Bölüm-14

1.7K 71 0
                                    

Kalbimi zaten anlatmaya gerek yok her zamanki gibi maratona katılmıştı. Şuan aramızda bir iki santimetre bile yoktu. Biri kafamıza yavaşça bile vursa dudaklarımız değerdi o derece.

Arın sinirle bakan gözleriyle "ben varken sana asla bir şey olmaz. Bunu şu beynine sok ve benim yanımda asla korkma. Ben varken korkmak sana haram duydun mu beni?!" Duymamak mümkün mü be kükredi resmen kükredi.

Şuan pozisyonumuz benim ellerim Arın'ın göğüsünde, onun elleri benim ellerimin üzerinde birbirimize bakıyoruz.

Biraz böyle bakıştıktan sonra tam bir şey diyecektim ağzımı araladım ki Arın arkasını dönüp gitti. Yine ve yine arkasında ağzı açık beni bıraktı. Herkes bana, ben Arın'a bakıyordum. Etrafa bir göz gezdirip bakışlara aldırmadan yürümeye başladım.

Hızla sırama yürüyüp çantamı sırama koydum ve oturup Arın'ı beklemeye başladım ondan özür dilemem gerekiyordu. Çok sinirlendirmiştim onu.

Aslı yanıma geldi "noldu kızım bahçede herkes sizi konuşuyor? Arınla kavga mı ettiniz? Niye onunla beraber geldiniz okula? Niye sen ona öyle bağırdın naptı ki? Kızım hadi anlat" yine her zamanki Aslı taramalıya bağladı. "Sus be kızım bi nefes al. Yine tuttun beni soru yağmuruna" diye bıkkınlıkla söylendim. "Öf tamam hadi anlat" dedi her zamanki meraklı sesiyle. Oflayıp anlatmaya başladım.

"Sabah okula gelirken karşılaştık işte o da hadi gel beraber gidelim dedi bende o yolculuğu çekmek istemediğim için kabul ettim. Sonra bana kemerini tak dedi bende inat ettim mal gibi takmadım, o da o zaman benden günah gitti dedi. Çok hızlı kullandı arabayı okula geldiğimizde de öyle ben bağırdım ona niye böyle yapıyosun diye o da ben varken korkmak sana haram dedi sonra gitti işte" Aslı bi iki saniye durdu ve birden "Ne? Ben varken korkmak sana haram mı dedi? Yuh kızım ciddi misin? Oha ben şok. Arın acaba seni seviyor olabilir mi ki acaba?"
"Sessiz olsana kızım ne bağırıyosun ya. Hem ne alaka sevmesi? Sevmiyo o beni sadece" durdum ne diyeceğimi düşünmeye başladım. Aslı "sadece?" Diye sordu of ne diycektim.

Aklıma gelen ilk şeyi söyledim "sadece erkek diye egosunu okşadı bu" ne? Cidden ben mi söyledim bunu? Ne saçmalıyorum Allah aşkına ya? Öf inşallah Aslı biir şey demez.

"Hı bence de" dedi gülerek. Konuyu değiştirmek hemde merak ettiğim için "Beste'yi gördün mü?" diye sordum. "Hayır gelmedi galiba" önümdeki sıraya baktığımda çantası yoktu.

Aslı utangaç tavırla birden "Deren" dedi. Anlamsız gözlerle ona bakarken saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp dudağını ısırdı "şey sence de Emir çok tatlı çocuk değil mi?" diye ince sesiyle sordu ve yerdeki bakışları beni buldu.

Ne? Oha Aslı Emirden mi hoşlanıyordu? Hoşlanıyo mu Emir'den? Şaşkınlıkla "oha" dedim Aslı utanmış olucak ki kafasını iki yana sallayıp "öf saçmaladım gene unut knka dediklerimi. Hem onun sevgilisi vardır, bana bakmaz o" dedi ve tam yanımdan kalkıcakken kolundan tuttum.

"Asıl şuan saçmalıyorsun. Oha dedim çünkü şaşırdım. Ne bileyim beklemiyodum böyle bir şey. Evet Emir yakışıklı çocuk. Sevgilisi olup olmadığını öğrenirim ve yoksa bile niye sana bakmasın senden güzelini mi bulucak be" diyip gülmeye başladım. O da benimle beraber güldü. Hoca sınıfa girdiğinde Aslı yerine geçti. Bugün çeteden kimse gelmiyecekti galiba.

***

Sıkıcı okul bittiğinde Aslıyla beraber okuldan çıkıp durağa yürüyüp oyalanmadan eve gittik. Arınla hiç konuşmamıştık nedense bi eksiklik hissediyorum. Öf ne saçmalıyorum yine aç olduğum için eksik hissediyorum. Yoksa Arınla ne alakası var ki.

Odama geçip hızlıca üzerimdekilerden kurtulup duşa girdim. Su beni her zaman rahatlatmıştır. Duş almayı çok seviyorum.

Uzun bir duşun ardından odama geri gelip üzerimi giydim. Saçlarımı da tarayıp iki tane ördüm ki yarın kıvırcık olsun. Mutfağa geçip yemeklere bakınmaya başladım. Umarım sevdiğim bi yemek vardır.

Tezgahın üzerinde gördüğüm görüntüyle sevinçle çığlık atıp alkış yaptım. Canım anam mantı yapmıştı. Nerdeki bu azıcık yalakalık yapsaydım iyiydi ama hazır yok hemen mantıya gömüldüm. Kesin emniyetteydi.

Daha fazla yiyemiyeceğimi anladığımda sofradan kalkıp, kirlettiğim bulaşıkları makinaya koydum.

Odama geri gelip telefonumla ilgilenmeye başladım. Hiç whatsapptan mesaj olmayınca instagramıma girdim. Gelen isteklere baktığımda 100 ü geçtiğini görüp göz devirdim. 2 gün kabul etmeyince böyle çoğalıyordu. Biraz instagramda takılınca sıkıldığımı anlayıp telefonu kapattım.

Saate baktığımda henüz 6 olduğunu görünce göz devirdim. Oyalanmadan gelince böyle oluyo tabi.

Az önce kapattığım telefonumdan mesaj sesi yükseldiğinde hızla telefonu elime alıp mesaj atan kişiye baktım. Umarım Arın'dır.

Tövbe ne dedim lan ben?

Tabiki şaka yazmasını falan istemiyorum. Baktığımda gönderen kişinin Beste olduğunu gördüm

Gönderen Beste;Napıyosun?
Gönderilen Beste; Sıkılıyorum sen?
Gönderen Beste; Bende
Gönderen Beste;Şey diycem hani geçen konuşamadık ya şimdi konuşalım mı olur mu sana da?
Gönderilen Beste; Olur tabi nerde buluşalım?
Gönderen Beste; Ben konum atıcam oraya gel. Ben şuan ordayım seni bekliyorum.

Attığı konuma baktığımda park olduğunu anladım. Altıma mavi yüksek bel kot ve üzerine de beyaz uzun kollu yarım kazağımı geçirdim, saçlarım zaten örtülüydü. Belimede siyah kemerimi takıp siyah ceketimle, ayakkabılarımı da giyip hızla evden çıktım.

Beste'nin attığı parka geldiğimde gözlerimle etrafı taramaya başladım. Gözlerim salıncakta oturan Beste takılınca yanına doğru yürümeye başladım. Hiç bir şey demeden yanındaki salıncağa oturdum.

5 dakika sessiz kaldıktan sonra Beste yere baktı birşeyleri hatırlıyomuş gibi duruyordu.

Sessizliği bozup "burda, bak tam burada benim tüm hayallerimi, umutlarımı, beni ben yapan herşeyi tam burda kaybetttim. Hepsi aslında bir salıncak sevdası yüzündendi. Sırf sıra beklemeden salıncakta saatlerce sallanabileyim diye herşeyimi yaktım ben ama o zaman daha çocuktum tek isteğim, hayalim buydu. Salıncakta saatlerce, sıra beklemeden, birilerini bekletmeden sallanmak. Sonra o 3 adi adam tüm herşeyimi aldılar benden. Küçücük bir kıza tecavüz ettiler. Küçücük ya küçücük, hiçbir şeye aklı kesmeyen, masum olan en küçük varlığa yaptılar bunu."

Boğazım düğümlenmişti hiçbir şey söyleyemiyor, yutkunamıyordum. Beste'nin ağzından hıçkırık kaçtı. Bende ondan farksız değildim. Tek yapabildiğim şey şok olmuş bir şekilde Besteyi dinlemek ve ağlamak. Evet bende ağlıyordum. Henüz bir şey bilmeme rağmen ağlıyordum.

Sonra Beste devam etti "bu, bu o kadar utanç verici bir şey ki kimseye anlatamıyosun. Küçük olmana, suçsuz, en günahsız sen olmana rağmen utanıyosun. O kadar çok utanıp korkuyorsun ki salıncaklara küser oluyosun. Sanki birdaha salıncağa bindiğinde aynı şeyleri yaşıyacağını sanıyosun. Çok korkuyosun. Ben bunların hepsini 7 yaşında yaşadım. Ben 7 yaşındayken benim çocukluğumu bitirdiler. Elimde olan, olmayan her şeyi elimden aldılar. Bunu sadece o pis, adi, şerefsizler yaptı. Küçücük yaşımda o kadar çabuk büyüdüm ki, sadece 1 gün Deren, sadece 1 günde büyüdüm ben. 1 günde tüm çocukluğumu aldılar benim elimden" şok olmuş bir şekilde Besteyi dinlemeye devam ettim.

Tüm dedikleri her defasında bir kez daha yankı yapıyordu beynimde. Beste'nin bakışları hala dalgın bir biçimde yerdeydi ve hıçkırarak ağlıyordu. Şuan sanki anlatmıyor o anı tekrar yaşıyo gibiydi.

Bende ağlamama biraz ara verip "Deniz'le aranızdaki sır bu mu?" diye sorabildim bir tek. O da göz yaşlarını eliyle silip hızla kafasını salladı. "İyide ben Deniz'in böyle bir şeyi sorun edeceğini hiç sanmıyorum. Hatta sorun etmez ve hep senin yanında durur" diye ümitle konuştum. Belki ümitlenip Deniz'e anlatır diye.

"Biliyorum sorun yapmaz ama kim yanında öyle bi kızın olmasını ister ki? Bir başkasının dokunduğuna dokunmak ister? Bana her baktığında, bana her yakınlaştığında bu aklına gelicek ve bilmiyorum belki de tiskinecek. Benim suçum olmasa bile bunun cezasını niye ben çekiyorum ki ya?" Sonra bana baktı ve devam etti "sen söyle Deren kim ister böyle bir kızı yanında?" diye titrek sesiyle sordu. Hiç bir cevap veremedim. Tam cevap verecektim ki arkamızdan gelen sesle susmak zorunda kaldım.

"Ben isterim!"....

Zoraki Sevgilim (TAMAMLANDI)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن