütfen ben özür dilerim çok özür dilerim.Benim kilit kapılarla ilgili sorunum var lütfen korkma benden amacım seni korkutmak değildi.'' Kendinden çekti beni omuzlarımdan tutup gözlerime baktı.Sinir yerine pişmalık ve şevkat vardı artık gözlerinde.''

-''Sana asla zarar vermem ben.Bak burada rahat olabilirsin bu oda senin ben hemen karşı odada kalıyorum.Sen uyanınca yanında olmak istediğim için buradaydım.Şimdi ben gidiyorum eğer bir şeye ihtiyacın olursa odanın telefonundan101'i tuşla oda servisi 0 numara.Tekrar özür dilerim.Bu arada sakın kapıyı kilitleme lütfen.'' alnımdan öptü ve bana bakıp odadan çıktı.

Oduğum yere çöktüm ve ağlamya başladım bu delinin elinden kurtulmam lazımdı benim.Bir süre daha ağlayıp kaltım ve banyoda geçtim.Küveti doldurdum kıyafetlerimi çıkarıp oturdum.Olanları düşünmeye başladım.Uzun bir süre oturdum kapının tıklatılma sesiyle irkildim.''Bir dakika'' diye seslendim durulanıp bornozumu giydim ve kapıyı açmaya gittim.Gelen Medhat'ti çekinerek ona baktım.Beni baştan aşağı süzdü sonra hemen toparlanıp:

-''Imm bilgisayarım burada kalmış onu almaya geldim''

Kafamı sallayıp içeri davet ettim.Bilgisayarını toparlarken bir yandan konuşmaya devam ett:

-''Aç mısın? Saat 6 buçuk oldu.Hazırlan yemeğe çıkalım.''

-''Tabi olur ben müsadenle hazırlanıp seni ararım.''

-''Pekala görüşürüz o zaman.'' kapıdan çıkıp gitti.

Dolabın önüne geçtim büyük bir dolaptı ve ağzına kadar herşey vardı.Elbiselerden siyah asıkılı elbiseyi seçtim, siyah açık topuklularda altına,koyu renk saçlarımı saçlarımın üst kısmını at kuyruğu yapıpı uçlarını parmaklarımla kıvırdım alt tarafta açık kalan kısmınıda aynı şekilde yapıp kırmızı ruj sürdüm.Telefonun başına geçip dediği sayıları tuşladım.

-''Hallo!(Alo)

-''Ben hazırım''

-''Kapıya çık geliyorum'' telefonu kapatıp aynaya baktım.Daha mı olgun giyinmeliydim?Bu kıyafet sanki yaşımı daha çok belli etmişti.Kapı tıklatma sesi geldi.Hemen kapıya koştum.Hafif uzamış sakalları simsiyah saçları koyu kahve gözleri siyah takım içine bembeyaz gömleği ve ilk 3 açık düğmesiyle gerçkten çok yakışıklıydı.Ah tamda unutuyordum ve o erkeksi baş döndürücü koku.Heyecanlanmıştım.Kocaman bir gülümseme kapladı yüzümü.Beni böyle görünce biraz şaşırdı sonra aynı şekilde gülümsedi.Kolunu uzattı:

-''Bu sevimli genç kız bana akşam yemeğinde eşlik eder mi acaba?'' dudağının üst tarafı kıvrılmıştı.Kendimi ki kıkırdamaktan alı koyamadım.:

-''Of course the older gentleman''(Tabi ki yaşlı beyefendi) ifadesini bozmadı.Tek kaşını kaldırdı.

-''Yoksa yaşlı olmam sizi eğlendiriyor mu genç bayan?'' Koluna girdim.

-''Belki ama şuan eğlenemeyecek kadar açım.'' Küçük kahkaha attı.Tek kaşımı kaldırdım asansöre bindik.

-''Yoksa aç olmam sizi eğlendiriyor mu bayım?''

-''Pekala o zaman...'' sözümü kesen asansörün zili oldu binanın tepesine çıkmıştık tıpkı rüyamdaki gibiydi.Midemin kasıldığını hissettim ve yüzüm düşmüştü.Hemen fark etti bana baktı kendimi toparlamaya çalışarak:

-''Yo..yok birşey hadi yemek yiyelim.''

Buldum SeniWhere stories live. Discover now