Bölüm-35

1.2K 75 4
                                    

"Arın ben seni..." Sonra kulağımda bi titreme hissettim ardından ses kesildi. Telefonu kulağımdan alıp bakmaya başladım.

Açılmıyordu kesin şarjım bitmişti. Aslında şarjım var diye hatırlıyorum ama şarkı dinlerken bitmişti anlaşılan. Şansıma lanet edip telefonu cebime koydum.

Eve doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Önüme değil yere bakarak yürüdüm. Etrafta pek fazla kişi yoktu.

Aslında telefonun kapanması iyi oldu ne diyecektim ona sadece seni seviyorum mu? Yüz yüzeyken, gözleri gözlerimde, elleri ellerimdeyken, kokusu burnuma dolarken demek varken niye sadece sesini duyarak diyim ki? En uygun fırsatta söylemeyi planlıyordum.

Bizim sokağa inen merdivenlerden yine yere bakarak indim. Merdivendeki kırık -her seferinde ayağımın takılıp düştüğüm- boşluğa yine ayağım takıldı. Merdivenle buluşmayı beklerken belimdeki kolla düşmem engellendi.

Yumduğum gözlerimi açıp beni tutan kişiye bakmak için arkamı döndüm. Belimdeki elini gevşetti dönebilmem için ama çekmedi.

Arkamı tam döndüğümde şaşkınlıkla bakakaldım. Kaşlarımı çatarak "senin ne işin var burada?"

"Seni düşünceli gördüm. Seslendim duymadın bende merak ettim, korktum peşinden geldim ki iyiki de gelmişim az kalsın düşüyordun."

"Bir şey olmaz hep düşüyorum alışkınım sağol yinede" diye saçmaladım.

Eli hala belimdeydi rahatsız olmuştum ama kırmamak için bir şey demedim.

"Neyin var niye düşüncelesin?"

"Bir şeyim yok dalmışım öyle."

"İnanmalı mıyım?"

"Sen bilirsin."

Aşağıdan gelen araba sesiyle oraya döndüm. İnen kişiye şaşkınlıkla bakakaldım. Yiğit'e döndüğümde o da Arın'a şaşkınlıkla ve sinirle baktığını gördüm.

Arın arabanın yanında bize sinirle bakıyordu. Yiğit "neyse bi tatsızlık çıkmadan ben gidiyim. Görüşürüz" diyip yanağıma küçük bi öpücük bıraktı. Bir şey dememe izin vermeden arkasını dönüp merdivenlerden çıktı.

Bende aşağı Arın'ın yanına indim. Çatık kaşlarıyla ve bi o kadar sinirli bakışlarıyla "kusura bakma romantizminizi böldüm Yiğ İt le."

Gözlerimi devirip "ne alaka ya ne romantizmi? Yok öyle bir şey"

"Gördüm öyle bir şey olup olmadığını. Adamın eli belindeydi ya belinde. Bide öptü seni" dedi sinirle hafif bağırarak.

"Ya dalgınken görmüş merak etmiş gelmiş peşimden sonra düşücekken son anda tuttu beni. O yüzden belimdeydi eli."

"O sana yürüyor."

"Saçmalama Arın o bana bakmaz."

"Asıl sen saçmalama görmüyo musun, nasıl bakıyor, ilgileniyor seninle" sonra kaşlarını çatıp devam etti "kendini çirkin görüyorsan büyük haksızlık yapıyorsun."

Bana güzel demişti. Demişti bana güzel. Güzel demişti bana.

Beynimde milyon kez tekrarlandı bunlar.

Mutlulukla gülümserken Arın "ben seninle ne yapıcam?" Sonra en beklenmedik şeyi söyledim.

"Sevsen?" dedim çocukça. O da ilk şaşırsada sonra dudağının sağ tarafı yukarı kıvrıldı ve gülümseyerek "ya seviyorsam?"

Bidakika ne demişti o? Ya seviyorsam mı? Arın beni seviyor mu? Seviyor mu Arın beni? Beni Arın mı seviyor? Şaşkınlıkla Arın'a baktım. Gülümsüyordu. Şaşkınlıkla "seviyor musun?" Gülümsedi ve bir adım atarak aramızdaki mesafeyi kapattı.

Zoraki Sevgilim (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now