Part-12

35.4K 1.2K 20
                                    

Sabah uyandığımda hala klozet ve duşakabinin arasındaydım.Boynum başta olmak üzere her yerim tutulmuştu.Ve başım çok ağrıyordu.Zorlukla kalktım.Etrafa baktığımda klozetin etrafı kusmuktu.Banyodan çıkıp Simge'nin odasına gittim yoktu.Evi dolaştım yoktu.Acaba akşam gelmemişmiydi? Odama gittiğimde çalışma masamın üstünde küçük bir not vardı:

-''Uyandırmaya çalıştım fakat uyanmadın.Benden günah gitti.Notları fotokopi çekitrmem lazım.Merak etme senin içinde çektiririm.Kolay gelsiin. ''         xxxSimgeee

Banyoya gidip etrafı çamaşır suyuyla yıkadım.Daha sonra uzun bir banyoya yaptım.Banyodan sonra televizyon izlerken uyuya kalmışım çalan telefonun sesiyle uyandım.Medhat'ti hemen açtım.

-''Hii''(Selam)''

-''Hii Sweetie, how are u?''(Selam tatlım nasılsın?)

-''Thank u.Im fine.(Teşekkür ederim.İyiyim)

-''Kendinde misin?''

-''Yes.Banyo yaptım.İyi oldu.''

-''Sevindim.''

-''Sen ne yapıyorsun?''

-''Birazdan toplantıya gireceğim. Okay Katy. I will be back soon(Tamam Katy.Birazdan geleceğim)''

-''Seni meşgul etmiyim''

-''Evet başlamak üzere beni bekliyorlar.''

-''Pekala hoşçakal. Bitir işlerini!'' gülmüştüm.Kahkaha attı.

''Evet bitireceğim.''

-''Medhat?''

-''Evet tatlım?''

-''I love you''(Seni seviyorum)Bunu içimden gelerek söylemiştim.

-''Love you too Honey''(Bende seni seviyorum Balım)

Kapattık. 1 saat sonra Simge ve Burak geldi.Simge:

-''İndirimler başlamış!'' Ben:

-''Ne diyorsun? Aldın mı bir şey?!''

-''Malesef canım yanımda Burak olunca pek mümkün olmuyor. Her alışverişten sonra mor bir kolla eve dönüyorum çünkü burak bey sıkıldığı için kolumu sıkıp gitmemizi istiyor.'' Burak:

-''Simge en son çıktığımız alışverişte 42 dakika bir mağzada kaldın.''

-''Ama kararsızdım'' Ben Simge'nin yanına oturup sarıldım korumacı arkadaş havalarında:

-''Kararsız kalmış benim arkadaşım ne yapsın Burak.'' Burak:

-''Siz anlaşılması günç varlıklarsınız.'' Simgeyle birbirimize bakıp gülüştük.Sonra Simge bize kahve yaptı.Epey oturduk.Sıkıldık.Burağı bakkala yolladık abur cubur yedik.Saçma sohpetler ettik.Sonra herkes eline telefonunu aldı.Sonra tekrar saçma sohpetler derken. Sıkıldım kalkıp bılaşıkları yıkadım.Biraz daha oturduktan sonra Burak eve gitti.Simge ve ben bir kahve daha içip fallarımıza baktık.Uyduruyorduk tabi ben başladım:

-''Ayy kızz burada bir gelinlik var.''

-''Hadi canım nerde.''

-''Aha koskocaman gelinlik.Birde oğlan Başında B harfi var.''

-''Ay hadi inşallah''

-''Yol var.''

-''Umarım İstanbul'dur.''

-''Tabi bak İstanbul yazıyo burda''

Gülmeye başladık.Bu sefer Simge başladı:

-''Aaa burada uzun esmer bi herif var''

-''Simge Kahve falında esmer adam olacak tabi.''

-''Uuzzzzuuuun bir yol var.''

-''Memlekete gidcez''

-''Ne memleketi be''

-''Başka ne görüyosun''

-''Nazar var''

-''Gözü olanın gözü çıksın'' biraz daha gülüp odalarımıza çekildik.Saat 11 buçuktu.Elime telefonu alıp Medhat'i aradım.

-''Nasılsın?''

-''Gayet iyi. sen?''

-''İyiyim''

-''Kapatmalıyım seni sonra ararım.''

-''Peki''

-''Seni seviyorum''

-''Me too(Bende)''

Biraz film izleyip uyudum.Ertesi sabah Simgeyle kendimizi alışverişe verdik.O kadar çok şey aldık ki.Poşetlerimiz taksiye zor sığdı.Ve taşıması için Tabikide Burağı çağırdık.Eve girerken Burak:

-''Bu ne kızım ya bıktım sizin şu alışveriş sevdanızdan.''Simge:

-''Ama sevgilim ben sana güzel görünmek için aldım hepsi.''

-''Hadi ya o zaman Zehra kime güzel görünmeye çalışıyor.''Burak Mehdat'i bilmiyordu.Yani biliyodu fakat çok az.Söze atıldım:

-''Bacanağına!''

Hepimiz birden kahkaha atmaya başlamıştık.Dün ki şeyleri tekrarlayıp tekrar uyuduk.

 Her okul sabahı olduğu gibi bu sabahta bir acele bir telaşla Simgeyle evden çıktık.Okula vardığımızda derse daha vardı.Kantinde oturup kahve içmeye başladık.Sonra bizim bölümden bir çocuk yanımıza gelip:

-''Zehra Rektör seni çağırıyor'' Simgeyle birbirimizie baktık çok şaşırmıştık.Ne yapacaktı ki beni.

-''Neden ki'' dedim toparlanıp kalkarken. Alaycı bir tavırla:

-''Genelde rektöre hesap sormam.Onun işzleri beni ilgilendirmez''.Simge:

-''Çok konuşma da uza hadi.'' Çocuk Simgeye tip tip bakıp uzaklaştı.Rektörün kapısına gittim.Sekretere:

-''Ben Zehra Şimşek.Rektör beni çağırmış.''

-''Seni bekliyor içeri geçebilirsin'' Heyecanlanmıştım.Kapıyı tıklatım içeri girdim.Rektörümüz güler güzlü bir adamdı:

-''Gel Zehra otur.''masasının önündeki koltuğa oturdum.

-''Nasılsın?''

-''İyiyim.Teşekkür ederim efendim''

-''Sana vereceğim haberle daha iyi olacaksın''

-''Anlamdım?'' masanın üzerindeki zarfı bana uzatmıştı.Aç diğerek bakıyordu.Üzerindeki ismi okumadan açtım.

''Zehra Şimşek, katıldığınız Erasmus sınavında yüzde1'lik dilime girip Seattle Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okumaya hak kazandınız.''

Yani yazı ingilizce ve biraz uzundu ama özü işte tamda buydu.Bu sınava girerken rektörle sohpet ettiğimde Seattle'da okumak istediğimi söylemiştim.Ben sınavı kazanınca demek bana bu şekilde yardımcı olmuştu.Aman Tanrım.Benim hazırlık okumamdaki amaçta buydu zaten.Seattle'a gidip hem okumak hemde Medhat'le beraber olmak.Rektöre baktığımda bana gururlanmışş bir şekilde bakıyordu.

-''Tebrik ederim Zehra'' Uzattığı elini sıkıca tuttum.

-''Teşekkür ederim.Ben çok çok teşekkür ederim efendim.'' Biraz sohpet ettikten sonra odasından ayrılmıştım.Hemen Medhat'i aramalıydım.Bu duruma çok sevinecekti.Sevincekti değil mi?

Buldum SeniOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz