Part-30

25K 820 20
                                    

Aniden leş gibi viski kokan dudaklarına dudaklarıma sabitledi.Tiksiniyordum.Kurtulmaya çalıştım.İzin vermiyordu.Sesli bir şekilde ağlamaya başladım.Bir yandan da bağırıyordum:

-''Bırak beni bırak!''

-''Böyle yapman beni dahada tahrik ediyor.''

Beni etrafında 180 derece döndürdü.Çok güçlüydü kurtulamıyordum.Beni yatağa itti kalkmama fırsat vermeden üzerimi yığıldı.Birden kasığına tekme attım.Acıyla inledi ve üzerimden çekilip yanıma yattı hemen kalkıp pencerinin önündeki barın üzerinde duran viski şişesini elime aldım.Ayağa kalktı:

-''Aklından bile geçirme sürtük!''

Elimdeki şişeyi karşımda duran adamın kafasına savurdum.Şişenin iri köşesi gözünün tam üzerinde parçalara ayrıldı.Adam çarpmanın etkisiyle yatağa savruldu.Kaşından delice akan kan gözününden aşağı doğru akıyordu ve bayılmıştı.Odadan aniden çıkıp merdivenlerden hızla inmeye başladım.Kapıyı açıp çifliğin çıkışına gelmek üzereyken siyah bir araba önümü kesti ve içinden inen bana silah doğrultmuş pislik Parker'le karşılaştım:

-''Nasıl kaçtın seni fahişe?''

Olduğum yerde kalakaldım.Yüzüme doğrulmuş tabancaya baktım.Sesli bir şekilde yutkundum.Bana yaklaştı.Kolumdan sertçe tutup tabancayı kafama dayadı bağırarak:

-''Öldüreyim mi şimdi seni?!''

Haykırdım.

-''Yapma!''

-''Bin şu arabaya küçük fahişe!''

Arabaya sertçe itti.Ardından silahı benden ayırmadan arabaya bindi.Kapıları kitledi ben ise korku içinde ağlmaktan nefes almayı unutmuştum.Arabayı hızla sürüyordu.Bana dönüp bağırmaya başladı:

-''Yaşadıklarının hepsini unutacaksın o orospu çocuğu Medhat'i de kendini beğenmiş yaşlı piçide hepsini herkesi!Sadece benim olacaksın! Sadece bana ait olacaksın!''

-''Ne istiyorsun benden ne?!''

-''Seni isityorum! Seni o lanet şirkette gördüğüm ilk andan beri istiyorum seni!''

Birden duraksadım.

-''Ne şirketi?!''

-''Elinde o kocaman bavulunla saf yüz ifadenle kusursuz bedeninle tam karşımda seni gördüğüm andan beri!O şirkette sana şaşkınca bakanlardan tek farkım senin güzelliğine şaşırmamdı.''

-''Bana zarar verme lütfen yapma.''

-''Artık çok geç.''

Yüzüme bir tokat indirdi ve sonra...

...

Uyandığım yerden aniden kalktım.Kalbim deli gibi atıyordu.Etrafma baktığımda burasının neresi olduğunu bir türlü anlayamadım.Koyu ceviz rengi mobilyalar olan gösterişli bir yatak odasındaydım.Kalktım ve pencereye doğru ilerledim.Gün doğmak üzereydi.Kapıyı doğru ilererken kapıdan açıldı.Parker.O rahatsız edici ela gözleriyle karşımda duruyordu.

-''Nereye getirdin beni?''

-''Sana bunu söyleyemem.''

-''Bırak beni lütfen bırak gideyim.''

Bana yaklaştı.

-''Sanki bıraksam gidecek bir yerin varmış gibi konuşuyorsun.O şerefsiz seni bir an bile merak etmedi.Peşinden gelmedi.Onun için ihaleler,hisseler, paralar senden kat kat daha önemli.''

Bunun farkındaydım ama Parker böyle yüzüme bir tokat indirir gibi söylediğinde acıyla inledim.Geri geri gidip duvara çarptım.Çarpmanın etkisiyle sanki ruhum tekrar onlarca parçaya ayrılmıştı.Yere çöktüm.Bacaklarımı karnıma geçip başımı gömdüm ve sessizce ağlmaya başladım.Yalnızdım yapayalnız.Beni sevdiğini sanmıştım.Beni gerçekten istediğini sanmıştım ama o beni öylesine küçük bir eğlence olarak görmüştü.Canım yanıyordu.Kalbim acıyla sıkışıyordu.Parker önüme çöküp elime dokundu başımı yavaş yavaş kaldırdım ve yumaşak ama huzursuz eden bakışlarıyla karşılaştım:

Buldum SeniWhere stories live. Discover now