Bölüm-8

1.9K 77 5
                                    

Multi Arın ve Deren uyurken

Sabah gözlerime gelen ışıkla gözlerimi kırpıştırdım. Bugün cumartesiydi okul yoktu be sonunda. Yattığım yer çok rahattı yıllarca hatta sonsuza dek burda kalabilirim. Hem huzurlu hissediyorum kendimi hem güvenli hemde mutlu bunun nedenini bilmiyorum ama bu yataktan almak istiyorum kendime hep yatarım burda.

Gözlerimi yavaşça açmaya başladım. Gördüğüm görüntüyle gözlerim bi anda açıldı. Şuan Arın'ın göğüsünün üzerinde yatıyordum. Tek elim onun belinde diğeri göğüsünde, oda omzumdan bana sarılıyordu, yüzlerimiz çok yakın ve bana bakıyordu.

Huzursuzca kıpırdanıp kalkmaya çalıştım ama ellerim izin vermedi nasıl sarılmışsam çocuğa ellerim sırtının altında kalıyor o kalkmadan kalkamıyorum. "günaydın atarlı panda" diyip güldü bende gülüp "günaydın egolu ayı" dedim.

Bu dediğime güldü ve "nasıl gece baya iyi uyudun sanırım" bunu inkar etmem gerekiyor galiba ama ne yalan söyliyim baya rahat ve huzurlu uyudum o şeyler aklıma bile gelmedi zaten gece hiç uyanmadım ki aklıma gelsin dimi ama bunu söylemiycem.

"Hiçte bile hep uyandım bi rahat uyutmadın ve korktum baya" güzel yalan sallıyordum "demek uyandığın halde sarılarak yatmaya devam ettin hmm, belki de bilerek sarıldın kim bilir" diyip ellerini omzumdan çekti ve hafif sırtını kaldırıp ellerimi çekmemi sağladı. Doğrulup odasındaki tahmin ettiğim kadarıyla banyoya gitti ve yine ve yine beni arkasında ağzı açık bir şekilde bıraktı.

Biraz yatağında oturduğumda banyodan Arın bağırmaya başladı "o yatakta öyle oturacağına aşağı in de kahvaltı hazırla bir işe yara ben duşa giricem" dedi "emredersiniz beyfendi" diyip hızla aşağı indim.

Çıkardığım kahvaltılıkları masaya yerleştirdim ve çay demleme makinesinde çay demledim ve krep yapıp sofraya koydum. Meyvesuyunu da çıkarıp bardaklarla döktüm. Masayı çok güzel ve düzenli hazırlamıştım helal bana be.

Krebi yaparken kullandığım malzemeleri yıkarken arkamda sıcak bi nefes hissetmemle korkup irkildim ve tanıdık ses kulaklarımı doldurdu "şşş korkma benim" diyip kollarımı sıvazladı yavaşça ona döndüğümde gördüğüm şey gerçek mi diye iki kere gözlerimi yumup açtım ama görüntü değişmiyordu. Arın üstü çıplak bir şekilde dibimde duruyodu.

Gözlerim zor olsada gözlerini bulduğunda bana anlayamadığım ifadeyle bakıyodu. "aferin çalışkan kızıma masayı da ne güzel kurmuşsun. Mutfağı da toparlamışsın merek etme evlendiricem seni" diyip yaşlı ninelerin taklidini yaptı ve ben sadece "ha?" dedim bu dediğime güçlü bi kahkaha attı.

"Benden bu kadar etkileneceğini bilmiyordum atarlı panda" diyip güldü ve üzerime doğru biraz geldi, aramızdaki mesafeyi kapattı ben geri geldikçe o üstüme geliyodu.

En son sırtım mermerle buluşunca aha sıçtım dedim içimden. Ona bakarken aynı sırada dudağımı kemiriyordum. Arın elini arkamda biyere uzatınca galiba ulaşamadığı için üzerime doğru biraz yük verdi. Kalbim tekrar tekrar ve tekrar hızlı ne hızlısı hızlıdan da öte bi şekilde atıyodu. Arın en sonunda alıcağı şeyi almış gibi üzerimdeki yükü azalttı.

Elinde tuttuğu peçeteyi uzattı. Anlamayarak baktığımda açıklama gereği duyup "salyalarını silmen için" dedi ve güldü.

Kendime geldiğimde peçeteyi tuttuğu eline vurup yanından geçtim ve masaya oturdum. Çayları dökmediğim aklıma gelince tekrar kalktım ve sert cisimle çarpıştım yine egolu ayıya çarpmıştım kim olucaktı başka. Kendimi toparlayıp çayı aldım kendime döktükten sonra ona da döktüm.

Sessiz bi şekilde kahvaltı yaptık. Masadan kalkınca masayı toplayıp bulaşıkları hallettim. İçeri girdiğimde Arın üstünü giymiş, ayaklarını sehpaya uzatmış şekilde oturuyodu. Yanına gidip oturdum yine sessizdik. Arın elindeki telefonu bana gösterdiğinde ağzım açık kaldı ne ara bulmuştu bunu ya.

Telefonda şuan benim pepeli pijamalarımla çekildiğim fotoğraf vardı. Telefona daha dikkatli baktığımda benim telefonum olduğunu anlamam uzun sürmedi.

Kendimi toparlayıp "sen , sen ne ara aldın bunu ya?" diye sinirle sordum. Cevap vermek yerine gülmeyi tercih etti. Sinirle ayağı kalktım ama o oturuyodu rahat bir şekilde. "Cevap versene onu alıp fotoğraflarıma bakmaktaki amaç ne yani niye böyle bişi yaptın?" Of çok rahattı bu çocuk ya o da ayağa kalkınca yüzüne bakmak için hafif başımı kaldırdım.

Napıyım uzundu benden.

"Canım yapmak istedi" dedi "sen her canın istediğini yapıyor musun?" diye sinirle sordum o da memnuniyetle "hı hııııı" dedi ı yı uzatarak.

Of çıldırıcam "Arın verir misin o telefonu?" diye sakin ve kibarca sordum. Arın ise kafasını yana doğru sallayıp"ı ıııııh" dedi çocuklar gibi."Arın bak güzellikle söylüyorum ver o telefonu" Arın tek kaşını kaldırıp

"Demek güzellikle söylüyorsun öyle mi?"

"Evet."

"Peki vermezsem ne olucak?"

"İşte bu olucak" diyip elindeki telefona atladım ama o kadar sıkı tutuyordu ki haber vermeden atlamama rağmen alamadım.

Arın gülmeye başladı "alabiliyosan al bakalım" dedi ve kolunu yukarı kaldırdı koluna baktığımda benim onu almam bu boyla imkansız diye düşündüm.

İlk olarak rahat etmem için bileğimdeki tokamla saçlarımı tepeden topuz yaptım. Sonra Arın'ın omzundan destek alarak zıplamaya başladım eli çok yukarıdaydı ya.

Sonunda eline değdim alıcaktım ki elini bir anda belime götürdü ve orda saklamaya başladı. Belimde sakladığı eli yüzünden çok yakındık. Nefesimi tuttum ve yutkundum. Kalbimin atış hızını söylememe gerek yok zaten siz biliyorsunuz.

Belimdeki ellerinden telefonu almaya çalışıyordum. Ne ara koltuğun arkasına geçtiğimizi bilmiyorum. Burda sehpa olmadığı için rahat hareket ediyorduk. "Ya Arın çocuk musun versene şunu ya" diye çocuk gibi mızmızlanmaya başladım.

Bacağındaki eklemine tekme atıp çökmesini planlıyodum ki işler istediğim gibi gitmedi ve Arın üzerime doğru düştü. Elini refleksle başımın arkasına koydu yere çarpmamam için. Bir kaç dakika saf saf birbirimize baktık Arın kendini toparlayıp kalkıcağı sırada hiç olmayacak şey oldu ayağa kalkarken ayağı kaydı ve üzerime düştü bu arada dudaklarımız çarpıştı.

Zoraki Sevgilim (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now