Part-42

24.5K 687 27
                                    

Sinirle elimdeki arabanın anahtarını vestiyere fırlattım ve odaya doğru hızla ilerledim.Medhat arkamdan bana yetişti.Üzerimi delirmiş bir şekilde ortalığa fırlatırken sinirle içimdekileri kusuyordum resmen ''O züppe piç yüzünden işimin ilk günü mahvolacaktı Medhat!Adam resmen pişkin pişkin anahtarı ve kendi dosyasını almış!Onun yüzünden ben zan altında kalıyordum,Tanrım eğer bana müsade etseydin tırnaklarımı anında boğazına saplayacaktım!'' Medhat tuvalet masasına yaslandı ve ellerini göğsünde birleştirip sakince konuştu ''Hayır tatlım bunu yapamazdın.O dosya o adamın sayılır kimseye hesap vermek zorunda değil.'' Üzerimde sadece siyah iç çamaşırlarım vardı dehşet içinde Medhat'e döndüm ''Onun yüzünden işimden olacaktım ben! Stajım yanacaktı! Ne demek hesap vermek zorunda değil!'' Medhat yine aynı şekilde cevap verdi ''Tatlım lütfen sakin ol geçti artık hem ben ona haddini bildirdim.'' Haykırarak ''sakin olmanın canı cehenneme!'' Sütyenimi hızlıca açıp Medhat'in suratına sinirle fırlatıp geceliğimi giymek üzere giyinme odasına girdim.Arkamdan Medhat'in kıkırdama sesi geliyordu.Bu daha çok sinirimi bozdu.Banyoya gidip dişlerimi fırçalarken Medhat elinde benim sütyenimle banyoya girdi ''Tatlım çok ateşlisin.'' gülüyordu.Ağzımdaki macunun köpüklerini ona doğru püskürttüm.Gözlerim ateş saçıyordu.Onun ise keyfi yerindeydi ''Hey hey sakin ol lütfen.'' 

İşim bitince yatağa gidip yattım.Medhat arkamdan bana sarıldı onu doğru dönüp sımsıkı sarıldım.Ağlamaklı bir şekilde konuşmaya başladım ''Beni en çok kıran senin bana güvenmemendi Medhat.Yolda giderken bana ima ettiğin şey çok çirkince bir şeydi.Beni çok kırdın.'' Saçlarımdan öptü ''Sevgilim özür dilerim.Ben sadece...'' Doğrulup ona baktım ''Ne sen sadece.Resmen bana güvenmedin beni doğru düzgün savunmadın bile.'' O da doğruldu ''Zehra olayın aslını bilmeden seni savunamazdım bu adil olmazdı tatlım.''Yataktan kalkıp bağırmaya başladım ''Olayın aslı sana anlattığım gibiydi.Bana inanmadın.Bana o dosyayı benim aldığımı ima ettin sen!'' Ellerini saçlarının arasında gezdirdi ''Zehra hayır ben onu ima etmedim belki kaybetmişsindir ya da unutmuşsundur diye...'' Sabahlığımı üzerime giyerken ''Yalan söylüyorsun Medhat neyi ima ettiğini ikimizde biliyoruz!'' Derin bir nefes aldı ''Zehram lütfen gel yatağa.Hey o sabahlığı çıkar üzerinden yanıma gel.'' Kapıya doğru ilerdim ''Sakın peşimden gelme!'' İnleyerek ''Zehra!''

Odadan çıkıp aşağı indim.Mutfakğa girdiğimde ne kadar saçma sapan abur cubur varsa kucağıma toplayıp televizyon odasına gittim.Buraya pek fazla gelmezdim çünkü televizyon izlemek gibi bir huyum yoktu.Elimdekileri geniş rahat koltuğun önündeki tahta sehpaya bırakıp, neredeyse duvarı kaplayacak büyüklükteki televizyonun yanındaki raflardan film seçmeye koyuldum.Elime aldığım vcd Tifany'de Kahvaltı filmiydi.Vcd'ye yerleştirip koltuğa kuruldum.Sinirim hala geçmemişti.

Troy Hamilton'un iki kardeşi vardı.Taylor ve Miranda.Taylor benden iki yaş büyüktü şirkette onunda hissesi vardı ve Bay Hamilton'dan sonra şirketin baş avukatıydı.Mirandayı daha tanımıyordum ve umarım onunla tanışmamda Taylor'la olduğu gibi olmaz.

Bu gerizekalı yüzünden ilk staj günüm mahvoluyordu.Hani şu zengin her istediğini elde edebilen tipler var ya bu tanımın karşılığı kesinlikle Taylor Hamilton'dı.

Odaya girdiğinde pişkin pişkin ''Elbette Zehra'da bitmiyor.Bende bitiyor.'' demesini beni şaşkınlık içerisinden çileden çıkarmaya yetmişti.Neymiş efendim, kendi hisse dosyasını istediği zaman istediği şekilde alabilirmiş bu yetki onda varmışmış.Abisi Bay Troy hayretler içerisinde ona kızarken bende içimden ona küfürler savuyordum.

Taylor bana yaklaştı ve elimi tutup nazikçe öptü ''Bayan Zehra inanın sizi kötü duruma düşürecek bir şey yapmak aklımın ucundan bile geçmezdi.Lütfen özrümü kabul edin.'' Biraz Medhat'in yanımda olmasının verdiği cesaretle ellerimi göğsümde kavuşturdum ''Fakat düşürdünüz Bay Taylor ve bunu daha stajımın ilk gününde hemde iki büyük patronumun buna şahitliğle.'' Dudaklarını büzüp yeşil gözlerini gözlerime kitledi ''Tanrım düşünümedim.'' Daha da sinirlenmiştim ''Ne demek düşünemedim...'' Bu sırada araya Medhat girdi Taylor'a dönüp tehditkar bir şekilde ''Umarım bir daha böyle bir yanlış yapmazsın Taylor yoksa bu durumdan sadece %23'lük hissen bile seni kurtarmaz.Sen daha işe bugün başlamış genç bir stajeri hoş olmayan bir duruma düşürdün bu makul karşılanacak bir durum değil.Olay bana, yani EN YÜKSEKTEKİ ADAMA kadar ulaştı hemde gecenin 11 buçuğunda...'' Medhat en yüksekteki adama cümlesini üzerine basa basa söylemişti.Ses tonunda korkulacak bir sakinlik vardı.

Buldum SeniWhere stories live. Discover now