part-43

20.5K 739 36
                                    

Büyük bir iştahla salatamı çatalıma dolarken konuştum "Hayır bence hukuğun eşit ağırlık bölümünde olması bence gayet mantıklı." Taylor bana dik dik bakarak "Saçmalıyorsun Zehra.Sana bir dava geldiğinde müvekkiline; Ben bu davayı alamam çünkü cotanjatn pi değeri tanımsızdır mı diyeceksin?'' Kahkaha attım ''Taylor asıl saçmalayan sensin.''

Evet Taylorla kötü bir başlangıç yapmıştık fakat yavaş yavaş anlaşmaya başlamıştık.Çok değişik konularda çok değişik fikirlere sahipti.

Yemeğimizin sonuna geldiğimizde garson hesabı getirdi.Taylor'a hesabı bölüşmemiz konusunda ısrar etmeme rağmen hesabı kendisi ödedi.Mekanın kapısından beraber çıkmış şirkete doğru ilerlerken arkamdan birinin ismimi söylediğini duydum.Arkamı döndüğümde Medhat'i gördüm.Şaşkınlıkla ona doğru ilerledim ''Yemeğe gelmeyeceğini söylemiştin.'' Medhat koyu gözlerle ilk bana sonra Taylor'a sonra tekrar bana baktı ''Seni yalnız bırakmak istemedim fakat görüyorum yalnız değilmişsin Zehra.'' Kendimi hemen savunmaya geçermişcesine ''Ben yalnızdım sonra Taylor'la karşılaştık ve bana eşlik etti.'' Taylor Medhat'e odaklanmış bir şekilde ''Öğle yemeğinde genç bayanlar yalnız bırakılmamalıdır Medhat.'' Medhat korkutucu sakin ses tonuyla ona cevap verdi ''Yalnız bırakmadığımı buraya geldiğimi görerek anlamış olman lazımdı Taylor.'' Duruma müdahele etmem gerekliydi ''Ee Medhat ben aslında pek doymadım yani seninle tatlı yiyebilrim sevgilim.'' Medhat bana hışımla dönüp ''Yaa öyle mi oysa ki mekandan Taylor'la çıkarken gayet doymuş görünüyordun.'' Şirin olmaya çalışarak ''Tatlı yiyebilirim.'' Tek kaşını kaldırdı ve tehditkar bir şekilde ''Kendini zorlama Zehra akşama evde ben sana özel bir tatlı yedireceğim.'' Yüzüm kıpkırmızı kesilirken Medhat arkasını dönüp Hummer'a doğru ilerledi.Arkasına bile bakmadan binip gitti.

Sokağın ortasında Taylor'la öylece kalakalmıştım.Çok şaşırmış, üzülmüş ve utanmıştım.Taylor'ın kulağıma eğilmiş alay eder şekilde konuşmasıyla irkildim ''Ne kadar da kaba.'' Sinirle ona döndüm ''Medhat kaba biri değil Taylor.'' Güldü ''Tatlı yedirme meselesinde bile mi?'' Sokağın ortasında uflayıp tek topuğumun üzerinde döndüm taksi çevirmek üzere Taylor'ın yanından uzaklaştım.Taksiyi çevirip bindiğimde Taylor'da diğer kapıdan bindi.Taksici Taylor'a şaşkınca bakarken ona ''O benimle.'' Dedim. Daha sonra şirkete doğru ilerledik.Taylor 8 dakikalık süre boyunca konuşmadı sadece kıkırdayıp durdu ve bu benim sinirimi bozdu.Taksiden inerken Taylor benden önce davranıp taksiciye parayı verdi.

Asansıre bindiğimizde bizimle beraber 3 kişi daha vardı.Taylor hala kıkırdıyordu.Kimseye aldırış etmeden ona sinirle bağırdım ''Taylor kes şunu artık!'' Bunun üzerine Taylor daha şiddetli kahkaha atmaya başladı. Bu beni daha çok sinirlendirdi ''Gülme diyorum sana!'' Kendini güçlükle durdururken asansörde durmuştu ve hemen indim. Daha çıkacak 3 katım olmasına rağmen inip merdivenlere yöneldim.Çünkü o salağa daha fazla katlanamazdım.Sinirle merdivenleri çıktığımda karşımda Bay Hamilton'u gördüm.Beni görünce şaşkın bir şekilde ''Neden asansöre kullanmadın?'' diye sordu.Nefes nefese ''Spor olsun diye Bay Hamilton. Ben gidip dosyalarına bakıyım en iyisi.'' Odasına doğru ilerken kapının önünde biri kolumdan tutup beni kendine çekti.Bu kişinin Taylor olduğunu anlamak pek de zor olmadı ''Bırak kolumu Taylor.''Sırıtıyordu ''Özür dilerim.'' Kolundan kurtulup odaya girdim ''Rahat bırak beni.''Peşimden geldi ''Üzgünüm.'' Ona sinirle döndüm ''Üzgün olman bazı şeyleri değiştirmiyor Taylor.Benim özel hayatım ve iş hayatım seni ilgilendirmez! ama sen iki günden ikisini de mahvetmeye yeminli gibisin.Haftanın geriye kalan 3 günü seni görmeyeceğim için gerçekten şanslıyım!'' Hiçbir şey demeden odadan çıktı.

Günün geriye kalanında Taylor'ı görmedim.Zaten odadan onunla karşılaşma ihtimalimize karşı çıkmamamıştım.

Eve gelir gelmez odaya çıktım.Medhat yatağın yanındaki koltukta oturuyordu.Üzerinde hala iş kıyafetleri vardı fakat gömleğin 4 düğmesi açıktı ve elinde yarım bardak viski vardı.Beni görünce ifadesizce baktı.Ona sakince ''Canım bugün erkencisin.'' Aynı tavırla cevap verdi ''Öğlenden sonra şirkete gitmedim.''Yanına gittim karşısına yatağa oturdum ''Neden?'' Omuz silkti ''Canım gitmek istemedi. Elimle yüzünü okşadım ''İyi misin?'' Elimi çekti ''İyiyim Zehra.'' Ona yaklaştım ''Benimle paylaşmak istediğin bir sorunun var mı?'' Sert bir şekilde ''Hayır'' dedi ve bardağı kafasına dikip yanağımdan öptü.Daha sonra banyoya ilerledi.Arkasından gittim.Üzerindekileri açıp küvete girdi.Bende o sırada yüzümü yıkayıp üzerimi değiştim.Tekrar yanına gittim ''Yemeği hazırlamaya yardım etmeye gidiyorum.''Hiçbir şey demeden küvette aşağı kaydı ve gözlerini kapattı.

Ben salatayı hazırlarken Bayan Wilson masayı hazırlıyordu.Şen kahkahalar içerisinde işlerimizi hallettikten sonra masaya oturup Medhat'i beklemeye başladım.Kurt gibi de acıkmıştım.Çoktan gelmesi gerekirken hala gelmemişti.

Sabredemeyip onu çağırmaya çıktım.Odaya girdiğimde gördüğüm manzara beni epey bir şaşırtmıştı.Medhat bornozuyla yatakta yatmış öylece tavanı izliyordu.Böyle bir şey asla yapmazdı hele ki sırf bu yüzden çıkan kavgalarımızı göz önünde bulundurursak.Gidip yanına oturdum ''Medhat sen iyi değilsin.'' Kollarını bana sardı ''Hayır gayet iyiyim.'' Şaşkınlıkla yüzüne baktım ''Ama sen böyle ıslak bornozla yatakta yatmazsın ki.'' Alnıma bir öpücük kondurdu ve yataktan kalktı.Pijamalarını giyip yatağın içine girdi.Elimi alnına koydum ''Ateşin yok ama sende bir şeyler var.'' Derin bir nefes aldı ''Hayır Zehra yok.'' Kaldırmaya çalıştım ''Yemeğe hadi.'' Kafasını yorgana soktu ''Aç değilim.Uyuyacağım.'' Yorganı kafasından çekerken ''Saçmalama Medhat senin en sevdiğin yemek var.Beşamel soslu biftek hemde yanında italyan eriştesiyle.'' Bu sefer beni yatağın içine çekti ''Bırak şimdi yemeği ben sana açım.Sen gel sene buraya.''

...

Uyandığımda Medhat yanımda uyuyordu.Medhat uyuduğuna göre kesin saat çok erkendir diyerek tekrar uykuya dalmak için çabaladım.Ama olmadı.Saati gördüğümdeyse aklımı kaçırmış bir şekilde yataktan fırladım ''Medhat kalk saat 10.26!'' Medhat gerinerek uyanırken bende şaşkınlıkla ona bakıyordum.O asla iş gününde hatta hafta sonunda bile bu saate kadar uyumazdı.Bana doğru yaklaşıp beni yatağa çekti.Sinir şaşkınlık arasında cırladım ''Medhat napıyorsun?'' Beni yatağa düşürünce kollarıyla ahtatop gibi sardı ''Bugün işe gitmiyorum.'' Olay daha da garipleşiyordu ''Neden?'' Omuz silkti'' İstemiyorum.Sende okula gitmeyeceksin.'' Bu fikir ilk çok hoşuma gitse de Medhat'e sormadan edemedim ''Aa niye ki?'' Beni boğarcasına sararken ''Gün boyu böyle yatıcaz.İstemiyorum.Yanımdan ayrılmayacaksın.'' Hoppala ne oluyor yahu? ''Medhat ama...''Sözümü kesti ''Tek bir kelime dahi edersen kötü olur.Sus.'' Mecburen korkudan sinip Medhat'in göğsüne yapıştım.

...

Akşam olmak üzereydi.Güneş batıyor ortalık yavaşca kararıyordu.Bu sırada Medhat'le televizyon odasında oturmuş saçma programlar izliyorduk.Medhat saçma program sevmezdi bende televizyon sevmezdim.Ama bugün ne olduysa çok sakin sessiz bir gündü.Değil evden çıkmak asansörün 5 metre yakınına bile gitmedim.Medhat'e baktım.İzliyor gibi görünüyordu ama aslında izlemiyordu.Düşünüyordu.Bugün belkide bir milyon kez ona ne olduğunu sordum ve o belkide bir milyon kez hiçbir şey olmadığını söyledi.

O sırada telefonum titredi.Gelen mesaj Taylor'dandı.Açıkcası mesajı açmaya Medhat'in yanına çekindim.Ama mesajın ondan geldiğini görünce öldüresiye bakışlarına maruz kaldım.Mesajda:

''Haklısın.Ne iş hayatın ne de özel hayatın beni ilgilendirmez.Üzgünüm.''

Taylor

Medhat mesajı okur okumaz hiddetle elimdeki telefonu aldı ve bana doğru işaret parmağını sallar gibi salladı. ''Neyden bahsediyor bu piç Zehra?'' tırsak bir şekilde cevap verdim ''Hani biz senle kavga edince yolda yani bende ona öyle söylemiştim.'' Ellerini saçlarının arasında hızlıca gezdirdi.Gözleri alev alıyordu adeta ''Bunu daha önceden bilmiyordu! Aaa tabiki bilmez çünkü Zehra Hanım onunla güzel bir öğle yemeği yedi.'' Kaşlarım çatılmış gözlerim dolmak üzereydi ''Sen neden bahsediyorsun? Sana tesadüf olduğunu söylemiştim.'' İşaret parmağını bana doğru salladı ''Olmayacak! Tesadüf falan olmayacak!'' Sonra telefonumu duvara atıp paramparça etti ve evden çıkıp gitti.Oysa bilmiyordu asıl paramparça ettiği telefonum değil kalbimdi...

Umarım beğenmişsinizdir.

Sizce Medhat neden böyle?

Zehra ne yapmalı?

Peki ya Taylor?

Düşüncelerinizi lütfen benimle paylaşın.

Voteleyen, yorum yapan, vakit ayırıp okuyan herkese çok çok teşekkür ederim :)

Buldum SeniWhere stories live. Discover now